Ferit Aslan
Diyarbakır’da, Şeyh Sait ve arkadaşlarının yargılanması için şark mahkemesinin kurulduğu Protestan Kilisesinin aynı zamanda ilk sinema gösteriminin yapıldığı yer olduğunu biliyor muydunuz?
Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği, Diyarbakır’ın ilk sinema ile tanışma serüvenini paylaştı. Diyarbakır, sinema ile ilk buluşmasını 1920’li yıllarda gerçekleştirdi.
Şeyh Sait ve arkadaşlarının yargılanması da orada yapılır
Bu buluşma, Deva Hamamının karşısındaki sokakta bulunan Protestan Kilisesinde gerçekleşir. Bu filmler Avrupa Kiliseler Birliği’nin propaganda amaçlı kent tanıtımlarını içeren sessiz filmlerdir. 1925 yılında Şeyh Sait ve arkadaşlarının yargılanması için Protestan Kilisesinde Şark İstiklal Mahkemesi kurulunca sinema gösterimleri Eski Yoğurt Pazarındaki Süryani Katolik Kilisesine taşınır. 1936’ya kadar film gösterimleri bu mekânda devam eder.
Halkevi sineması ücretsiz olunca sorunlar çıkar
1940’ların başında ise, taşradaki halka kültür ve eğitim hizmeti sağlama politikasıyla halkevleri sinema gösterimleri yapmaya başlar. Diyarbakır'daki ilk şehir sineması Halkevi’nin hemen giriş katında kurulur. Artan izleyici sayısı ve beklentiler o günün şartlarında ücretsiz bir hizmet sunan Diyarbakır Halkevi’nde işletmeye dönük bazı sorunlara neden olur. Çözüm sinema işletmesinin özelleştirilerek Dilan kardeşlere devredilmesiyle çözülür.
Halkevindeki ilk işletmeden sonra Dilan kardeşler, Şafak Sineması adıyla kente ikinci bir sinema salonu daha açarlar. Ömrü uzun olmayan bu sinema iki yıl içerisinde kapanır. 1943’te açılan Esin ve Atlas Sinemalarının ömrü de Şafak Sineması gibi olur.Bu durumun temel sebebi İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yaşanan ekonomik krizdir.
Demokrat Parti ile 14 sinema salonu açılır
1950’lerde Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle değişen atmosfer, kentte yeni girişimlerin oluşmasını destekler. Nilgün, Dilan, Dicle, Ar, Site, Emek, Yıldız, Elmas, Raman, Melek, Saray, Dicle , Yeni Şehir, Şekerciler isimleriyle arka arkaya sinema salonları açılır.
1970’li yıllarda ise televizyonun yaygınlaşmasıyla birlikte salonların izleyici sayısı azalmaya başlar. 1950’lerde ard arda açılan salonlar kapanır. 1990’lara kadar süren bu düşüş 2000’lerde sinemaların tekelleşmesi ve AVM’lere taşınmasıyla birlikte tamamen yok olur.