MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’nin 28’inci Dönem 3’üncü Yasama Yılı’nın ilk grup toplantısında konuştu. Türk milletinin büyük ve güçlü bir aile olduğunu ifade eden Bahçeli, “Birbiri ardına tuzaklanmış kör labirentlerden sıyrılabilmek, siyasi, stratejik, diplomatik ve ekonomik mahiyetli çok cepheli mücadeleden başarıyla çıkabilmek için öncelikle özümüze dönmemiz, öz değerlerimizle kenetlenmemiz, milli birlik ve kardeşliğimizi özgüvenle sahiplenmemiz ikamesi ve ihmali olamayacak netlikte ve nitelikte bir zorunluluktur” diye konuştu.

“İnsanlığın içine sıkıştığı zora ve silaha dayalı şiddet mengenesini gevşetme çabaları şimdiye kadar sonuçsuz kalmıştır”

Güncellenmiş barbarlık, güçlenmiş vahşet, yeni dünya düzeni adıyla formüle edilen küresel sömürgeciliğin yalnızca Türk-İslam alemine değil, beşeriyetin tamamına pusu kurduğunu söyleyen Bahçeli, “Bu pusuda zalimler insanlık vicdanını doğrudan hedef almışlardır. Olmaz denilen ne varsa olmaya başlamıştır. Zulüm taarruza geçmiş, insani, ekonomik, sosyal ve ahlaki zayiat tahammül sınırlarından taşmıştır. Küresel arenada emperyalist azgınlığın yapı taşlarını döşediği korku imparatorluğu seri cinayetlerinde devamlı el ve çıta yükseltmektedir. Sabrın limitleri dolmuş, akıl ve sağduyunun güvertesini sular basmıştır. İnsanlığın içine sıkıştığı zora ve silaha dayalı şiddet mengenesini gevşetme çabaları şimdiye kadar sonuçsuz kalmıştır” dedi.

İnsani krizlerin bir volkan ağzı gibi patlamakta olduğunu kaydeden Bahçeli, “Dünya bir yanda kendi yörüngesinde diğer yanda güneşin yörüngesinde dönerken, maalesef adalet, ahlak, anlayış, ortak anlam ve amaç yörüngesinden şiddetle kaymış, bu kayış dehşet verici hadiselerin sökün etmesine kapı aralamıştır. Beşeriyet temiz bir vizyona, adil ve cesur politikalara, yeni bir hikâyeye, yeni baştan adaletli, insaflı ve istikrarlı bir düzene aç ve muhtaçtır. Daha doğrusu, müşterek hayatın gayesine matuf berrak, haktanır, eşitlikçi, hukuki çerçevesi belirgin ve caydırıcı kurallarla ihata edilmiş ahlaklı bir düzenin tesis ve temini şarttır. Yerküreyi A’dan Z’ye huzursuzluğa ve umutsuzluğa sevk eden mevcut statükonun tamiri ve tadili değil, köklü tasfiyesi gerekmektedir. Çünkü maddi ve teknolojik gelişmeler beklenenin aksine, beşeriyeti ahlaki, psikolojik ve ruhsal iflasın eşiğine taşımış ve esasen mahvetmiştir” diye konuştu.

“Sosyal medya suikastlarına boyun eğecek bir fıtrat bizde hiç yoktur”

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkeleri ve kuruluş iradesi üzerinde tahribat ve oynamalara heves edilmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Paylaşamayacağımız bir şey yoktur. Sahte ve sanal gündemlere kaptırılacak yakamız yoktur. Küresel projelere boyun eğecek, tamam diyecek, saklanıp sinecek korkak bir meşrep bizde yoktur. Sosyal medya suikastlarına boyun eğecek bir fıtrat bizde hiç yoktur. Ne söylemişsek arkasındayız. Neyi diyorsak sözümüz olsun, yapacağız. Türkiye’mize sahip çıkacağız. Cumhur İttifakı’nı yaşatacağız” ifadelerini kullandı.

“Savaş çıkacağı kadar çıkmıştır”

Gazze’nin 360 gündür vurulduğunu dile getiren Bahçeli, “İmdat ve yardım çağrılarını duyacak Türkiye ve birkaç ülke dışında, müessir bir irade ne görülmüş, ne de ortaya çıkmıştır. Vahşetin kol gezdiği Orta Doğu’da insanlık can çekişirken, eşzamanlı olarak küresel vicdan da felçli ve fecaat verici sessizliğe gömülmüştür. İsrail Gazze ve Batı Şeria’da sistematik zorbalıklarına her gün bir yenisini ilave ederken, diğer yanda ve aynı zamanda Lübnan’a, Yemen’e ve Suriye’ye bomba yağdırmaktadır. Bölgesel savaşın çıkıp çıkmayacağını, savaşın yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağını tartışıp havanda su dövenlere sormak gerekir ki, akıl heybelerinde bulunan savaşın olması ve yaşanması için daha neyin olması beklenmektedir? Savaş çıkacağı kadar çıkmıştır” dedi.

“İsrail, geri planda Türk ve İslam düşmanı küresel güçler Orta Doğu’ya ve yakın coğrafyalara darbe üstüne darbe indirmektedir”

Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesi hakkında konuşan Bahçeli, “Geçtiğimiz haftanın Cuma günü, Hizbullah lideri Nasrallah’ın Beyrut’ta katli, ardından yine Hizbullah’ın ilk halkasını oluşturan diğer yöneticilerine karşı nokta operasyonlar başkaca bir yorum ve değerlendirme yapmamıza engeldir. Savaşın bir konsept dahilinde ve stratejik olarak yaygınlaştırılmasının sadece Orta Doğu’yla sınırlı kalacağını düşünenler yanılmakta ve yanlış hesap içindedir. ABD’nin Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine varıncaya kadar devam edegelen sürek avı etki alanını ve şiddet enerjisini genişleterek neredeyse vatanımızın sınırlarına dayanacaktır. Kaldı ki, İsrail’in sabotaj ve saldırılarının aynı zamanda Türkiye’ye verilmiş bir mesaj olduğunu inkar etmek bize kalırsa söz konusu değildir. İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin, Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin, Hizbullah lideri Nasrallah’ın sırayla ölümleri içi içe geçen, birbiriyle bağ ve bağlantılı olan vahim olaylardan bazılarıdır. Görünürde tetikçi İsrail, geri planda Türk ve İslam düşmanı küresel güçler Orta Doğu’ya ve yakın coğrafyalara darbe üstüne darbe indirmektedir” dedi.

“Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarının boykotu gündeme alınmalıdır”

Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi yapısının yeni baştan ve derhal reform edilmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, “Bu reform ihtiyacının gecikmesi çok ciddi ve sancılı gelişmelere sebep olacaktır. İsrail saldırıları karşısında üç maymunu oynayanların, soykırıma seyirci kalanların ne diyeceği, ne yapacağı, neyi önereceği önemsiz bir ayrıntıdır ve hükmünü kaybetmiştir. Geldiğimiz bu aşamada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin fonksiyonel yapısı değişmeli, aksi halde Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarının boykotu gündeme alınmalıdır. Aynı zamanda, ülkelerin eşit katılım ve oy hakkını ihtiva eden alternatif dünya birliği konusunda çalışmalar hızlanmalı ve dünya beş ülkenin ağzına bakmaktan kurtulmalıdır. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Kürsüsüne elinde haritalarla çıkıp asıl ve potansiyel hedeflerini açık eden Netenyahu ve temsil ettiği terör devleti karşısında İslam ülkeleri de Allah için sesini yükseltmelidir” açıklamasında bulundu.

Türkiye ile Suriye’nin iş birliği ve uzlaşma zemininde daha fazla oyalanmadan buluşması ve İsrail ve destekçilerinin yaygın tehdidine karşı milli güvenlik unsurlarının tetikte ve teyakkuzda olması gerektiğini söyleyen Bahçeli, Türkiye içinde yuvalanmış, hücre hücre örgütlenmiş yabancı istihbarat uzantılarının deşifre edilmesi gerektiğini ifade etti.

Sivil ve demokratik bir anayasayı Türkiye’ye ve Türk milletine kazandırmanın yeni yüzyılın en büyük demokratik başarısı olacağını dile getiren Bahçeli, 12 Eylül darbe döneminin kalın iz ve tortularını taşıyan mevcut anayasayla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğası ve sistemsel mimarisinin çeliştiğini belirtti.

Özgür Özel: Erdoğan derse Kasım ayına kadar erken seçim yapmaya hazırız Özgür Özel: Erdoğan derse Kasım ayına kadar erken seçim yapmaya hazırız

Yeni yasama yılında Meclis’in gündeminde yer alan kanun teklifleri hakkında konuşan Bahçeli, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi ile dokuzuncu yargı paketinin kısa süre içinde yasalaşacağına inandığını söyledi.

“Özgür Özel sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür”

Sinan Ateş Davası ve CHP lideri Özgür Özel hakkında konuşan Bahçeli, “Kendi ittifaklarına iyiler, bizim ittifakımıza da kötüler diyen provokatör CHP Genel Başkanı’nın mahkeme kapılarında bir avuç MHP düşmanıyla esip gürlemesi, batık gemiler gibi siyasi ahlaksızlığın meçhul sahillerine düşe kalka sürüklenmesi tek kelimeyle yüzsüzlüktür. Ne kadar Türkiye karşıtı, layüsel, laçka, lekeli ve icazetli sima varsa, hepsi bir olmuş, görülen bir cinayet davası münasebetiyle Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve dava arkadaşlarımızı şerefsizce suçlamaya kalkışmışlardır. Eski veya yeni fark etmez, bazı partilerin genel başkanları, kifayetsiz muhabirler, ekranları fitne fesat yayan bir kısım karanlık televizyon kanalları ayak üstü mahkeme kurmuşlar, bilirkişi, hakim ve savcı rolüne soyunarak partimizi, dava arkadaşlarımızı namertliğe dahi taş çıkartan bir iştahla yargılamaya tevessül etmişlerdir. Milliyetçi Hareket Partisi Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve ikincisi dün başlayan malum davanın duruşmalarını dikkatle takip etmektedir. Çok söze gerek yoktur. Aslında buna değecek hiç kimse yoktur. Ben az söyleyeyim, muhatapları çok anlasın, bizim için yeterlidir. Özgür Özel sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür, bastığın yaş tahta, bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiçbir yere götürmeyecektir” dedi.

Editör: Nazmi Kahraman