Tarihi kaynaklar, Diyarbakır Salnamelerinde yer alan bilgilere göre, Diyarbakır'ın 19. yüzyılda, İstanbul dahil birçok Osmanlı şehrinde görülmeyen bir uygulamayla, eş başkanlık sistemiyle yönetildiği ifade edildi.
ARTUKLULAR'A KADAR UZANAN BELEDİYECİLİK
Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki Ulucami'nin karşısında bulunan tarihi belediye binası, bugün artık hizmet vermiyor. Ancak bu bina, Diyarbakır'ın köklü belediyecilik geçmişinin sessiz tanığı olarak hala ayakta duruyor.
Kaynaklar, Diyarbakır'da belediyecilik tarihinin, Artuklular dönemine kadar uzandığı ve bunun, dünya tarihi açısından oldukça önemli bir olay olduğu kaydedildi.
ŞEHİRCİLİKTE İLKLERİN ŞEHRİ
Diyarbakır'ın, tarih boyunca şehircilik alanında birçok ilke imza attığı da belirtilerek, şöyle deniliyor:
''Urfalı Mateos'un aktardığı bilgilere göre, Mervanoğulları döneminde 'Reis'ül beled' unvanıyla bir yönetici, şehir halkının sorunlarıyla ilgilenir, yangın söndürme ve zabıta görevlerini yerine getirirdi. Bu görevler için maaşlı görevliler çalışırdı.''
DİYARBAKIR İKİ AYRI BELEDİYE İKİ AYRI BAŞKAN
Diyarbakır'ı diğer şehirlerden ayıran en önemli özellik, 1880 tarihli Diyarbekir Salnamesi'nde yer alan bilgiler.
Bu bilgilere göre, şehrin nüfus yoğunluğuna göre ikiye ayrıldığı ve her bölüme bir belediye başkanının atandığı ifade edilerek, bu başkanlardan birinin Müslüman, diğerinin ise gayrimüslim olduğu yer alıyor.
Bu uygulamayla Diyarbakır'da eş başkanlık sisteminin ilk olarak Diyarbakır'da 150 yılı aşkın süre önce başlatıldığı ve Diyarbakır'ın bu uygulaman ın öncüsü olduğu belirlendi.
Bu uygulamanın, Diyarbakır'ı belediyecilik alanında eşsiz bir örnek haline getirdiği kaydedilerek, şu ifadelere yer veriliyor:
''Çarşı ve pazarlar, 1868'de kurulan ilk belediyeden sonra sürekli olarak belediyeler tarafından denetleniyordu. Diyarbakır belediye ve idaresinde gayrimüslim yöneticilere de rastlanıyordu. 1869-70 yıllarında il idare meclisi üyeliğinde Bedon ve Toma, adliyede Agop, Osep ve Garabet, il vilayet idare meclisinde Ohannes ve Mihail, belediye meclisinde Kigork ve Mıgırdıç efendiler, kendi kesimlerinin sözcüsü olarak yönetime katılan birer devlet memuruydular. Bayındırlık alanında ise aynı yıl Mösyö Raviç başmühendis, Korvin 2. mühendis ve Romer 3. mühendis olarak görev yapıyordu.''
Diyarbakır'ın bu çok kültürlü ve katılımcı belediyecilik anlayışının, günümüzdeki modern belediyecilik yaklaşımlarına ışık tuttuğu da belirtilerek, Diyarbakır'ın sadece tarihi değil, aynı zamanda yönetim ve şehircilik alanında da öncü bir kent olarak ön plana çıktığı ifade ediliyor.