TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu bugün TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Tanrıkulu, Meclisi sunduğu kanun tekliflerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Tanrukulu’nun değerlendirmesi şöyle:

“2016 YILINDA BELEDİYELER YASASINA EKLENEN FIKRANIN MADDE METNİNDEN ÇIKARILMASI VE ESKİ DÜZENLEMENİN DEVAM ETMESİ YÖNÜNDE KANUN TEKLİFİ

Bir tanesi kayyum düzenlemesi 2016 yılında 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra Hükümetin aldığı kanun hükmünde kararname yetkisiyle mevzuatımıza girdi. 2016’dan önce kayyumla ilgili bir düzenleme mevzuatımızda yoktu. Kanun hükmünde kararnameyle aldılar. Daha sonra da kanunlaştırdılar. O zamandan bu zamana kadar da gündemimizde. Hiçbir Cumhuriyet Hükümetinin aklına gelmemişti, belediyelere seçilmiş belediye başkanlarını görevden almak, seçilmiş meclisleri görevden almak ve yerlerine kayyum atamak hiçbir Cumhuriyet Hükümetinin aklına gelmemişti ve uygulanmamıştı. Darbe dönemlerinde dahi uygulanmamıştı. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi 2016 yılında kayyum düzenlemesinin mevzuatımıza, belediye yasasına ekledi maalesef. Hazırladığım kanun teklifiyle 2016 yılında belediyeler yasasına eklenen fıkranın madde metninden çıkarılması ve eski düzenlemenin devam etmesi yönünde bir kanun teklifi hazırladım. Bunu da Meclis Başkanlığına sundum. Süresi geldiğinde de Parlamentonun gündemini aldıracağım. Birinci gündemim bu.

DİYARBAKIR ÇINAR VE MARDİN MAZIDAĞ’DA YAŞANAN YANGIN SONRASI BÖLGENİN AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMESİ YÖNÜNDE KANUN TEKLİFİ

İkinci gündem ise 20 Haziran'da Diyarbakır'da ve Mardin İllerini kapsayan sınır bölgesinde Çınar ve Mazıdağ İlçelerinin dört köyünde korkunç bir yangın meydana geldi ve 15 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Onlarca yurttaşımız ağır yaralandı ve binlerce dekar tarla ekin hasar gördü. Canlılar hasar gördü, bine yakın hayvan telefonu maalesef. Buna ilişkin bir telafi mekanizması bugüne kadar yürürlüğe girmedi. Hükümetten bu konuda doğru dürüst bir açıklama yapılmadı. Sanki orada hiç yangın olmamış, orası bizim coğrafyamız değilmiş gibi bir anlayışla yaklaşıldı. Bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi noktasında kanun teklifi hazırladım. Bu kanun teklifini de Parlamento Başkanlığına sundum. Dolayısıyla Diyarbakır'ın ve Mardin'in Çınar ve Mazıdağı İlçelerinde meydana gelen yangın ile ilgili olarak telafi mekanizmasının yürürlüğe girmesi bakımından, bölgenin afet bölgesi olarak ilan edilmesi noktasında teklifimi Parlamento Başkanlığına sunmuş durumdayım.

TARIMSAL SULAMADA ELEKTRİK ZAMININ KULLANILMAMASI ÇAĞRISI!

Üçüncü gündem de yine Diyarbakır'la ve bölgeyle ilgili, çok yakın bir zamanda elektrik zammı yürürlüğe girdi, 1 Temmuz itibariyle. Tarımsal sulamada da maalesef bu zam uygulanacak. Bölgede sulama kanalları henüz tamamlanmış değil, DSİ’nin sulama kanalları tamamlanmış değil. Binlerce dekar alan maalesef enerjiyle sulanmakta. Ya yeraltı suyuyla veya göletlerden enerjiyle çekilip sulanmakta. Bu dönemde mısır ve pamuk ekimi yapılmış bölgede, ağırlıklı olarak ve suya ihtiyaç var. Su da elektrikle tarlalara verilebilmekte. Bu nedenle bu enerji zammının, elektrik zammının tarımsal sulamada kullanılmaması noktasında da Hükümete buradan bir çağrı yapıyorum. Aksi halde, zaten buğday ve arpaya verilen zamlar yüzde on iki seviyesinde kaldı. Pamuk ve mısır ürününün tarlada kalmaması ihtimali de ağırlıklı olarak gündemimizde.

AÇIKLANAN ENFLASYON VERİLERİ SONRASI ÜCRETLERİN, HEM EMEKLİ AYLIKLARININ HEM DE ASGARİ ÜCRETİN YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ GEREKMEKTE!

Biraz önce de TÜİK enflasyon verilerini açıkladı. Yıllık enflasyon oranı % 71.6 olarak açıkladı. Enflasyon Araştırma Grubuna göre ise % 113. Altı aylık enflasyon oranı ise yüzde yirmi beş civarında açıklandı. Yani önümüzdeki günlerde yüzde yirmi beş civarında en fazla memurlara bir zam yapılabilecek. Oysa kiralardaki artışta 1 Temmuz itibariyle sınırlama yürürlükten kaldırılmış durumda. Yüzde altmıştan daha fazla kiralara zam gelecek. % 60’tan fazla! Ancak memur maaşlarına, emekli maaşlarına gelebilecek zam oranı ise en fazla% 25. Yani bu oranlar yurttaşlarımızın ağır ekonomik kriz altında inlemesine neden olmaktadır. Dolayısıyla hem ücretlerin, hem emekli aylıklarının hem de asgari ücretin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir!”

Editör: ALİ ABBAS YILMAZ