Bölgedeki birçok oda başkanının katılımıyla pamuk hasadına katılan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemdi Bayraktar, üreticilerin para kazanamaması durumunda üretimden çekilmek zorunda kalabileceğini söyledi.
Bozdemir mahallesindeki pamuk hasadına katılan Bayraktar, Türkiye’deki ve dünyadaki pamuk piyasasından örnekler verdi, yöre çiftçisinin içinde bulunduğu sıkıntılara dikkat çekti.
“GENÇLERİMİZİ TARIMDA TUTAMIYORUZ”
Gençlerin tarımla ilgilenmediğini, kadınlar olmazsa tarımın durma noktasına geleceğini anlatan Bayraktar, şöyle dedi:
“Üreticilerimiz para kazanamazsa üretici üretimden çekilmek zorunda kalabilir. Bir miktar pamuk alanları üretim dışı kalabilir. Veya başka ürünlere yönelebilir. Mesela bu sene bazı ürünlerimizde; Nevşehir'deydim, Niğde’deydim, patates gibi, soğan gibi, kabak gibi, karpuz gibi, biber gibi bazı ürünlerimiz bu sene para etmedi. Şimdi dolayısıyla sıkıntılı bir sezon geçirdik, sıkıntılı bir yıl geçirdik. O bakımdan ben başka illerde yaptığım toplantılarda da ifade ettim. Muhakkak surette üreticilerimize girdi kolaylığı sağlanmalı, girdi desteği daha fazla verilmeli ama bunun yanında, Ziraat Bankası'na ve kooperatiflere olan borçlarını da faizsiz olarak ertelenmesini talep ediyoruz. Çiftçimizi rahatlatmamız lazım. Ve önümüzdeki yıl eğer bu çiftçimizin tarlada kalmasını istiyorsak çok daha önemlisi Türkiye eğer tarımda sürdürülebilir üretim noktasında olmak istiyorsa, çiftçiyi tarlada tutmamız lazım. Bugün bakın gençlerimizi tarımda tutamıyoruz. Tarımın en büyük problemlerden bir tanesi bu. Ve kadın çiftçilerimiz olmazsa şu an biz tarımda üreten üretim yapamaz haldeyiz. Yani kadın çiftçilerimiz üretim yapıyor. Gençlerimize ve kadınlarımıza pozitif ayrımcılık yaparak sosyal güvenlik primleri de devlet tarafından ödenmeli. Sosyal güvenlik primlerini ödediğimizde bazı gençlerimiz bu prim ödendiği için tarımda kalabilir. Aksi takdirde net ifade ediyorum. Gençlerimizi tarımda tutamazsak hatta bu manada kırsalın altyapısını güçlendirmemiz de önemli. Yani şehirde ne varsa köyde o olmalı. Aksi takdirde bu köylerde çocuklarımızı tutmamız mümkün değildir. Bunu açıkça ifade ediyoruz. Yani sadece yurt dışından gelen göçmenlerle Türk tarımının sürdürülebilirliği sağlayan olamayız. “
“PAMUK İSTİHDAMA ÖNEMLİ KATKI SAĞLIYOR”
İşte Bayraktar’ın Diyarbakır’daki açıklamaları:
“Pamuk, hem üretim yapılan bölgenin gelişmesinde hem de sağladığı istihdam nedeniyle ülke ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Türk tarımının vazgeçilmez bir ürünü olan pamuk; lif, çiğit, tohum, yağ, küspe gibi asıl ve yan ürünleriyle tekstil, hazır giyim, bitkisel yağ ve yem başta olmak üzere birçok sektöre hammadde oluşturuyor. Türk tekstil ve hazır giyim sanayilerimizin kuruluşunda ve hızla gelişerek bugünkü seviyelere gelmesinde yerli pamuk üretimimizin yani çiftçilerimizin önemli rolü göz ardı edilmemelidir. Ülkemizde 2023 yılı verilerine göre 22 ilde üretimi gerçekleştirilen ve Nisan ayı sonu itibarıyla ekimi yapılan pamukta hasat devam ediyor. Yaklaşık 4,8 milyon dekar alanda üretimi gerçekleştirilen pamukta geçtiğimiz yıl çiftçilerimiz 2,1 milyon ton kütlü pamuk üretti. Bu yıl ise Türkiye İstatistik Kurumu Birinci Tahmin verilerine göre 2,2 milyon ton seviyesinde üretim tahmin ediliyor.”
“ÜRETİMİN YÜZDE 82,2’SİNİ 5 İL GERÇEKLEŞTİRİYOR”
“Ülkemiz pamuk üretiminin tamamına yakını Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi ile Çukurova ve Antalya yörelerinde yapılıyor.
İl bazında baktığımızda ise pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 42’sini Şanlıurfa, yüzde 14,4’ünü Diyarbakır, yüzde 11,6’sını Aydın, yüzde 8,8’ini Hatay ve yüzde 5,5’ini İzmir gerçekleştiriyor. Söz konusu beş il toplam üretimin yüzde 82,2’sini gerçekleştiriyor. Pamukta son beş yılda ortalama ekim alanı 4,63 milyon dekardır. 2023 yılında bir önceki önceki yıl 5,73 milyon dekar olan ekim alanı yüzde 16,7 oranında azalarak 4,77 milyon dekara geriledi. Dünyada 2024/2025 üretim sezonunda Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu (ICAC) verilerine göre 26 milyon 332 bin ton lifli pamuk üretimi olacağı tahmin ediliyor. Bu üretimin yaklaşık yüzde 3’ünü ülkemiz sağlıyor. Diğer taraftan ülkemiz; Çin, Hindistan, ABD, Brezilya, Pakistan ve Avustralya’dan sonra pamuk üretiminde yedinci sırada geliyor. Ülkemizde 2022 yılında 886 bin ton olan lifli pamuk üretimi 2023 yılında 700 bin tona geriledi. Aynı yıl 732,4 bin ton pamuk ithal ettik, bu ithalat için 1 milyar 631 milyon lira ödedik. 2024 yılında lifli pamuk üretiminin 750 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Ülkemizdeki bu dalgalanma stratejik öneme sahip pamukta akılcı ve kalıcı politikalar sergilememiz gerektiğinin önemini vurguluyor. Pamukta ekim alanlarındaki değişim çiftçilerimizin kazancıyla, yani ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkilidir. Pamuğa, Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle sanayi ürünü kabul edildiği için gümrük vergisi koyamıyoruz. Dünya pamuk fiyatlarındaki düşüş iç piyasada pamuk fiyatlarını doğrudan etkiliyor ve fiyatları düşürüyor. Pamuk bir sanayi ürünü değildir, tarım ürünüdür. Gümrük Birliği Anlaşması revize edilmeli, pamuk tarım ürünü olarak değerlendirilmelidir. Çiftçilerimiz iç piyasada pamuk fiyatlarında son üç yıldır umduğunu bulamadı. Bu yılda umduğu fiyatı alamazsa önümüzdeki sezon üretim miktarında azalma olacaktır. Ülkemizde pamuk üretim maliyetleri yüksek olmasına rağmen destekleme miktarları rakip ülkelere göre düşüktür. Girdi fiyatlarındaki artışlardan çiftçilerimizin en az seviyede etkilenmesi için kilogram başına üç yıldır 1 lira 60 kuruş olarak ödenen primler artırılmalı, üreticilerimiz korunmalıdır. Pamuk üretimini geliştirmenin yolunun desteklemeden geçtiği ve desteklemenin de ülkemiz pamuk üretiminde istikrarın temeli olduğu unutulmamalıdır.”
“ÜLKEMİZDEKİ PAMUK FİYATLARI HAK ETTİĞİ DEĞERİ BULMUYOR”
“ABD Memphis lif pamuk fiyatı kilogram başına 65 lira, yani yüzde 40 randımanla kütlü pamuk fiyatı yaklaşık 26 lira iken, ülkemizde üretilen lif pamuk fiyatının kilogramı serbest piyasada 57 lira, kütlü pamuk fiyatı ise 22 lira 80 kuruş seviyesindedir. Kütlü pamukta fiyat en az 30 lira bandında olmalı ki üreticilerimiz pamuktan vazgeçmesin. TARİŞ Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik gibi Birlikler bu hususları dikkate alarak fiyat açıklamalıdır. Ancak görünen o ki pamukta sürdürülebilirliği kimse düşünmüyor. Nem oranına göre değişmekle birlikte yüzde 40 randımanlı kütlü pamuğu Söke TARİŞ kilogram başına 24 liraya, Çukobirlik açıkladığı fiyatı revize ederek kilogram başına 26 lira 50 kuruşa, Antbirlik ise kilogram başına 27 lira 80 kuruşa alım yapıyor. Bu fiyatlar maliyetin oldukça altında kalıyor. Böyle giderse sektör önümüzdeki sezon pamuk üretecek çiftçi bulamayacak. Son yıllarda fiyat açısından zor durumda kalan üreticilerimiz bu yıl maliyetini karşılayacak ve makul bir kar payı ile fiyatların revize edilmesini bekliyor. Üreticilerimiz bu sezonda ürününü yok pahasına satmasın. Bir diğer husus ise sulama ücretlerinin yüksekliğidir. Sulama ücretlerinin tüm tarımsal ürünlerde olduğu gibi pamukta da girdi kalemleri arasında önemli bir payı vardır. Şüphesiz ki su kamu malı olup korunmalı ve tasarrufuna azami riayet edilmelidir. Ancak üreticilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi bakımından geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda tarımsal sulama amaçlı su kullanım hizmet bedeli yüzde 50 indirimle desteklenmelidir. Üretim, verimlilik ve çiftçilerimizin deneyim üstünlüğüne sahip olduğu bu ürünü sektörde yer alan sanayicilerimizin de sahiplenmesi üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor. Üreticilerimizin beklentilerinin karşılandığı ve karşılaştıkları sorunlar çözüldüğünde pamuk üretiminde artış yaşanacak, tekstil sanayimizin hammadde ihtiyacı karşılanacak ve pamuk için ödediğimiz döviz miktarı azalacaktır.”