Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, Beyoğlu’nda bulunan Taksim Hill Otel’de “Birlikte, Farklı İnanç ve Halklarla Barışı Kucaklıyoruz” şiarıyla toplantı yaptı.
Toplantıya, HDK Eş Sözcüleri Ali Kenanoğlu, Meral Danış Beştaş, DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, DEM Parti Milletvekilleri George Aslan, Mehmet Kamaç, Türkiye Alevi Federasyonu(ADFE) Genel Başkanı Zeynel Abidin Koç, Demokratik Alevi Dernekleri(DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Asi-Der Başkanı Tevfik Usluoğlu, AGOS Gazetesi Yazarı Pakrat Estukyan, Ağuçan Ocağı Piri Aziz Güler, Yalıncak Sultan Ocağı Yol Yürütücüsü Sevim Yalıncakoğlu’nun yanı sıra çok sayıda kişi katılım sağladı.
Toplantının yapıldığı salona ‘Halklar ve inançlar barış için yan yana!’ yazılı pankart asıldı.
HDK Eş Sözcüleri Meral Danış Beştaş ve Ali Kenanoğlu toplantının açılış konuşmasını yaptılar.
“HEP BİRLİKTE BARIŞI SÖYLEMEK İÇİN BİRARADA DURMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Açılış konuşmasında ilk sözü alan HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, Ortadoğu’da yaşanan savaşların önüne geçmek adına halkların, inançların bir tutum sergilemesi gerektiğine inandıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Bizim HDK olarak kuruluş amacımız zaten bu. Bu topraklarda yaşayanlarla ortak mücadele hattını oluşturarak varlığımızı korumak adına HDK Halklar ve İnançlar Meclisi ile bunu ilerletmeye çalışıyoruz. Çoklukta birliği savunuyoruz. Ortak mücadeleyi esas alıyoruz. Bütün dinler, inançlar iyi insanı, ahlaklı toplumu ve barış içinde yaşamayı tahayyül eder. Bizim bir araya gelişimiz iyiyi, güzeli bir araya çıkarmak içindir. Biz iyiler olarak yan yana gelmeye çalışıyoruz. Hep birlikte barışı söylemek için bir arada durmaya çalışıyoruz.”
“İKTİDAR HUKUKSUZ VE ANTİDEMOKRATİK ADIMLAR ATIYOR”
Meral Danış Beştaş ise HDK olarak Türkiye’de farklı kesimlere yönelik katliam, dışlayıcı, öteki politikalarının farkında olduklarını ifade etti. Azınlıkların özgürce örgütlenebildikleri demokratik zeminin mevcut olmadığını belirten Beştaş, “İktidar her fırsatta zenginlik, mozaik, güller bahçesi gibi nitelemeler yapsa da Diyanet İşleri Başkanlığıyla başka bir baskı, cemevlerine yönelik yasal düzenlemelerle bir başka baskı, Rumlara, Çerkeslere, Ermenilere, Süryanilere yönelik hukuksuz ve antidemokratik adımlar atıyor” dedi.
“BU POLİTİKALARA KARŞI ÇARESİZ DEĞİLİZ”
3. Dünya Savaşı’nın eşiğinde olunduğunu da ifadelerine ekleyen Beştaş, “Artık savaşlar canlı yayında magazin gibi sunuluyor, üzülerek izliyoruz. Suriye en yakıcı örneklerden biri. HTŞ şemsiyesi altında pratikleri geçmişten biliyoruz. Bu tehditler ciddi bir boyuta ulaşmış durumda. Tüm Arap Aleviler ülkemizde bile şuan tehdit altında hissediyor. Bu politikalara karşı elbette çaresiz değiliz. Farklılıklarımızla birarada eşit yaşamak ve barışı örmek bizim yan yana duruşumuza, mücadelemize bağlı. İğne ucu kadar barış ihtimali varsa bunu büyütmek için mücadele boynumuzun borcudur. Bu topraklarda daha fazla ölüm, kan, şiddet istemiyoruz. Barışı tesis etmek için bu yolda yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“BARIŞ İÇİN SAVAŞMAK GEREKİYOR”
Açılış konuşmasının ardından söz alan AGOS Gazetesi Yazarı Pakrat Estukyan, şunları söyledi:
“Barış çok zor bir şey çünkü şiddetli bir savaşı gerektiriyor. Barış için savaşmak gerekiyor. Dünyanın dengesinde egemenler ve mazlumlar arasında çok ciddi bir kırılma var. Dünyanın bütün mazlumları, birleşik bir cephe olarak dünyanın bütün egemenlerine karşı topyekün mücadele ederse başarıya ulaşır. Barışı hayal etmek, şarkılar söylemek güzeldir ama mücadele etmek gerekir. Sözünü ettiğim bölgesel değil evrensel bir barıştır. Barış çağrım kararlılık, bilinç, örgütlenme üzerinedir.”
Topçu Baba Alevi Dergahı Kurucu Başkanı Mustafa Can da, “Salonlarda laf söylemenin ötesine çıkıp eşit yurttaşlığı sokak sokak anlatarak iktidara taşımalıyız. Bize biri barışı getirmemeli. Aşağıdan yukarıya inşa etmeliyiz ve her birimiz kilometre taşı olmalıyız” dedi.
“BİZDE ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ZALİMLER VE MAZLUMLAR AYRIMI VARDIR”
Yalıncak Sultan Ocağı Yol yürütücüsü Sevim Yalıncakoğlu da şunları kaydetti:
“Bize çok net bir şekilde zalimler ve mazlumlar ayrımı getirilmiştir. Burada barıştan bahsettiğimiz de mazlumlar ve zalimler arasındaki mücadeledir. Barış inşa edilecekse öncelikle zalimin zalimliğinden vazgeçmesi gerekir, aksi takdirde bir mücadeleden vazgeçmek mümkün değildir. Alevilerin hak mücadelesinde yalnızca gasp edilen hakların alınmasına yönelik bir mücadelemiz var. Eşit yurttaş oluşumuzdan kaynaklanan haklarımızın gasp edilmesi. Alevi erkanında hak mücadelesi vermiş biri olarak konuşmam gerekirse bizim için barış coğrafyamızda yaşayan cümle halkların, azınlıkların ve çoğunlukların kendini ifade edebildiği, ibadetini gizlemek zorunda kalmadığı bir dünya ancak barışın tam anlamıyla tesis edildiği bir dünyadır.
“YEZİDİN KARŞISINDA DİMDİK DURAN ZEYNEP ANA OLMAKTAN VAZGEÇMEYİZ”
Suriye’deki Alevilere yönelik saldırılar üzerinden buradaki Alevilere de çok ciddi saldırılar yapılmaya başlandı. Sosyal medyada yoğun saldırılar yaşanıyor. Elbette siz Yavuz Sultan Selim olursunuz, biz de Pir Sultan oluruz, Kalender Çelebi oluruz. Siz zalimlikten vazgeçmediğiniz sürece biz de yezidin karşısında dimdik durmuş Zeynep Ana olmaktan vazgeçmeyiz.”
“NEREDE ZULÜM VARSA BİZ ONA KARŞIYIZ”
Son olarak konuşan Ağuçan Ocağı Piri Aziz Güler de şunları söyledi:
“Bizler barış için geçmişten beri mücadele veriyoruz. Ezidi canlarımız 72 kez katliama uğradı. Doğduğumuzdan beri katliam içindeyiz. Bir sürü katliam sayılabilir. Maraş katliamı mağdurlarından biri de benim. Alevi toplumu olarak yolumuz sevgi barış ve kardeşliktir. Birlik ve beraberlik için her türlü mücadeleye varız. Nerede zulüm varsa biz ona karşıyız.”
Toplantı, yapılan konuşmaların ardından basına kapalı bir şekilde devam edecek.