Diyarbakırlı ve Amedspor sevdalısı Psikolog Mehmet Basri Çelik, Amedspor'da, "Bellek" üzerinde "Bağ kur(ama)mak"ı sizler için değerlendirdi.
Milyonlarca taraftarı olan ancak sportif başarıda iyi bir bütçü harcamasına rağmen istenileni bir türlü veremeyen Amedspor'u, "Amedspor-Erzurumspor" maçı üzeerinden Psikolog Mehmet Basri Çelik, mercek altına aldı.
Psikolog Çelik'in CEGA Medya için, "Amedspor-Erzurumspor maçı örneğinden Bellek üzerine bağ kur(ama)mak ve biz ol (ama)mak" başlığı ile yaptığı değerlendirme şöyle;
Bir Amedspor sevdalısı olarak çok önemli bir sürece girerken, bu eleştirel yazıyı yazmayı bir görev, bir ihtiyaç olarak hissettim. Kendi öznel gözlemlerime dayanarak bu yazıyı kaleme aldım. Amedspor Erzurumspor maçı öncesi, kulüp Başkanı Burç Baysal, Erzurumspor maçının kendisi için önemli olduğunu çünkü İlk maçta Erzurumspor taraftarlarının ‘Amedspor kümeye’ diye slogan atmalarının gururunu incittiğini ifade etti. Aslında başkan bir ‘Bellek’ oluşturmuştu. Hakeza ilk maçta Erzurumsporlu bir ailenin kız çocuğu istiklal marşı okunurken, isimliyle Amedspora mal olmuş Çekdar’ın hemen önünde ülkücü işareti yaparak, medya da gündem konusu olmuştu. Aynı maçta, top her Çekdar’a geldiğinde Erzurumsporlu taraftar ve futbolcular Çekdar’ı protesto edercesine sertleşmelerini TV ekranlarından izledik. Bu yoğun baskı karşısında Amedspor teknik ekibi Çekdar'ı oyundan çıkarmak zorunda kaldı. Erzurumspor ve taraftarları, bölge halkının hassas olduğu bir yaraya basmıştı. Kendi saha ve seyirci önünde oynadığımız rövanş maç günü, stadı dolduran taraftarların öfkeli motivasyonu, Erzurumspor sahaya çıkar çıkmaz stadı doldurdu.
"KAHRAMAN FUTBOLCU YARATMA ÇABASI BENCİLLİĞİ OLAĞANLAŞTIRDI"
Maç dakikaları ilerledikçe Amedspor’un hücum ataklarını bencilce harcamaları Amedspor taraftarlarını kahır etti. Bu durum sadece bu maç üzerinden değil, diğer maçlarda da gözlemledik. Bu bencillik hücum hattında daha çok gözükürken, savunma hattında bu bencilliği görmek olasılığı daha az bir durum. Bu benciliğin sebebini ise gerek halk olarak gerekse yönetimin, ‘Kahraman futbolcu’ yaratma çabası futbolcularda benciliği ve öne çıkma duygularını olağanlaştırdı. Her futbolcu ‘Kahraman’ olmak istedi. Çünkü kahraman olan futbolcuyu bir hafta boyunca göklere çıkarılıyordu, adeta şehrin padişahı oluyordu.
"BAZI FUTBOLCULAR KENDİNİ KAHRAMAN İLAN ETTİ"
Kahramanlaştırma/Abartma anlayışı futbolun kolektif ‘biz’ olma yönünü teknik açıdan zayıflattı. Hücum hattı futbolcularımızda BEN olmak BİZ olmanın önüne geçti. Hücum hattındaki futbolcularımızın hepsi ilk kez bu şehrin kültürüyle bağ kurarken çoğu ise bu ülke futbolunda ilk kez top oynuyordu. Ve hücum hattında oynayan tüm futbolcularımızın geldikleri kültürlerde birbirinden farklıydı. Kendi aralarında bağ kurulamamıştı. Manzaraya bakıldığında, futbolcuların birbiriyle ve bu toplumun kültürüyle bağ kurmasını zorlaştıran bir manzara duruyordu karşımızda. Yönetim ve halk, yabancı futbolcular arasında gereksiz bir hızlı bağ kurmaya çalışmanın sonucunda bazı futbolcular kendilerini kahraman zannetti.
"BAĞ KURAMADAN YAPILAN ZAFER İŞARETLERİ..."
Portekizli Lorenço, Hırvat Lovriç, Kolombiyalı Moreno’ nun daha Şehrin kültürüyle bir bağ bile kurmadan yaptıkları zafer işareti ancak kahraman olma duygusuyla anlatıla bilinir kanımca. Kahramanlık duygusu, hızlı bağ kurmanın sonucunda karşımıza çıktı. Lovriç örneğinden; zafer işaretiyle kahraman yapılan Lovriç şimdi kulübe maddi ve manevi en büyük zararı veren durumda. Oysa kahraman kulübüne zarar veremez ki. Ötesi bizler, samimi ilişki ile kahramanlık duygusunu karıştırıyor olabilir miyiz? Niye Bu kadar hızlı bağ kurma ihtiyacımız var ki?
"TARAFTARI, KÖTÜYÜ AMEDSPOR'A KONDURAMADI"
Hakem Erzurumspor maçında Amedspor için kötüydü lakin Amedspor daha kötüydü. Maç sonrası bazı duygusal arkadaşlarımız hakeme yüklendiler. ‘Ebeveynler bilir, evladının kötü bir eksikliğini bilsen bile ona kondurtamazsın. Başka biri bunu ısrarla hatırlatırsa o kişiden nefret etmeye başlarsın’. Ailesi gibi ‘Bağlandığı’ bazı Amedspor taraftarları, Amedsporun olumsuz hakikati karşısında bu durumu yanılsama olarak görüp ret ettiler. Kötüyü Amedspora kondurtamadılar. Kahramanlık üzerine kurulan bağ, özeleştiri yapmayı da engelledi.
"AMEDSSPOR MAÇI ERZURUM İÇİN NEDEN ÇOK ÖNEMLİ?
Amedspor belleğinin yönetim tarafından futbolculara ve teknik ekibe nasıl ve ne kadar aktarıldığını bilmiyorum. Belleğin nasıl oluşturacağını ve aktarılacağını Erzurumspor teknik direktörü Hakan hoca, Erzurumspor’la yaptığımız her iki maç sonrası röportajıyla bize çok güzel gösterdi; Erzurum’daki ilk maç sonrası açıklamasına bakın: ‘Erzurum şehri için çok önemli bir maçtı …’ diye devam etti. Ameddeki maç sonrası açıklamasına bakın: Erzurum şehri için çok çok önemli bir maçtı’.‘ Her iki açıklaması da aynı. Hakan hocaya sormak gerek: Neden Amed maçı Erzurum şehri için çok çok önemli bir maç? Her iki maçımız da teknik direktörleri Hakan hoca, sevinçten orta sahaya kadar koştu. Onu bu kadar motive eden heyecanının sadece hocanın karakteriyle açıklanamaz. Amedsporu kötüleyen her şeyi, Hakan hocaya ‘Bellek’ yoluyla aktarımında bulunurken, Hakan hocanın Amedspora kendi içinde nasıl bir konum verdiği bu açıklamalarıyla anlamak benim için falcılık değildir.
"FUTBOLCULARLA MADDİYAT AĞIRLIKI BAĞ MI KURULDU?
Galibiyet başına verilen priminin sürekliliği ve mağlubiyetin cezasızlığının sürekliliği de belli bir aşamadan sonra sadece futbolcu değil; tüm insanlarda belli bir anlam ifade etmez. Bunu ben değil psikoloji bilimi söylüyor. Amedspor yöneticileri acaba futbolcuların motivasyonunu sadece galibiyet primi üzerinden mi kuruyorlar? Amedsporun erkek futbol takımına bu sezon başından beri harcadığı primler dâhil toplam maddi tutarın bu ligde ilk 2 veya 3 takımdan biri olduğumuz kamuoyu tarafından bilinmekte. Lakin Amedsporun futbolcu ve teknik ekibin motivasyon, heyecan, tutku ve aşkını ilk 2 veya 3 de görebiliyor muyuz? Amedsporlu futbolcularla Maddiyat ağırlıklı bir ‘Bağ’ kurulmuş ola bilinir mi?
"CASSUBİE'NEN OYNATILMASI EĞRETİ DURDU"
Geçen hafta oyuncumuz Cassubie’ye elim bir kazaya karıştı ve bu kazanın soncunda Cassubie’nin araçla çarptığı Hüseyin Diri maalesef hayatını kaybetti. Hüseyin Diri ve Amedspor ailesinin başı soğulsun ve sevdiklerine sabırlar diliyorum. Cassubie’nin fail olmanın getirdiği suçluluğu ruhunda hisseden ve bunun utancıyla kendi içinde boğulurken, Cassubie’yi maç oynatmaya çalışmak o stad'ta eğreti durdu. Cassubie’nin yüzündeki çaresizlik, Amedsporun oynadığı futbolla tarfatarların ruhuna sirayet etti. Bu en başta Casubie’ye ve rahmetli olan arkadaşımız ve sevdikleri için sevimsiz bir durumdu.
"CASSUBİE İÇİN NEDEN TERAPİSTE SORMADILAR?
Amed, Türkiye’de psikanaliz ve psikoterapinin en önde gelen 4-5 şehrinden biri olduğunu rahatlıkla sizleri ikna edebilirim. Neden birkaç terapiste sormak akıllara gelmedi? Veya bu durum, As Başkan Dr. Elif hanıma danışıldı mı? Cassubie’yi maça alıp, moral desteği vermeye çalışmak, iyi niyetli oluna bilinir. Lakin bu ruhsal durumlar maalesef iyi niyetle yönetilemez. Cassubie’nin maça girmesi, maalesef Casubie’ye moral değil var olan moralsizliği bir kat daha artırmış olabilir. Emin olun Cassubie maça girip, maçın kahramanı da olsaydı bu yanlış bir tutum olurdu. Bunun sebebini buraya yazıp yazının bağlamından kopmak istemiyorum. Umarım Casubie kendisini toparlayacak, ruhsal yardımı biran evvel alır. Yönetim ve teknik ekip de bu travmatik durumun karşısında hatalı müdahalenin muhasebesini kendi içinde yapar. Bu yapılmazsa olası başka travmatik durumlar karşısında maalesef bu tekrarlayan bir durum haline de gelebilir. Tüm kazalar, travmalar aynı zamanda bir yüzleşmedir. BİZ olamadığımız için BİZ olmaya çalışırken, Cassubie’yi maça çıkarmış olabilir miyiz?
