Orta Çağ'dan Cumhuriyet dönemine kadar merkez olan Diyarbakır İçkale'de, birden fazla sarayın olduğuyla ilgili izler yer alıyor.
Kadim şehir Diyarbakır, sadece tarihi surları ve medeniyetlerin izleriyle değil, aynı zamanda görkemli saraylarıyla da dikkati çekiyor. Orta Çağ'dan Osmanlı dönemine kadar hükümdarların ikametgahı ve yönetim merkezi olarak kullanılan bu saraylar, şehirde yaşayanların hafızasında önemli bir yer tutuyor.
MERVANİLER'DEN OSMANLI'YA UZANAN MİRAS
Yapılan kazılarda sarayların olduğu belirlenen İçkale'de X. yüzyılda İbn Havkal, notlarında Diyarbakır'daki saraylara değiniyor. Araştırmacılar, bunun da şehrin tarih boyunca siyasi ve kültürel bir merkez olduğunu gösterdiğini belirtiyor.
Özellikle Mervaniler döneminde şehrin başkent olmasıyla birlikte yeni saraylar inşa edildiği ifade edilirken, bu dönemde, Mervani hükümdarı Nasrüddevle tarafından Burcü’l-Melik'te inşa edilen saraya, oğlu Ebü’l-Kasım Nizâmüddîn Nasr tarafından dördüncü bir kat eklendiği kaydediliyor.
''BIYIKLI MEHMET PAŞA'NIN SARAYI''
XVII. yüzyılda Evliya Çelebi'nin gezi notlarına göre, ise İçkale'de Artukoğulları'ndan kalma bir sarayın yanı sıra Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından yaptırılan muazzam bir saray bulunuyordu.
Bu sarayın 150 odası ve birkaç divanhanesi olduğu belirtilirken, Matrakçı Nasuh'un minyatürlerinde de İçkale'deki bu görkemli yapılar net bir şekilde gösteriliyor.
BATILI GEZGİNLERİN HAYRAN KALDIĞI SARAYLAR
Diyarbakır'daki saraylar, sadece yerli tarihçilerin değil, Batılı gezginlerin de ilgisini çekmiş. C. Niebuhr, 1766'da kale içindeki sarayı ve harap olmuş diğer yapıları ziyaret ederken, J. S. Buckingham ise sarayın görkemine hayran kalmış. V. Cuinet ise sarayın metruk haliyle bile estetik mimarisi ve ihtişamıyla anılmayı hak ettiğini ifade ediyor.