Narin Güran davasının 2. Gününde  Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün bir kısmı tutuklu bir kısmı tutuksuz tanıklar dinlendi. Baran Güran, Muhammet Kaya, Osman Güran ve Maşallah Güran’dan sonra Narin’in küçük kardeşi M.E.G’nin ifadesi Pedegog eşliğinde alındı. Pedagog ve M.E.G’nin arasında geçen diyaloglar şöyle

Pedagog, çocuk M.E.G.’ye soruyor:

"Narin o gün camiye gitti. Kim kim evdeydiniz, neler yaşandı. Anlatabilir misin?" 

M.E.G.: "Narin gittikten sonra Enes abimle oyun oynadık. Annemin telefonu ile oynuyorduk, o da annemin telefonu ile oynuyordu. 2 el attık, çıktık." 

Pedagog: "Saat kaç gibiydi?" 

M.E.G.: "Saati hatırlamıyorum." 

Pedagog: "Saat 16.30’a kadar evde uyudun mu?" 

M.E.G.: "O saatlerde bakkalın oraya indim." 

Pedagog: "Şimdi tekrar sorayım, siz PUBG oynadınız. Sen uyandığında evde kimler vardı?" 

M.E.G.: "Annem vardı ve Eren vardı." 

Pedagog: "Abinin evden çıkma zamanı ne zamandı?" 

M.E.G.: "Bilmiyorum." 

Pedagog: "Hediye yengeni gördün mü?" 

M.E.G.: "Geldiğini görmedim." 

Pedagog: "Nereden biliyorsun geldiğini?" 

M.E.G.: "Eren dedi." 

Pedagog: "Ne dedi?" 

M.E.G.: "Gördüm dedi." 

Pedagog: "Sonra nereye gittin?" 

M.E.G.: "Bakkala gittim." 

Pedagog: "Kim vardı?" 

M.E.G.: "Abim vardı." 

M.E.G.: "Ben eve giderken Enes abim oradaydı, konuşuyorlardı." 

Pedagog: "Ne konuşuyordu?" 

M.E.G.: "Bilmiyorum, Ufuk Kaya vardı." 

Pedagog: "Abimin terliği yoktu, Osman’a gelince bana terlik al dedi. Sonra Osman Dörtyol’a gitti, terlik baktı. O sırada annem sofrayı bıraktı, Narin’i çağır dedi." 

M.E.G.: "Sonra koltuğun üzerine çıktım, camdan Melike, 'Narin orada mı?' dedim." 

Pedagog: "Yok dedi." 

M.E.G.: "Sonra annem gitti, yengem Maşallah oradaydı." 

Pedagog: "Yengem yok dedi." 

M.E.G.: "Sonra yengem hediyeyi aradı. Ben onların evine gittim. 'Narin orada mı?' dedim, yok dedi." 

Pedagog: "Bu aralar saat kaç gibiydi?" 

M.E.G.: "Karanlık olmuştu." 

Pedagog: "Salim amcan neredeydi?" 

M.E.G.: "Onu okulun orada gördüm." 

Pedagog: "Okulda görünceye kadar hiç görmedin mi?" 

M.E.G.: "Kimi?" 

Pedagog: "Salim amcanı." 

M.E.G.: "Yok, görmedim." 

Pedagog: "Sonra Salim’in evine gittik, Gizemgil açtı kapıyı." 

Pedagog: "Nevzat’ın da evi çok yakın değil mi?" 

M.E.G.: "Oraya gitmedik." 

Pedagog: "Peki, onlar duymadı mı siz ararken?" 

M.E.G.: "Yok." 

Pedagog: "Onlara bir şey söylediniz mi?" 

M.E.G.: "Halit Zeyno orada oradaydı, Narin’i arıyoruz dedim." 

Mahkeme Başkanı araya girdi:

"Net bir şekilde soralım. Hediye yengen geldiğinde kim kapıyı açtı, sorusunu yöneltir misiniz uygun bir dille?" 

Pedagog, tekrar sormaya başladı:

Hediye yengen geldiğinde evde kim vardı?

M.E.G.: "Eren açmış." 

Pedagog: "Sen orada mıydın?" 

M.E.G.: "Yok." 

Pedagog: "Neredeydin?" 

M.E.G.: "Evde." 

Pedagog: "Neresinde?" 

M.E.G.: "Oturma odasındaydım." 

Pedagog: "Başka kim vardı?" 

M.E.G.: "Annem vardı." 

M.E.G.: "Bir koltukta annem, diğerinde abim uyuyordu." 

Pedagog: "Sen Hediye yengenin geldiğini kendin gördün mü?" 

M.E.G.: "Kendim görmedim." 

Pedagog: "Hediye yengen ikinci kez daha gelmiş, o zaman sen ne yapıyordun?" 

M.E.G.: "Hatırlamıyorum." 

Pedagog: "Sen Eren söyledi dedin, birinciyi mi söyledi, ikinciyi mi?" 

M.E.G.: "Birinciyi." 

Pedagog: "Sen saatten emin misin peki?" 

M.E.G.: "Saat 16.30 gibiydi, bazı şeyleri hatırlamıyorsun ya, saati nereden hatırlıyorsun?" 

Mahkeme Başkanı: "Hatırlamıyorsa zorlamayalım." 

Mahkeme Başkanı: "Ben size iddiayı anlatayım, siz uygun bir dille anlatın. Söz konusu Narin’in cansız bedeninin evde olmasıyla ilgili."