Ferit Aslan
Arif ve Yüksel Güran’ın 6 çocuğu arasında tek kız olan adı gibi Narin Güran, belki de Tavşantepe Mahallesindeki (eski Köy) en canlı, şen şakrak, diğer çocuklara göre farkındalığı çok yüksek, zeki bir çocuktu. Tüm Türkiye, 21 Ağustos’ta saat 16.30 sıralarında sosyal medyada Narin’in kaybolmasıyla ilgili paylaşımlara başladı.
Narin ile ilgili yapılan ilk paylaşımlarda, köydeki Kuran kursuna gittiği ve döndükten sonra kendisinden haber alınmadığı bilgisi verilmişti. Narin, 21 Ağustos’ta medyada haber olamadı ama, 22 Ağustos’tan itibaren gazete ve televizyonlar ile sosyal medyada haber olarak yer almaya başladı. Gazeteciler ve televizyoncular köye gidince belki meslek yaşamlarında hiç karşılaşmadıkları tuhaf bir durumla karşılaştılar.
MUHTAR, TEK KARE GÖRÜNTÜ VERMEDİ
Bu tür olaylarda olayın gerçekleştiği köy veya mahallede basına ilk ve sürekli bilgi vermesi gereken muhtar olurken, Narin olayında Narin’in amcası olan muhtar Salim Güran, gözaltına alındığı güne kadar tek kare görüntü vermedi. Kendisi ile röportaj yapmak isteyen gazetecileri de geri çevirdi. Köye gidenleri sadece Narin’in babası Arif Güran ve zaman zaman annesi Yüksel Güran’ın bilgilendirip, demeç vermesi, onun dışında köyden hiç kimsenin kameralara konuşmaması da dikkat çeken unsurlardan biriydi.
Narin’in oturduğu Tavşantepe Mahallesindeki yakınları ısrarla Narin’in kaçırıldığı algısını yaratmaya çalışırken, Diyarbakır’dan olayı izleyen gazeteciler ise, “Narin görmemesi gereken bir görüntü gördü, ortadan kaldırıldı” kanaatini birbirleri ile paylaşmaktan çekinmediler. Köyde Narin için arama kurtarma çalışmaları devam ederken, sonradan ortaya çıktı ki, Narin’in yakınları soruşturmayı yanlış yönlendirmek, arama kurtarma ekiplerini oyalamak için yangın çıkarma, asılsız ihbarlar dahil birçok yola başvurdukları ortaya çıktı.
Çocuk kayıpları vakasında normalde birinci şüpheli halkasında olması gereken aile bireyleri seçeneği, Narin olayında devre dışı bırakıldı. Narin’in annesi Yüksel Güran ve diğer yakınları ancak bir hafta sonra ifadeleri müşteki olarak alandı. Bunun yanı sıra aile bireylerinin telefonlarına ise iddianameye göre, 30 Ağustos’ta el konuldu. Narin’in ağabeyi Enes Güran’ın kolundaki diş ve ısırık izleri 1 hafta sonra fark edildi, gözaltına alınıp İstanbul Adli Tıp’a götürüldü ancak aradan zaman geçmesi nedeniyle kime ait olduğu tespiti yapılamayınca ağabey serbest bırakıldı.
GÜRAN AİLESİ, MUHTARIN TUTUKLANMASINA TEPKİ GÖSTERDİ
Türkiye’de 85 milyonun nefeslerini tutarak 1 ay boyunca izlediği Narin Güran’ın katledilmesinde cansız bedeninin bulunmasına 4-5 gün kala muhtar olan amcası Salim Güran’ın aracında Narin’e ait DNA bulununca amca gözaltına alınıp tutuklandı. Amcanın tutuklanmasından sonra başta Narin’in babası Arif Güran olmak üzere bütün yakınları tutuklamaya tepki gösterdi. Narin’in bulunması için bütün herkes seferber olurken, mahkemedeki dosyaya giren tutanaklara göre yakınları ise bulunmaması için ellerinden geleni yaptılar.
AİLE BAĞLANTISINI GÖSTEREN MESAJ
Narin Güran’ın katledilmesi ile ilgili aile bağlantısını işaret eden mesajı ise, Narin’in cansız bedeninin bulunduğu gün İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından atıldı. Yerlikaya ve ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, mesajlarında Narin’e, “Rahmet dilerken” ailesine başsağlığı dileğinde bulunmamaları dikkat çekti. Cesedin otopsi için adli tıp kurumuna götürülmesinden sonra aralarında Narin’in annesi, ağabeyi ve yakınlarının bulunduğu 24 kişi gözaltına alındı.
ANNE, AĞABEY VE YAKINLAR, 24 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Herkes bu gözaltılarla merakla beklenen Narin’in neden öldürüldüğü ve kim tarafından öldürüldüğü soruların yanıtlarının ortaya çıkacağını beklerken, Narin’in cansız bedenini dereye gömen Nevzat Bahtiyar dışında tek kelime eden olmadı. Herkes çelişkili ifadeler verip, olayla ilgilerinin olmadığını belirtirken, ifadeleri arasındaki paralellik dikkat çekti. Sanki, gözaltına alınmadan önce toplanıp ortak karar almışlar algısını oluşturdu.
ŞÜPHELİ OLMAYAN AĞABEY BAROYA VEKALET VERDİ
Gözaltına alınanlardan 12’si tutuklanırken, Narin’in cansız bedeni ise, aile içerisinde şüpheli olmayan tek ağabeyi Baran Güran’a teslim edildi. Narin’in cansız bedenini köyde toprağa verirken, mezarı başında ağıtlar yakan ağabey, daha sonra Diyarbakır Barosuna kurumsal olarak vekalet verip Narin’in hakkını savunmalarını katil ve katillerin tespit edilip en ağır cezayı almalarını istedi. Dönemin Baro Başkanının, “Şüpheliler arasında annen, kardeşin, amcan ve yakınların var, senin için sorun yaratmaz mı” uyarısına rağmen, “Sonuna kadar gidin kim yapmışsa en ağır cezayı alsın” demişti.
VEKALET VERDİĞİ BAROYU SONRA AZLETTİ
Aynı ağabey, daha sonra vekalet verdiği Diyarbakır Barosunu azlettiğine dair dilekçeyi savcılığa verdi. İddianamede ortaya çıktı ki, Baran Güran bir yandan, katil ve katiller ortaya çıkarılsın derken, diğer yandan şüpheli olan yakınları ile cezaevinde görüşmeler gerçekleştirdi.
Özetlemek gerekirse, 33 yıllık gazetecilik hayatımda bir çocuğun katledilmesinde ya da benzer olayda bu kadar direnen, birbirine paralel ve çelişkili ifadeler veren ve çözülmeyen bir şüpheli grubu görmedim. Olayın görgü tanığı ve kamera görüntüsü olmadığı için de savcı, teknolojiyi kullanarak delil elde etmeye çalıştı. Narin’in araçta bulunan DNA örneği, çelişkili ifadeler, Nevzat Bahtiyar’ın ifadesi ve baz istasyonlarından elde edilen HTS kayıtlarında tüm şüphelilerin aynı saatlerde Narin’in evinin çevresinde ve içinde olduğu tespit raporu savcının delilleri arasına girdi.
KÖY BİLİYOR AMA 85 MİLYON BİLMİYOR
Türkiye’de 85 milyonun bilmediği ancak köyde yaşayanların bildiği, (Narin’in cenazesinin suda bulunduğu gün akraba olan kadınlar arasında köyde kavga çıkıyor ve birbirlerini suçlayıcı ifadeler kullanıyorlar) olayın nedeni hala çözülemedi.
Diyarbakır’da, 7 Kasım’da 8. Ağır Ceza Mahkemesinde ilk duruşması yapılan ve 26 Aralık’taki duruşmada karar çıkması beklenen davada, amca ve muhtar Salim Güran, Nevzat Bahtiyar, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran’a ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosunun davadan zarar gören tarafta yer alacağı karar duruşmasına başta barolar olmak üzere yoğun bir katılımın olması bekleniyor.
KAYNAK: Microscope 38. Sayısı