Medikal estetik alanında yapılan yönetmelik değişikliği, sektörde dengeleri değiştirdi. Daha önce yalnızca belirli uzmanlık alanlarına sahip hekimlerin gerçekleştirebildiği uygulamalar, artık genel bir sertifika ile yapılabilecek. Bu karar, halk sağlığı ve estetik standartları açısından önemli soru işaretlerini beraberinde getirdi. Uzmanlık şartının kaldırılması, sağlık sektörü için bir dönüm noktası mı yoksa riskli bir karar mı?
YENİ DÜZENLEME NELERİ DEĞİŞTİRİYOR?
Önceki yönetmelik kapsamında, medikal estetik uygulamaları yapabilmek için şu uzmanlık şartlarından biri aranıyordu:
• Deri ve zührevi hastalıklar uzmanlığı,
• Plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanlığı,
• Bakanlık onaylı medikal estetik sertifikası.
Yeni yönetmelikle birlikte bu uzmanlık şartları kaldırıldı. Artık yalnızca hekim olmak ve Bakanlık tarafından verilen bir sertifikaya sahip olmak yeterli sayılıyor. Bu durum, medikal estetik uygulamalarında deneyim ve uzmanlık düzeyini tartışmaya açtı.
TARTIŞMALAR VE SORU İŞARETLERİ
Yönetmelik değişikliğiyle birlikte sağlık sektörü, halk sağlığı ve hukuk açısından şu kritik sorularla karşı karşıya kaldı:
• Halk sağlığı riske mi atılıyor? Daha az deneyimli hekimlerin uygulama yapması, hasta güvenliğini ve tedavi sonuçlarını olumsuz etkileyebilir.
• Kalite standartları nasıl korunacak? Sektöre katılımın artmasıyla birlikte medikal estetik uygulamalarında kalite kontrolü zorlaşabilir.
• Eğitim yeterli mi? Kısa süreli sertifikalarla verilen eğitimlerin, uzmanlık düzeyinde bilgi ve beceri sağlayıp sağlayamayacağı merak konusu.
HUKUKİ VE ETİK BOYUTLAR
Bu düzenleme, yalnızca tıbbi değil, hukuki ve etik sorunları da gündeme getiriyor. Uzmanlık gerekliliğinin kaldırılmasıyla, komplikasyon durumlarında hasta hakları ve hekim sorumluluğu tartışmaları daha da karmaşık hale gelebilir. Öte yandan, estetik uygulamaların ticari bir alan haline dönüşme riski, etik değerlerin korunması açısından kritik bir sorun olarak öne çıkıyor.
GELECEKTE NELER OLACAK?
Yönetmelik değişikliği, kısa vadede sektöre daha fazla hekim katılımı sağlayabilir. Ancak uzun vadede bu kararın halk sağlığı üzerindeki etkileri ve hasta memnuniyeti üzerindeki sonuçları yakından takip edilecek. Sağlık otoritelerinin, oluşabilecek komplikasyonlara karşı yeni düzenlemeler getirip getirmeyeceği ise belirsizliğini koruyor.