Diyarbakır'ın İçkale bölgesinde yer alan  ve halk arasında ''İnci ile Arap Türbesi'' olarak bilinen türbe gizemini koruyor.

Diyarbakır İçkale’deki eski adliye binasının arkasında, Dicle Nehri’ne hâkim bir konumda bulunan türbe, yüzyıllardır halk arasında çeşitli söylentilere konu olmuştur. 

Peki, bu türbe gerçekten kime ait? Tarih araştırmacıları ve yerel halkın anlatıları bu soruya farklı cevaplar veriyor.

KAYNAKLARDA FARKLI ANLATILIYOR

H A B E R İ Ç İ1-1

Diyarbakır’ın tarihi merkezi olan İçkale’de yer alan bu gizemli türbe, yıllardır halk arasında iki aşık ya da iki kardeşe ait olduğu yönündeki söylentilerle anılıyor. 

Bu rivayetler, türbenin bilinmezliğine dair halkın merakını artırsa da, tarihçiler farklı bir görüş sunuyor.

Diyarbakır’ın tanınmış tarih araştırmacısı Şevket Beysanoğlu, bu türbenin Mervani Hükümdarı Nasıruddevle Mansur ve eşi Sittünas’a ait olabileceğini belirtiyor. Beysanoğlu’nun bu iddiası, 11. yüzyılda yaşayan tarihçi İbnü’l Ezrak’ın kayıtlarına dayanıyor.

Diyarbakır’da ‘Toplumsal Cinsiyet’ eğitimleri sürüyor Diyarbakır’da ‘Toplumsal Cinsiyet’ eğitimleri sürüyor

MERVANİ HÜKÜMDARI VE EŞİ Mİ?

Haberi̇çi̇ Türbe Gi̇rşi̇İbnü’l Ezrak’ın aktardığına göre, Nasıruddevle Mansur 1094 yılında Cizre’de vefat etmiş ve cenazesi Amid’e (Diyarbakır) getirilerek, eşi Sittünas tarafından Dicle Nehri’ne bakan kayalıkların üzerine inşa ettirilen bir kubbeye defnedilmiştir. Aynı yere daha sonra Sittünas’ın da defnedildiği belirtiliyor.

HALK ARASINDA ''İNCİ İLE ARAP TÜRBESİ'' OLARAK BİLİNİYOR

Mervani̇ Ki̇tabe

Halk arasında türbeye ''İnce Arap Türbesi'' adı verilmiştir. Bu ismin kaynağı, burada yatan kişilerin birinin İnci adında bir kadın, diğerinin ise Arap adında bir erkek olduğuna dair rivayetler.

Bu isim, türbenin tescil kaydına da geçmiştir. İlginç bir şekilde, türbenin bulunduğu yer ve yapısal özellikleri, İbnü’l Ezrak’ın tarifleriyle birebir örtüşüyor.

İNCİ İLE ARAP TÜRBESİ

Türbe Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından korunmaktadır. 

Güney kapısının üzerinde yer alan celi sülüs yazı türünde iki satırlık kitabe, Bakara Suresi’nin 126. ayetini içermektedir. 

Kitabenin metninde, Hz. İbrahim’in ''Ya Rabbi! Burasını emin bir belde yap!'' duası yer alıyor. Bu ayet, türbenin manevi değerini daha da artıran bir unsur olarak dikkati çekiyor.

GİZEM DEVAM EDİYOR

Türbe hakkında mevcut bilgiler, farklı kaynaklar ve rivayetlerle desteklenmesine rağmen, tam olarak kime ait olduğuna dair net bir cevap bulunmamaktadır. Ancak, hem halk arasında hem de tarihçiler arasında türbenin Nasıruddevle Mansur ve eşi Sittünas’a ait olabileceği güçlü bir ihtimal olarak görülüyor.

Bu gizemli yapı, Diyarbakır’ın tarihine ışık tutan önemli eserlerden biri olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.

KAYNAK: Doç. İrfan Yıldız / Diyarbakır Dicle Üniversitesi

Editör: EYYUP KAÇAR