Esat Oktay Yıldıran’ın adının bir ilkokula verilmesi, hem sosyal medyada hem de siyasi çevrelerde büyük tepki çekti. Kararı, insan hakları ihlallerine, işkenceye, şiddete ve faşizme karşı çıkanlar kınadı. Kararın, toplumu kutuplaştırmak ve provokasyon yapmak amacıyla alındığı iddia edildi. Peki 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Diyarbakır E Tipi Askeri Cezaevi'nde yaşanan işkencelerin önemli faillerinden biri olarak tanınan Esat Oktay Yıldıran kimdir, ne zaman öldü? Esat Ktay Yıldıran olayı ne? İşte detaylar...

ESAT OKTAY YILDIRAN KİMDİR?

Esat Oktay Yıldıran 15 Şubat 1949'da doğdu. Yıldıran, 12 Eylül Darbesi sonrası 24 Şubat 1981-1983 tarihleri arasında Diyarbakır E Tipi Askerî Cezaevi'nde yüzbaşı rütbesiyle güvenlik amiri olarak görev yaptı. Diyarbakır'a Ankara'dan gönderildi. Başçavuş Mevlüt Akkoyun'un yerine göreve geldi. Görev süresi boyunca tutuklulara işkence yaptırdığına dair iddialar vardır. 1980-84 yılları arasında, cezaevinde 30'dan fazla tutuklu öldü. Cezaevinde PKK'nın kurucularından Kemal Pir ve Mehmet Hayri Durmuş, PKK Merkez Komite Üyesi Mazlum Doğan gibi isimler de öldü.

Yıldıran'ın 1980 sonrasında Diyarbakır Cezaevi'ne atanmasıyla bu cezaevinde Foucault'cu anlamda disipliner teknikler uygulanmaya başlandığına dair iddialar vardır. Türkçe bilmeyen tutuklulara 1 gecede İstiklal Marşı, Andımız, Gençliğe Hitabe ve Atatürk İlkelerini ezberlettiğine dair söylemler vardır. Yıldıran'ın "Co" adında bir Alman çoban köpeği vardı. İddialara göre, bu köpek mahkumların cinsel organlarını ısırması için eğitilmişti ve tüm mahkumlar bu köpeği selamlamakla hükümlüydü.

Yıldıran hakkında şikâyetler olmasına rağmen hiçbir soruşturma veya dava isteği kabul edilmedi. Yıldıran, Diyarbakır Cezaevi'ndeki görevinin bitişinin ardından İstanbul'a atandı. İstanbul 23. Piyade Tümeni'nde binbaşı rütbesiyle tabur komutanı olarak görev yaptı.

ESAT OKTAY YILDIRAN NE ZAMAN ÖLDÜ?

Yıldıran, 22 Ekim 1988 günü eşi ve bir çocuğu ile birlikte Ümraniye'nin Sarıgazi semtindeki askerî lojmanların önündeki duraktan bir halk otobüsüne bindi. Aynı duraktan otobüse binen iki kişi, Yıldıran'ın oturduğu koltuğun arkasındaki sıraya geçti. Kalabalık olmayan otobüs, saat 14.50'de Kısıklı Meydanı'ndaki durağa geldiğinde durdu ve kapıların açıldığı sırada saldırganlardan biri ateş açtı. Arkasından açılan ateş sonucu mermilerden ikisi Yıldıran'ın boynuna ve sırtına isabet etti. Bir mermi de otobüste bulunan yolculardan birine geldi. Ateş açan iki saldırgan otobüsten inip kaçtı. Yıldıran ve vurulan diğer yolcu, hastaneye götürüldü. Yıldıran kurtarılamadı ve hayatını kaybetti. Suikastı, PKK üstlendi. Saat 21.00'de Cumhuriyet gazetesini arayan bir kişi, "Kısıklı'da cezalandırılan Esat Oktay Yıldıran, PKK tarafından öldürülmüştür.Yıldıran, PKK tarafından "Cellat" olarak anılmış ve ölüm listesine alınmıştı.

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü, gazetecilere, "Binbaşı otobüs içindeyken, sivil elbiseliyken vuruluyor. İki kişi oldukları tahmin ediliyor. Bir kişi ateş ediyor. Otobüs durduğu sırada kapılar açıldığında ateş ediyorlar ve kaçıyorlar." dedi. Yıldıran, Edirnekapı Şehitliği'ne defnedildi.

ESAT OKTAY YILDIRAN HAKKINDA TARTIŞMALAR

1 Ekim 2010'da Fatih'te Şehitler Parkı’ndaki anıtta yer alan Yıldıran’ın ismi, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin tepkileri üzerine Ergenekon davaları sırasında Fatih Belediyesi tarafından kaldırıldı. Yıldıran’ın adının yer aldığı mermer parça, belediye ekipleri tarafından söküldü.

Yıldıran'ın oğlu Timuçin Yıldıran, Nisan 2012'de Rasim Ozan Kütahyalı'ya yazdığı yazılar nedeniyle dava açtı. Mahkeme, "Yıldıran'ın kişisel hatırasına hakaret" suçundan dolayı Kütahyalı'ya 90 gün hapis cezası verdi.Nagehan Alçı da aynı suçtan dolayı 105 gün hapis cezası aldı.

2012'de 12 Eylül Davası'nın yeniden başlamasının ardından Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği, Yıldıran ile ilgili açıklamalarda bulunmuştur:

Editör: Ayşegül Yaşar