Diyarbakır'da Müslüman ve Hıristiyan çocuklarının eğitim gördüğü kurum, zimmet, usulsüzlük ve kayırmacılık nedeniyle kapatıldı.

Diyarbekir Vilayeti Salnamelerine yansıyan zimmeti, usulsüzlük ve kayırmacılık olayının ısllahhanede meydana geldiği kaydediliyor.

Diyarbekir şehir merkezinde dilencilik yapan 60 kadar kimsesiz Müslüman ve Hıristiyan çocukların eğitimi amacıyla Hasanpaşa Hanı'nın üst katının kiralandığı belirtilerek şöyle deniliyor:

''Dönemin Diyarbakır Valisi Kurt İsmail Paşa, 1870 yılında şehri sur dışında geliştirme çalışmaları sırasında, kimsesiz çocukları barındırmak ve onlara bazı sanatları öğretmek için bir ıslahhane inşa ettirmek ister. Önce Hasan Paşa Hanı’nın üst katını kiralar, burayı yatılı okul yapar, aşağı katlarda meslek atölyeleri açar. İlk etapta kentte dilencilik yapan Müslüman ve Hıristiyan 60 çocuk alınır. 

Çocuklara burada terzi, kundura, soba ve şalcılık eğitimi verilir ve birer meslek sahibi olmaları sağlanır.''

MAKİNELER AVRUPA'DAN GETİRİLDİ

Vatandaşların da destekte bulunduğu ıslahanenin gelirinin artmasıyla öğrenci sayısının kısa süre sonra 110'a çıkarıldığı kaydedilerek, Avrupa’dan getirilen çeşitli makinelerle üretimin artırıldığı ifade edildi.

DİYARBAKIR'DAN SADARETE ŞAL

Islahjhane

Salnamelerde yer alan bilgilerde, ıslahhanede üretilen şalların nam saldığı ve talep üzerine Diyarbakır'dan İstanbul'a Sadaret'e gönderildiği yer alıyor.

Kurt İsmail Paşa'nın görev süresini tamamlayarak kentten ayrılmasıyla Diyarbakır ekonomisine önemli katkı sağladığı belirtilen ıslahhanenin giderek kötü yönetilmeye başlandığı belirtildi.

GELİR VE GİDER DENGESİNİN BOZULMASI

Belgelerde, Kurt İsmail Paşa’dan sonra Diyarbakır'a atanan valilerin ''kethüda ve ağalarını buraya müdür olarak atadığı ve bunun da kurumun gelir gider dengesini bozduğu'' anlatılıyor.

Kötü yönetim, zimmet ve gelirlerinin sürekli azalmasıyla zarar etmeye başlayan ıslahhanenin kapandığı kaydedilen belgelerde, şu ifadelere yer veriliyor:

''Islahhanenin geliri bir takım suistimallere uğramış ve 'çalıp çırpan kişilerin' eline geçmiştir. Mekteb binası da 1879 yılından sonra büsbütün harap olmuş; satılmış olan alet ve edevat ile eşyanın bedeli ise bazı şahısların ellerinde kaybolmuştur.''

ZİMMETE GEÇİRİLENLER TAHSİL EDİLEMEDİ

kapanan ıslahhanenin yeniden açılması amacıyla konunun Şura-yi Devlet Dâhiliye Dairesi, Maarif Nezareti ve Ticaret Nezareti’nde görüşüldüğü kaydediliyor.

Islahathane ile ilgili layihada şöyle deniliyor:

''Ticaret Nezareti’ne bağlı olan ıslahhanenin yeniden açılması ve sermayesinin tedariki, eski zimmetlerinin hesaplanarak tahsil edilmesine bağlıdır. Söz konusu zimmetlerden bir şey kurtarılırsa ancak o zaman mektebin sermayesi yeterli düzeye ulaştırılacak ve lazım olan sanayi aletleri hazırlanabilecektir.''

ÖZEL KOMİSYON KURULDU

Islahhanenin kapanmasına neden olan zimmet, usulsüzlük ve kayırmacılıkla ilgili özel bir komisyonun kurulduğu ifade edilerek, şöyle deniliyor:

''Islahhaneye ait hesapların görülmesi gelirin nerede ve kimlerin elinde kaldığını açığa çıkarmak amacıyla amacıyla 1899 yılı sonunda hususi bir komisyon kurulmuştur.

Araştırma ve incelemelere başlanmasına rağmen, aradan uzun zaman geçmesi nedeniyle bir fayda elde edilemeyip, yalnız Islahhane edevatının 1882 yılında satıldığı; satış bedelinden 6.329 kuruşun mal sandığına teslim olunduğu ve hesap evraklarının suya atılmak suretiyle tamamen mahvedildiği ortaya çıkmıştır.

Bu nedenle ıslahhane bir daha açılamamıştır.''

KAYNAK: Dr. Hatip Yıldız  / Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi