CEGA ÖZEL

Diyarbakırlı mühendis, turizimin yeni gözdesi için uyardı

Hakkari ile ilgili kitap yazan Diyarbakırlı mühendis Dr. İrfan Aksu,  Cilo dağları ve buzulları ile Sat dağları ve buzul gölleri bölgeleri konusunda uyardı.

Abone Ol

Diyarbakırlı Mühendis Dr. İrfan Aksu'nun Alpinist ve Dağ Fotoğrafçısı Hacı Tansu ile birlikte hazırladığı "Hakkari'de eko turizm ve doğaya saygılı seyhat" kitabı çıktı. 

Uzun yıllar bölgede görev yapan ve profesyonel olarak dağcılık sporuyla uğraşan, uluslararası tırmanışlara katılan Dr. İrfan Aksu, yayımlanan kitabında, Hakkari'de hızlı ilerleyen turizm açılımı ve iklim krizine bağlı değişen dinamikler neticesinde alınması gereken acil önlemleri yazdı.

Cilo Dağları ve Sat Gölleriyle son yıllarda Türkiye'nin turizm de parlayan yıldızlarından biri haline gelen Hakkari'deki ekoturizm konusunda uyarılar yapan Aksu,  "Devlet ve Kamuoyu Büyüklerim ile çözüm ortakları ve Sivil Toplum Kuruluşlarına" başlığı ile ele aldığı bölümde şu uyarılarda bulundu:

DAĞLARIN BAŞKENTİ HAKKARİ

"Ekoturizm Hakkari Bölgesi için hayati önem arz eden etkenlerden biridir. Bilindiği üzere Ekoturizm çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir seyahat türüdür. Hakkari bölgesi için de turizm gelişimini sağlayan özelliklere baktığımızda flora, fauna, kültürel miras ve coğrafik oluşumlar cazibe merkezi olma özelliğine sahiptir. Hakkarideki Dağları Ütüleyip düz bir zemin oluştursak bir güneydoğu anadolu bölgesi alanı kadar bir toprak parçamız olur. Dünya Treking ve Dağcılık Merkezi Nepaldir.Bizim Ülkemizde bir Nepal var Dağların Başkenti Hakkaridir. Böyle özel bölgelerin olduğu Hakkari coğrafyasında gezginleri, spor turizmi için ve bölgeye farklı amaçlarla gelenlere yönelik koruma biyolojisine dikkat etmelerini sağlamak, yerel ve doğal çevre hakkında eğitmeye yönelik çalışmalar yürütmek ekolojiye verilen veya verilecek zararı minimize edecektir. Spor turizmini canlandırmak için önemli alt yapıların oluşturulması yanında çeşitli önlemlerin alınması gerekmektedir. Özellikle dağ turizminde yürüyüş (Trekking ve Hiking), Kaya tırmanışı, Yüksek İrtifa Tırmanışı ,kamp, spor tırmanış alanlarının belirlenmesi, rotaların çıkarılması, teknik ve klasik rotaların işaretlenmesi gerekmektedir. Belirlenen alanların uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi bölgeye verilecek zararı asgariye indirecektir. Dağ tırmanışlarında teknik, klasik ve geleneksel tırmanışlar için rotaların önemi oldukça fazladır. Hakkari dağları bugüne kadar Bölgenin bilinen sebeplerinden ötürü beklenen ve istenen düzeyde faaliyet yapılmadığı için bir çok bölgesi insan odaklı zararlardan uzak kalmıştır. Ancak son yıllarda bölgede inşaa edilen huzur ve refahlık düzeyine bağlı doğru orantılı gelişen özellikle de Cilo dağları ve buzulları ile Sat dağları ve buzul gölleri bölgeleri turizm ve tanıtım adı altında bilinçsizce insan kaynaklı ciddi tahribatlara uğramıştır. Asıl amaç doğaya dayalı turizm olan, Ekoturizmin Hakkari bölgesinde sürdürülebilirliğini sağlamak öncelikle koruma kuralları ve standartlarının belirlenmesi ve bugüne kadar belirlenen kurallara uyulması gerekmektedir. Böylece yasalarla belirlenen koruma kurallarının harfiyen yerine getirilmesi az da olsa bölgenin korunmasında etkili olacaktır."

Aksu, planlam konusunda başlıklar verdi. Hakkari'nin kültürel ve doğal zenginlikleri ile turizm potansiyeline sahip bir bölge olduğunu, ancak bu potansiyelin sürdürülebilir bir şekilde kullanılabilmesi için 1. Sürdürülebilir Turizm Planlaması, 2. Ziyaretçi Bilgilendirme ve Çevre Eğitimi, 3. Altyapı ve Yollar, 4. Çevre Koruma ve Gözetim, 5. Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm, 6. Yerel Halkın Katılımı, 7. Bilimsel Araştırma ve İşbirliğ, 8. Acil Durum ve Güvenlik Önlemleri, 9. Ekoturizm ve Kültürel Koruma, 10. Cilo Festivali gibi önlemler ve stratejilerin hayata geçirilmesinin önemli olduğuna dikkat çekti. 

Çevresel ve Ekolojik Koruma, Kültürel ve Sosyal Sürdürülebilirlik, Altyapı ve Ulaşım, Risk Yönetimi ve Acil Durum Hazırlığı, Ekonomik Sürdürülebilirlik, Tanıtım ve Pazarlama gibi altyapı çalışmalarının planlanması gerektiğini hatırlatan Aksu, şöyle devam etti:

"EKOTURİZM KÜÇÜK GRUPLAR HALİNDE YAPILMALIDIR"

"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bakanlıklar,Hakkari Valiliği ve bağlı kuruluşların bölgeyi milli park ilan etmesi çok büyük bir başarı olmakla beraber  ancak daha atılması gereken adımların olduğu aşikardır. Başlıca önlemler şunlar olmalıdır; Ekoturizmin doğayı ve vahşi yaşamı korumakla ilgili olduğunu varsaymak, genel bir yanılgı. Çünkü bir destinasyon, yerli halk için somut finansal faydalar sağlamıyorsa, bu ekoturizm değil demektir.
 
A-Dünyanın bir çok yerinde doğaya dayalı turizm olarak tarif edilen ekoturizm, sürdürülebilir kalkınma aracı olarak görülmelidir. Bu durum Hakkari için de önemli bir adımdır. Ancak özelde Cilo ve Sat dağlarının turizm pazarında yerini alması bölgenin tahribatının artmasına sebep olmuştur. Bu tahribatların giderilmesi ve büyümesinin önüne geçilmesi için Uluslararası Ekoturizm Topluluğu TIES (The İnternational Ekotourism Society)in belirttiği gibi Hakkari de de Ekoturizm küçük gruplar halinde yapılmalıdır. Doğanın ve bölgedeki floranın, faunanın zarar görmeyeceği şekilde faaliyetler yürütülmelidir.

B-Özellikle son yıllarda Cilo dağlarının çeşitli bölgelerine ve en önemlisi de Sat dağlarının en özel bölgesi Sat göllerinde yapılan ve on binlerce insanın katılımı ile gerçekleştirilen festivaller doğaya tarif edilemez düzeyde zararlar veriyor, vermeye devam ediyor. Öylesine yüksek ve çeşitli biyolojik özelliklere sahip bir bölgede bir anda büyük yoğunluklu insan popülasyonu bütün endemik ve özel türlere zarar vermekte ve türlerinin yok olmasına sebep olmaktadır. Bu bağlamda bölge endemiğinin korunması, ekolojiye verilen zararların minimize edilmesi ve bölgedeki ekoturizminin geliştirilmesi tamamen birbiri ile ilişkilidir.

C-Cilo ve Sat bölgeleri gibi görkemli yerlerin küçük gruplar halinde insanların gönderilmesi durumunda en azından bölgeye verilecek olan zararı asgariye indirecektir. Ayrıca ekoturizmin önemli unsurları olan konaklama ve yeme içme türü hizmetler yerel düzeydeki küçük ve orta ölçekli firmaların, aile işletmelerinin, kültürel ve mimari özelliklere sahip işletmelerin tercih edilmesini amaçlamalıdır. Yöreye ziyarete gelen kişi ya da grupların çevreye ya da yerel halka kalıcı bir etki bırakmalı, faaliyetler yörede faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yapılmalıdır.

D-Malum olmak üzere Ekoturizm kavramında yeşil turizm, alternatif turizm, doğa turizmi, yabanıl turizm, macera turizmi, kültürel turizm gibi başlıklar içermektedir. Hakkari ve dağlarında bahsedilen turizm türlerinin tamamı en yalın hali ile yapılabilir. Yapılması planlanan turizmin alan ve konusuna yönelik bütün çalışmalar yerel kaynakların ev sahipliği, desteği ve amacına uygun gerçekleştirilmesi durumunda hem ekosisteme, hem de yerel kaynaklara ciddi fayda sağlayacaktır.

E-Ekoturizm amacına uygun gerçekleştirildiği taktirde hassas ekosistemlerin korunması, bölgelerin içerisinde ve çevresinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik gelişimini sağlamasında önemli katkı sağlayacaktır. Ekoturizm potansiyeli oldukça yüksek olan Hakkari dağlarının köylerdeki yoksulluğu göz önünde bulundurulduğunda ekoturizm sosyal sınıflar arasındaki dengesizliği azaltabilecek önemli bir etken olduğu anlaşılabilir. Özellikle de Hakkari gibi kalkınmada geri kalmış, istihdamı olmayan ve önemli doğa turizmi alanlarına sahip bir bölgede yöreye gelen dağ, doğa, gezgin ve spor turizmi aktörleri ciddi katkı sağlayacaktır."


    

EKOLOJİK TIRMANIŞ ROTALARI VE DOĞAL KORUMA       

"Hakkari’nin doğal tırmanış rotaları ve buzul alanlarının sürdürülebilir şekilde korunması, sadece ekolojik değerlerin değil aynı zamanda bölgenin kültürel mirasının da korunmasını içerir" diyen Aksu, "Bu nedenle, yerel yönetimler, çevre kuruluşları, üniversiteler ve yerel halkın birlikte çalışmasıyla bütüncül bir koruma ve sürdürülebilir turizm modeli uygulanmalıdır.Sosyo-ekonomik iyileşme, toplumların daha sağlıklı, eğitimli ve üretken bireylerden oluşmasını sağlar. Bu, toplumsal huzur ve refahı artırırken, uzun vadede sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluşturur.İkiim Krizi ile Zarar gören dünyamızın iklim krizine dur diyeceğimiz başlangıç noktası Hakkari Dağlarıdır.Hakkari, Türkiye’nin en etkileyici doğal ve ekolojik tırmanış rotalarına sahiptir. Bu bölgenin turizmle buluşması, ekosistemin korunması koşuluyla bölge halkı ve ülke için büyük ekonomik fırsatlar yaratabilir. Sürdürülebilir turizm politikaları uygulanarak, hem bölgenin doğal yapısı korunabilir hem de bu eşsiz doğal güzelliklerin gelecek nesillere aktarılması sağlanabilir. Buzul parkları, doğal güzelliklerin korunması ve çevresel duyarlılığın artırılması amacıyla oluşturulan özel koruma alanlarıdır."dedi.

Aksu, dünya genelinde öne çıkan bazı başarılı buzul parkı örneklerini de paylaştı:

1. Wrangell-St. Elias Ulusal Parkı ve Koruma Bölgesi - Alaska, ABD:
2. Jostedalsbreen Milli Parkı - Norveç:.
3. Los Glaciares Ulusal Parkı - Arjantin:
4. Jasper Ulusal Parkı - Kanada:
5. Vatnajökull Ulusal Parkı - İzlanda:

"HAKKARİ'DE DAĞCILIK FAKÜLTESİ KURULMALI"

Hakkari'de Dağcılık Fakültesi kurulması gerektiğini dile getiren Aksu, "Hakkari özelinde Ülkemizin Ekvatora en yakın ve en büyük buzulları ihtiva etmesi sebebiyle Dünya ekonomisinden pay almak için sürdürülebilir projelere odaklanmak, çevresel değerleri koruyarak turizmi geliştirmek ve ekoturizm alanında yenilikçi rotalar oluşturmak büyük önem taşır. Böylece, ülkenizin doğal kaynaklarından ekonomik kazanç sağlanarak, hem yerel kalkınmaya katkı sunulur hem de küresel turizm pazarından pay alınır.Hakkari'de üniversite kapsamında dağcılık liderlik ve dağcılık branşına ait bir fakülte dağcılık fakültesinin olması gerekir.Hakkari'de bir dağcılık fakültesinin kurulması, bölgeye ve Türkiye'ye birçok açıdan fayda sağlayabilir. Kurulacak fakültenin şöyle de potansiyel yararları olur; Hakkari 1720 Mt Rakımlı yerleşim merkezli ilimizin Ortalama Dağ ve Doğa Yükseklikleri 2500-4200 Mt arasında değişen tabi doğal bitki örtüsü ile mükkemel bir coğrafya görseli bulunan yörenin %87,6’sı Dağlık %10,3 Platoluk,%2,1 ise ovalık olan bu ilimizin çok fazla Trekking, Hikking ve Spor ile dağ tırmanış rotası açısından çok zengin bir arşivi söz konusudur. Hakkari, Türkiye’nin en bakir ve etkileyici dağlarına sahip bölgelerden biridir. Bölgedeki dağlar, dağcılık ve tırmanış için muazzam fırsatlar sunar. Doğal ekosistemin korunmuş olması, bölgeyi hem ekolojik hem de macera turizmi açısından cazip hale getirir."diye konuştu. 

Dr. Aksu, Hakkari’de öne çıkan doğal ekolojik tırmanış rotalarının faydalarını da şöyle paylaştı:

"Sosyo-ekonomik iyileşme, toplumların daha sağlıklı, eğitimli ve üretken bireylerden oluşmasını sağlar. Bu, toplumsal huzur ve refahı artırırken, uzun vadede sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluşturur.

Eko turizm, trekking, hiking ve dağcılık gibi doğa temelli turizm faaliyetlerinin yönetimi ve denetimi konusunda, Türkiye Dağcılık Federasyonu (TDF) ve dağcılık kulüplerinin daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiği görüşü oldukça mantıklıdır. İşte bu öneriyi destekleyen bazı gerekçeler ve detaylar:

1. Uzmanlık ve Deneyim

Dağcılık Federasyonu ve kulüpler, dağcılık ve doğa sporları alanında uzmanlaşmış organizasyonlardır. Bu tür aktivitelerin risklerini ve gerekliliklerini TURSAB veya genel turizm denetleyicilerinden daha iyi bilirler.

Eko turizmin sürdürülebilir ve doğa dostu şekilde yapılması için, bölgenin doğal yapısını koruyarak faaliyetlerin organize edilmesi önemlidir. Bu, dağcılık federasyonlarının uzmanlık alanına girer.

2. Güvenlik

Dağcılık ve trekking faaliyetleri doğası gereği tehlikeli olabilmektedir. Bu nedenle, faaliyetlerin uygun güvenlik standartlarına göre denetlenmesi gereklidir.

TDF’nin rehber eğitimleri, rota belirleme ve risk yönetimi konusundaki deneyimi, bu tür faaliyetlerin güvenli bir şekilde düzenlenmesini sağlar.

3. Doğa Koruma ve Sürdürülebilirlik

Doğal alanların turizm nedeniyle zarar görmesini önlemek, eko turizmin temel prensiplerinden biridir. Bu bağlamda, doğa sporlarını düzenleyen otoritenin çevre bilinci yüksek bir yapı olması gerekir.

TDF ve ilgili kulüpler, doğal alanların korunmasını sağlamak için rehberlerin ve katılımcıların bilinçlendirilmesine odaklanabilir.

4. Yerel Halk ve Ekonomik Fayda

TDF ve dağcılık kulüpleri, bu tür etkinlikleri yerel halkla iş birliği içinde organize ederek, bölgenin ekonomisine katkı sağlayabilir.

Eko turizmin yerel halkla entegre edilmesi, sürdürülebilir kalkınma açısından önemlidir.

5. Öneriler

Yetki Devri: Türkiye Dağcılık Federasyonu ve lisanslı kulüpler, bu faaliyetlerin denetiminde daha fazla yetki ve sorumluluk almalıdır.

Standart Belirleme: Trekking ve hiking rotaları için standartlar oluşturulmalı, çevresel etkiler ve güvenlik önlemleri sürekli kontrol edilmelidir.

Eğitim ve Sertifikasyon: Doğa sporları rehberleri için düzenli eğitim programları uygulanmalı ve bu programlara katılım zorunlu hale getirilmelidir.

DOĞA DOSTU POLİTİKALAR:

Etkinlik düzenleyicilerin, rotaların ve faaliyetlerin çevresel etkilerini değerlendiren raporlar hazırlaması teşvik edilmelidir. Türkiye'nin zengin doğal güzellikleri ve yüksek dağları, bu tür faaliyetler için büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyelin doğru yönetilmesi, hem doğanın korunması hem de eko turizmin sürdürülebilirliği için hayati önem taşır. TDF ve dağcılık kulüplerinin bu sürece daha aktif katılımı, bu hedeflerin gerçekleştirilmesini kolaylaştırabilir. Türkiye Dağcılık Federasyonu'nun (TDF) antrenörlerinin denetim süreçlerinde aktif rol alması, doğa sporları ve ekoturizmin güvenli, düzenli ve doğa dostu şekilde gerçekleşmesi için büyük bir avantajdır."