Mezopotamya'nın incisi Diyarbakır, binlerce yıllık tarihiyle adeta bir açık hava müzesi. Şehrin en önemli simgelerinden biri ve çekirdek kuruluş noktası olan İç Kale, Hurriler zamanında kuruldu ve 349 yılında Roma imparatoru II. Constantius döneminde ise onarıldı.

İç Kale, bu tarihi zenginliğin en belirgin kanıtı. Hurrilerden günümüze uzanan bir yolculukla, İç Kale'nin sırlarını keşfedelim.

BİR TARİH DESTANI

Diyarbakır'ın kaderi yıllarca bu merkezde belirlendi

M.Ö. 3000'li yıllarda Asurlular tarafından ''Amidi'' olarak adlandırılan Diyarbakır, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Hurriler, Romalılar, Persler, Selçuklular, Artuklular ve Osmanlılar gibi farklı kültürlerin izleri, İç Kale'nin taşlarında hâlâ canlılığını koruyor.

İç Kale, sadece bir savunma yapısı değil, aynı zamanda yıllarca bir yönetim merkezi olmuş. Kanuni Sultan Süleyman döneminde 16 burç ve iki yeni kapı eklenerek genişletilen kale, yüzyıllar boyunca şehrin nabzını tuttu.

UMUMİ MÜFETTİŞLİK MAKAMI

Diyarbakır'ın kaderi yıllarca bu merkezde belirlendi

İç Kale'de yer alan binalar arasında Umumi Müfettişlik Makamı olarak 1902 yılında inşa edilen bina da bulunuyor. Bina, Atatürk’ün 1917’de 2. Kolordu Komutanı olarak Diyarbakır’da bulunduğu sırada karargâh olarak kullanılmış. 1973’te 7. Kolordu Komutanlığınca onarılmış, 2017’de yeniden düzenlenerek Atatürk Müzesi olarak ziyarete açıldı.

VALİLİK KABUL MAKAMI

Diyarbakır'ın kaderi yıllarca bu merkezde belirlendi

1891-1893 tarihlerinde Büyük Adliye Sarayı olarak kullanılmak üzere II. Abdülhamid döneminde inşa edilen bina, bugün Valilik Kabul Salonu olarak hizmet veriyor.

KİLİSE-HAMAM- SANAT GALERİSİ

Diyarbakır'ın kaderi yıllarca bu merkezde belirlendi

Mimari özelliklerine göre, M.S 4. yüzyıla tarihlendirilen kilise, Artuklular Döneminde batı tarafına kubbeli bölüm eklenerek hamama dönüştürülmüş. Günümüzde Saint George Kilisesi Sanat Galerisi olarak kullanılıyor.

BANKAYDI CEPHANELİK OLDU

Diyarbakır'ın kaderi yıllarca bu merkezde belirlendi

1906 yılında Ziraat Bankası Dairesi olarak inşa edilen bina bir süre cephanelik binası olarak kullanıldı. Daha sonra restorasyonu tamamlandıktan sonra idari ek bina olarak kullanılıyor.

Artuklular Döneminde kervansaray olarak inşa edilen bina ise Osmanlı Döneminde onarılarak cezaevine dönüştürülmüş. Eski Cezaevi Binası, Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı ve Müze Müdürlüğü eser deposu olarak kullanılıyor.

KOLORDU BİNASI KAFETERYA OLDU

Diyarbakır'ın kaderi yıllarca bu merkezde belirlendi

1902 tarihinde dönemin Diyarbakır Valisi Mehmet Faik Paşa zamanında Kolordu Binası olarak yaptırılan bina, bugün Hevsel bahçelerinin eşsiz manzarasına açılan bir kafeterya olarak hizmet veriyor.
 


 

Kaynak: diyarbakir.ktb.gov.tr