Müslüman, Musevi, Hristiyan, Budist ve Hindu gibi tüm toplunmlarda binlerce yıldır insanlar ondan korkuyor.
Nazar kavramı insanoğlunun göçebeliği bırakarak yerleşik hayata geçmesiyle başladığı düşünülüyor. Yani bir yerleri çevirip sahiplenmeye başlamasıyla birlikte nazar olayının başladığı sanılıyor.
Kem göz inancı Antik Roma ve Helen medeniyetlerinde, Müslüman, Yahudi, Budist ve Hindu toplumlarında da görülen bu inanış özellikle yerli ve köylü toplumlarında yer etmiş ve günümüze kadar gelmiştir.
Günümüzde, düğünde geline ve damada, doğumda anne ile bebeğe, sünnet çocuğuna, açlınan eve, arabaya kötü bir şeye maruz kalacağına inandığımız şeylere nazar boncuğu takılması bninlerce yıldır bir gelenek halini almış durumda.
Peki insanlar neden nazar boncuğu takar, nazar boncuğu yapılan nazarı önlüyor mu, yoksa bu psikolojik bir durum mu?
Farklı çok sayıda inançta kendine yer bulan nazar boncuğu, adeta ortak bir değer halini almış. Müslüman, Musevi, Hristiyan, Budist ve Hindu gibi tüm toplumlarda kötü gözlere karşı iyi geldiğine inanılan bu sembol, Orta Asya'nın Şamanizm döneminde ise Türklerin yaşantısına dahil oldu.
BİNLERCE YILDIR İNANILIYOR
Nazar boncuğu, insanı kem gözlerden koruduğuna inanılan boncuk. Tarih boyunca, çoğu kültürde ve dinsel inançta, göz figürü kötülükleri savan güçlü bir tılsım olarak kabul edilmiştir.
İnmsanlar başlarına kötü bir şey gelmemesi ve korktukları için kullandıkları nazar boncuğunun ilk Sümerlerde ortaya çıktığı biliniyor. İlk nazar boncuğunun Milattan Önce 3 bin 300'lü yıllara kadar uzandığı yapılan kazılarla ortaya çıktı. Mezopotamya'nın en eski şehirlerinden biri olan ve bugünkü Suriye sınırları içinde olan Tell Brak'taki kazılarda nazar boncuğu bulundu.
Genelde nazar boncukları göz şeklinde olur. Göze aynı zamanda boncuk da denmektedir. Yani kişinin dünyaya açılan penceresi gözdür. Göz her türlü, iyi ve kötü, düşüncelerin ilk çıkış noktası olarak kabul edilir.
Bu yüzden bakışlardan, kötü gözlerden korunmak amacıyla emici özelliği olduğuna inanılan mavi renkli taşlar eskiden beri kullanılmaktadır.
Gerek inanç gerek gelenek, gerekse de süs eşyası olarak pek çok kişi nazar boncuğunu günlük yaşantısında çok sık kullanır. Nazar boncuğu yapılırken içine kurşun döken de olur ve bunun da iyi şans getirdiğine inanılır.
NAZAR BONCUĞU OCAKLARI TÖRENLE AÇILIRDI
Mavi rengin nazarı savdığına inanılması eski halk inanışında yer açılır. Ancak bu boncuklarda bulunulması gereken özelliklerin de olmasına dikkat edilirdi. Örneğin, kimi ustalar, mavi üzerine sarı renkli göz yer yapar. Ayrıca özel bir yerde eritilmiş olması gerekiyordu.
Tarihte nazar boncuğu ocaklarına önem verilirdi. Nazar boncuğu ocaklarının kuruluşu, özel bir tören ile gerçekleştirilirdi. Bu ocakta başka bir cam işiyle uğraşılmaz, sadece nazar boncuğu yapılırdı. O kadar ki, aynı işliğin içerisinde başka cam eşyaları yapan usta, nazar boncuğu üretmek için yalnızca asıl ocağı kullanır. Ayrıca gerçek bir nazar boncuğunun mutlaka elde yapılması gerekir.
NAZAR ENERJİSİ
''Negatif enerji'' denildiğinde ilk akla gelen; nazardır. Nazar, negatif düşünce enerjisinin bakışla ve düşünceyle maddeye aktarılmasından doğan bir olaydır. Düşünce, niyeti pozitif yönde etkileyebildiği gibi negatif olarak da etkileyebilir. Nazar da bir tür elektrik ve enerji titreşimidir.
İngiltere Leeds Üniversitesi'nde bir süre önce nazarla ilgili yapılan deneyde, 6 kişinin seçilen nesnelere odaklanması istendi. iki hafta sonunda nesnelerin bazılarında morfolojik ve biyokimyasal değişiklikler saptandığı belirlendi.
Yapılan ölçümlerde, deneklerin gözlerinden çıkan hassas bir frekanstan yayılan elektromanyetik dalgalar tespit edildi.
NAZAR ETİMOLOJİ
Kimilerinin inandığı ve kimilerinin de inanmadığı nazar Farsça kökenli kem sözcüğü kökenli ve kötü, fena anlamlarına gelir. Göz sözcüğü Türkçede görme organı anlamına geldiği gibi aynı zamanda halk arasında "kem göz" (kötü niyetli bakış) anlamında da kullanılır.
Arapça'da da ''nazar'' kelimesi de göz - bakış anlamlarına gelir.
Bazı toplumlarda kem gözün nesneleri bile çatlatabildiğine inanılır. Mavi boncuğun bu enerjiyi kendisine çekerek yok edeceği fikri yaygındır. Kelimenin köz ''ateş parçası'' ile bağlantısı da dikkat çekicidir. Bakışın yakıcı gücü olduğu düşünülür.
Haber / Eyup Kaçar