Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki tuz madeninde yolsuzluk nedeniyle görevden alınan maden emini rüşvetle geri dönmüş.

Diyarbakır Salnamelerinde yer alan bilgilerde, Diyarbakır Salnamelerinde yer alan bilgilere göre, kentin tuz madenlerinden çıkan tuzların, sahtekarlıkla kişisel kazanca dönüştürülmesi ve bu durumun yarattığı toplumsal huzursuzluk, 19. yüzyılın ikinci yarısında büyük yankı uyandırdı. 

Diyarbakır'da 19 yüzyılda yaşanan olay, adalet sistemindeki çürüklüğün ve rüşvetin gücünün ne denli olabileceğini gözler önüne seriyor. 

Kentin tuz madenlerindeki yolsuzluk, halkın büyük tepkisini çekmiş ve isyanlara yol açmış.

TUZ MADENİNDEKİ YOLSUZLUK

İngiliz Seyyah Robert Barkley'in de seyahat notlarında değindiği, tuz yolsuzluğu halkın büyük tepkisine neden olmuş.

Diyarbakır'ın hayat damarı olan tuz madenlerinde görevli maden emininin, büyük bir yolsuzluğa karıştığı belirtilerek, kentin tuz ihtiyacını karşılayan bu önemli görevi suiistimal eden eminin, kişisel çıkarları için madenlerden çıkan tuzu zimmete geçirdiği kaydediliyor.

Bu durumun, halkın temel ihtiyaçlarından olan tuza erişimini zorlaştırdığı ve büyük bir ekonomik yük oluşturduğu ifade edilirken, halkın feryadı üzerine harekete geçen Diyarbakır Valisi Abdurrahman Paşa'nın, yolsuzluğa bulaşan maden eminini görevden almış ve yargıya teslim ettiği belirtiliyor.

Adaletin tecelli etmesi beklenirken beklenmedik bir gelişmenin yaşandığı ve maden emininin, İstanbul'daki yetkililere rüşvet vererek, cezasından kurtularak yeniden görevinin başına geçtiği kaydediliyor.

RÜŞVET VE ADALET SİSTEMİ

Bu olay, o dönemde adalet sisteminin ne denli zayıf olduğunu ve rüşvetin her şeyi nasıl satın alabildiğini gösterdiği ifade edilirken, şöyle deniliyor:

''Maden eminin rüşvetle serbest bırakılması, halk arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratmış ve adalete olan güveni sarsmıştır. İngiliz seyyah Robert Barkley de olayı anlatırken, 'Halk arasında bilinen bu suç, adaletin sağlanamaması nedeniyle büyük bir güvensizlik yaratmıştı' diyerek halkın duyduğu öfkeyi dile getirmiştir.''

KAYNAK: Sabri Mengirkaon / Mardin Artuklu Üniversitesi

Editör: NAZMİ KAHRAMAN