Diyarbakır salnameleri ve tarihi kayıtlarda yer alan bilgilere göre, Diyarbakır'da 1869 yılında, dönemin Valisi Kurt İsmail Paşa'nın öncülüğünde, kimsesiz çocuklara meslek edindirmek amacıyla bir ''ıslahhane'' kuruldu. Hasan Paşa Hanı'nda faaliyete geçen bu okulda, 60 kadar çocuk terzilik, kunduracılık, abacılık gibi mesleklerde eğitim görüyordu. Daha sonra 700'e çıkarılan okulda, jandarmanın ayakkabılarını bu çocuklar yapıyordu.
ÇOCUKLARIN ÜRETTİĞİ ŞALLAR iSTANBUL'A SARAYA GÖNDERİLDİ
Avrupa'dan usta getirilen usta öğreticiler tarafından eğitilen çocuklar kısa sürede meslek sahibi olarak üretime başladı.
Islahahane öncesi sokaklarda yaşamlarının sürdüren ve aralarında gayrimüslimlerin de olduğu çocukların ürettiği ürünler beğeni kazandı. Ürünler Diyarbakır dışına da gönderilmeye başlandı.
Çocukların kısa sürede ürettiği şalların İstanbul'a gönderildiği ve Sadrazam tarafından incelenerek beğenilmesiyle siparişlerin verildiği belirtilirken, şalların padişahlara sunulduğu ifade ediliyor.
Vali ve halkın desteğiyle büyüyen okulun, daha sonra sur dışında yeni bir binaya taşındığı kaydedilerek, ''Mezun olanlara diploma ve hatta dükkân açmaları için sermaye bile veriliyordu'' deniliyor.
UMUT DOLU GİRİŞİM HÜSRANLA SONUÇLANDI
Kurt İsmail Paşa'dan sonra göreve gelen valilerin kötü yönetimi ve yolsuzlukların, ıslahhanenin sonunu getirdiği anlatılan tarihi kaynaklarda, şöyle deniliyor:
''Gelirler çarçur edildi, aletler satıldı, hesap defterleri 'suya atılarak' yok edildi! 1879 yılında harabeye dönen okul, bir daha açılamadı.
Yıllar sonra, eski valilerden Aziz Paşa ıslahhanenin yeniden açılması için çabaladı. Hatta İstanbul'dan usta ve müdür bile gönderilmesi planlandı. Ancak eski zimmetlerin ortaya çıkarılamaması, bu hayali de suya düşürdü.''
Diyarbakır'ın ilk meslek okulu olan bu ıslahhane, bugün sadece tarih sayfalarında kaldı.