Eyüp Kaçar
Kadim kent Diyarbakır'da bir süre önce yapılan kazılarda üzerinde Amed yazılı sikkeler bulundu.
Diyarbakır, tarihi kaynaklarda adı sıkça 'Amid' olarak anılırken, bu adın 'Amed' şeklinde de okunabileceği belirtiliyor. Ortaya çıkarılan altın, gümüş ve bakır sikkelerde yer alan yazının 'amid', ''amida'' ve 'Amed' olarak telaffuz edilebildiği ve üç ismin de aynı kelimeyi ifade ettiği kaydediliyor.
DİYARBAKIR'IN ESKİ ADI
1928'in Kasım ayından itibaren, o dönemde kullanılan yeni alfabede (Latin Alfabesi) yayımlanan gazete ve dergilerde, Diyarbekir'in eski adının 'Amed' olduğunu belirten ifadelere rastlamak mümkün. 6 Şubat 1933'te yayımlanan 'Diyarbekir’in ismi değişecek mi?' başlıklı bir haberde, kentin adı Amed olarak yer alıyor.
Anadolu Gazetesi'nde 17 Nisan 1938'de yayımlanan bir makalede de Diyarbakır'dan Amed olarak bahsediliyor. 1930'lu yılların ünlü romancısı Tireli Orhan Rahmi Gökçer de gazete Amed'in Kızları' adlı anlatısında, Sasani kralı I. Kubad'ın MS 503'te Bizans hakimiyetindeki Amed şehrine yaptığı saldırıları temel alarak duygusal bir hikaye ile ortaya koyuyor.
Tarihte 'Amida Kuşatması' olarak bilinen ve Sasanilerin zaferiyle sonuçlanan bu kuşatma, birçok tarihçi tarafından detaylı bir şekilde aktarıldı.
SİKKELERLERDEKİ YAZI
Tarihte Amed'de çeşitli hükümdarlar, farklı dönemlerde sikkeler bastırdı. Osmanlı Sultanı 3. Mehmed adına 1595'te Amed'de Osmanlı tuğrası bulunan altın sikke basıldığı kaydediliyor..
Eyyubi hükümdarı Melik Salih'in 1237'de gümüş ve bakır sikke, Yavuz Sultan Selim adına 1513'te altın sikke, Kanuni Sultan Süleyman adına 1530'da altın ve çiftbaşlı bakır sikke ve Mervani hükümdarı Ebu Mansur adına da 1010 ile 1011'de gümüş sikke bastırıldığı kayıtlarda yer alıyor.
Ayrıca, Artuklu hükümdarı Melik Salih Mahmud, 1218'de Rum Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus ile ortak olarak bakır sikke bastırdığı ifade ediliyor.
SİKKELER MÜZEDE SERGİLENİYOR
Diyarbakır İçkale'deki müzede sergilenen sikkeler, ziyaretçilerini beklerken, sikkeler üzerinde Arapça yazılanların farklı şekilde telaffuz edilebildiği bildirildi.
Diyarbakır'ın Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular döneminde başkent, Osmanlı döneminde ise Diyarbakır Beylerbeyi adıyla büyük bir eyalet merkezi olduğunu kaydeden yetkililer, Diyarbakır'ın tarihsel süreç içerisinde sahip olduğu gücün simgesi olarak Amed ve Meyyafarikin baskılı sikkeler kullanıldığını belirtti.
Yetkililer, yaklaşık 1000 yıl boyunca b u bölgede aralıksız sikke basıldığını, Anadolu Selçuklu, Artuklular ve Osmanlı dönemlerinde ise bizzat Amed yazılı sikkelerin darphanede basıldığını söyledi.