Diyarbakır tarihte , batıya açılan kapının vergi merkezi konumunda yer alıyordu.

Diyarbakır ile ilgili salnamelerde yere alan bilgilere göre, Diyarbakır sadece Anadolu’nun değil, neredeyse tüm bölgenin ticaretinde önemli bir rol oynuyordu. 

Dönemin en gelişmiş şehirlerinden biri olan Diyarbakır, stratejik konumu sayesinde ticaretin kalbi haline gelmişti. 

SON DURAK DİYARBAKIR'DI

Uzak diyarlardan, hatta komşu ülkelerden gelen tüccarların, batıya mal taşımadan önce son durak olarak Diyarbakır'a uğradığı ve burada gümrük işlemlerini yaptıkları kaydediliyor.

Diyarbakır'da bulunan bölgesel Gümrük İdaresi'nin, Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli gelir kaynaklarından biri olduğu da ifade edilirken, ticaretin çok yoğun olduğu bir dönemde, gümrük işlemlerinin de hayati bir önem taşıdığı belirtiliyor.

DİYARBAKIR GÜMRÜĞÜ

Tüccarların, batıya göndermek istedikleri malların vergilerini bu gümrükte ödemek zorunda oldukları belirtilirken, Diyarbakır Gümrüğü'nün, sadece bir vergi toplama merkezi olmadığı, aynı zamanda imparatorluğun ekonomik kontrol mekanizmasının önemli bir parçası olduğuna değiniliyor.

Kadim kentin, doğu ve batı arasındaki stratejik konumu sahip olması nedeniyle ticarette benzersiz bir avantaj sağladığı kaydediliyor. 

TÜCCARLARIN KENDİNİ GÜVENDE HİSSETTİĞİ YER

İpek Yolu’nun kesişim noktasında yer alan Diyarbakır, ticaret kervanlarının vazgeçilmez duraklarından biriydi. 

1760'lı yıllarda kurulan Diyarbakır Gümrük İdaresi'nin, tüccarların güvenliğini ve işlemlerinin hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak için özel önlemler aldığı da belirtilirken, Bu da Diyarbakır'ı, tüccarlar için güvenli ve cazip bir ticaret merkezi haline getiriyordu.

Diyarbakır Gümrük İdaresi’nin bu denli önemli olması, şehirdeki ticari hayatı da canlandırıyordu.