Livesience'de yer alan araştırmaya göre, uzun yıllardır bilim insanları, Dünya'nın tarihindeki büyük yok oluşların yaşamın çeşitliliğini nasıl etkilediği sorusunu tartışıyor. Yeni bir araştırma, bu sorunun beklenmedik bir cevabını ortaya koydu: Kitlesel yok oluşlar, yaşamın daha da karmaşık ve dayanıklı hale gelmesine yol açabilir.

GAIA HİPOTEZİ VE TARTIŞMALAR

Dünya'nın canlı bir organizma gibi davrandığı ve kendi kendini düzenlediği fikrini savunan Gaia hipotezi, uzun yıllardır bilim dünyasında büyük ilgi görüyor. Ancak bazı bilim insanları, iklim değişikliği gibi büyük çaplı felaketlerin bu dengeyi bozabileceğini ve yaşamın kendi sonunu getirebileceğini düşünüyor.

YOK OLUŞ SİMÜLASYONLARI

Yeni çalışma, bu tartışmalara farklı bir boyut kazandırırken, bilim insanları, bilgisayar simülasyonları ile büyük felaketlerin yaşamın çeşitliliği üzerindeki etkilerini inceledi. Sonuçlar oldukça şaşırtıcı: Büyük felaketler, yaşamın tamamen yok olmasına neden olmak yerine, hayatta kalan türlerin daha hızlı evrimleşmesine ve yeni ekosistemlerin oluşmasına zemin hazırlıyor.

FELAKETLER YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Araştırmacılara göre, büyük felaketler sonrası hayatta kalan türlerin, boşalan yaşam alanlarını doldurmak için hızlı bir şekilde evrimleşiyor. Bu süreçte daha karmaşık ve dayanıklı ekosistemler ortaya çıkıyor. Tıpkı bir orman yangını sonrası yeni bitki türlerinin ortaya çıkması gibi, büyük yok oluşlar da yaşamın yenilenmesine olanak tanıyor.

Bilim insanları dünya dışı yaşam araştırmalarına da yeni bir perspektif getirirken, ''Büyük felaketlerin yaşanmış olduğu gezegenlerde, yaşamın daha karmaşık ve dayanıklı olabileceği düşünülüyor. Bu da, dünya dışı yaşam arayışlarında farklı gezegenlere odaklanmamızı sağlayabilir'' dedi.

TARTIŞMALAR SÜRÜYOR

Bulgular, bazı bilim insanlarınca kabul edilirken, bazıları tarafından da kabul görmüyor. 

Bazı bilim insanları, büyük felaketlerin yaşamın çeşitliliğini azalttığını ve uzun vadede olumsuz etkiler yarattığını savunuyor.