Diyarbakır’daki nevruz kutlamasına katılan Tayip Temel, gündeme ilişkin görüşlerini anlattı. Yeni bir çözüm süreci ihtimaline ilişkin konuşan Temel, koşul ve ihtimalleri değerlendirdi.

Temel, “Şu an içinden geçtiğimiz koşullar böylesi bir dönemin başlamasının koşul ve imkanlarının zayıf olduğunu gösteriyor” dedi.

Tayyip Tmel Ferit Aslan Cega Medya

‘Yeni bir çözüm süreci ihtimali zayıf’

Temel, “Seçimden sonra Türkiye’yi yeni bir süreç mi bekliyor sorusu üzerine şöyle konuştu:

“Yani şöyle bir şey, biz HDP’nin üzerine kurulu olduğu gelenekten geliyoruz. DEM Parti ve bu gelenek her zaman Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesini sağlamaya çalıyor. Zaten HDP/ DEM Parti bir müzakere partisi olarak kuruldu. 2013-2015’teki süreçte, neredeyse bir heyet sadece ve sadece bu süreci yürütmek ile müzakere heyeti olarak görev alarak günlerce, aylarca çalışma yürüttü.

Bu konuda bizim üzerine kurulu olduğumuz perspektif zaten demokratik yolla çözüm, antidemokratik uygulamaların bitirilmesi, Kürtlerin haklarının statü temelinde diyalog yolu esas alınarak çözülmesidir. Fakat şu an içinden geçtiğimiz koşullar gerçekten hem iktidarın içine girdiği angajmanlar, siyasi ittifaklar hem günlük olarak yürüttüğü politikalar böylesi bir sürecin, böylesi bir dönemin başlamasının koşul ve imkanlarının zayıf olduğunu gösteriyor.”

‘Çözüm savaşta değil ama iktidarın adım atma koşulları da yok, niyeti de yok’

Görüşlerinin sebeplerini de anlatan DEP Parti Eş Genel başkan Yardımcısı Temel şöyle devam etti:

“Her seçim öncesi iktidar, Kürtlere biraz umut verir, Kürt halkına biraz umut verecek söylemler ve sözler sarf eder ya da aslında o güvenlikçi politikalarını daha çok savaş politikası olarak tanımladığımız politikaları sürdürür, zirveye taşır ama alttan alta da aslında bu politikaları biz yürütüyoruz fakat yine çözüm bizde, umut bizde, diyalog kurulacak merci biziz gibi bir düşünce sistematiğini topluma belli yöntemler ile yansıtır yani yayar.

Şimdi tam böyle bir klasikle karşı karşıyayız. Genelde Kürt siyasi hareketin bazı aktörleri de çözümün nasıl olması gerektiğini ortaya koymaları elbette çok kıymetli. Çözüm savaşta, operasyonda değil. Ama iktidarın böylesi koşullarda, böylesi adımları atma koşulları yok, niyeti de yok. Böyle gözüküyor, şu anda yok.”

‘Başlanacaksa İmralı’dan başlamalı’

Temel, İmralı’da uygulanan tecridin gündemleştirilmesi ve kırılması için 15 gün süren bir yürüyüş yapıldığını hatırlattı. Bu konunun birçok kanaldan ve yöntem ile iktidara iletildiğini de söyleyen Tayip Temel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yani DEM Parti’nin tecridin kalkması konusunda ısrarı biliniyor. Çünkü, başlanacaksa bir doğru politika oradan başlamalı. Sebebi de şu; Hem savaş konusunda söz söyleyebilecek hem barış konusunda söz söyleyebilecek hem de demokratik müzakere zeminini geliştirebilecek aktördür.

Böyle bir gücü böyle bir etkisi var. Fakat ısrarla iktidar böylesi bir adımı atmaktan imtina etti. Geçmişte aileyi bile, aile görüşünü bile neredeyse siyasi bir pazarlık zeminine çeken demeçler veya değerlendirmeler oldu iktidar cephesinden. Yani avukat ve ailenin görüşünün olmasının hukuki olarak somut bir hak olduğunu biliyoruz. Bu tartışma konusu bile olamaz. Ama her zaman iktidar önemli, çok esaslı bir konu olduğunu bilincinde olarak engelledi.”

‘Şantaja dönüştürdü’

DEM Partili Temel, iktidarın engellemekle kalmadığını, bu konuda bir politika geliştirdiğini da ifade ederek şunları söyledi:

“Yani iktidar böyle bir şey olacaksa ya da böyle bir işaret olacaksa da bunun çok önemli bir sürecin başlangıcı olacağı izlenimini verdi. Şantaja dönüştürdü. Oysa nitelikli müzakere önce ada koşullarının değişmesi, adadaki koşulların düzeltilmesi ve avukat aile görüşünün koşulsuz, şartsız bir şekilde gerçekleştirilmesiydi.

Bu konuda bir gelişme yok. Yani biz çok zorladık. Gerçekten yürüyüşten sonra yürüyüşten önce iktidarın konuda adım atması gerektiğini düşündük. Ama son gelişmelerden anlıyoruz ki aslında iktidarın böylesi bir niyeti gözükmüyor. Seçime odaklı, seçim sonuçlarına odaklı ve seçimden sonra da saldırının ya da doğrusu güvenlikçi politikalarının boyutunun bu artacağına dair işaretler var.”

‘Kürtlerle AKP arasında tartışılacak bir konudan ibaret değil’

Ahmet Türk, Selahattin Demirtaş ve Leyla Zana’nın, “Kürt meselesinin çözümünde ‘Muhatap Erdoğan’dır” sözlerinin hatırlatılması üzerine Tayip Temel, şunları söyledi:

“Eş Başkanlarımız bir aydır meydanlarda sürekli Dolmabahçe mutabakatına ve müzakerelere dönülmesine dair çağrılar yapıyor. Ahmet Türk, Selahattin Demirtaş ve Leyla Zana gibi aktörlerin böylesi değerlendirmeler, böyle de çağrılar yapması elbette anlaşılırdır.

Sebebi de şudur. Yaklaşık 40 yıldır süren bir savaş var. 40 yıldır süren bir çakışmalı ortam var. Bu çatışmalı ortamda nerdeyse 7-8 iktidar değişti. Ve her iktidar değiştiğinde güvenlikçi politikalar ve çatışma siyaseti güncellendi. Kürt halkının statüsüne ve Kürt sorununun çözümüne dair bir aks değişikliği yaşanmadı. Bazen değişir gibi oldu, AKP iktidarı bu konuda bazı adımlarda attı, atmaya yeltendiği, atacak gibi oldu.

Fakat bu değerlendirmelerin temel konusu şudur. İktidar adım atacaksa, iktidar çözüm zeminine dönecekse elbette müzakere edilmesi gereken güç iktidardır ve iktidar bunu toplumsal muhalefete, demokratik kamuoyuna da mal etmelidir. Yani DEM Parti ile iktidar arasında ya da Kürtlerle AKP arasında tartışılacak bir konudan ibaret değil. Türkiye’nin tümüne mal edilmesi gereken bir konu.

Bu konuda iktidar kimdeyse iktidarda kim varsa mücadeleyi biz onunla yürüttük. Demokratikleşme mücadelesi elbette tartışılacak iktidar başta olmak üzere toplumsal dinamiklerin tümünün dahil olması lazım. Ben böyle anlıyorum bu değerlendirmeleri. Muhatap Erdoğan olsaydı ya da herhangi biri siyasi figür olsaydı evet.

Bu iş bir devlet akla gerektiriyor. Devletin güvenlikçi ve çatışma arttırıcı siyasetten vazgeçmesi gerekiyor. Erdoğan tek başına çözüm perspektifi taşısa, ki sanki öyle gözükmüyor bu mümkün değil.”

‘Zana seçim kampanyasına daha güçlü destek sunacak’
Temel, 8 yıl sonra Diyarbakır nevruzu ile siyaset sahnesine dönen Leyla Zana ile ilgili ise, “Leyla Zana Kürt demokratik siyasetin önemli bir aktörüdür, belli bir dönemin simgesidir” dedi.

Leyla Zana gibi siyasi aktörlerin bu seçim sürecinde kendi mesajlarını vererek bu sürece dahil olmasını anlamlı bulan Temel, “Bundan sonra Leyla Zana’yı aktif, demokratik, siyasi mücadelede görmeyi umuyoruz ve göreceğiz. Bu konuda seçim kampanyamıza da çok güçlü bir şekilde destek sunacaktır.”

Editör: ALİ ABBAS YILMAZ