Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de 70 bin diyaliz hastası olmasına karşın, 28 bin civarında organ bekleyen hasta var. Kalp ve karaciğer bekleyen hasta sayısı da 2 bin 500 civarında. Özellikle böbrek nakli bekleyen hastalar için bu rakamın daha fazla olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Alp Gürkan organ bağışı hakkında tüm merak edilenleri anlattı.

Batı ülkelerinin tersine, Türkiye’de böbrek nakillerinin yüzde 80’inin canlı vericilerden, yüzde 20’sinin beyin ölümü sonrası bağışlanan organlardan yapıldığına dikkati çeken Prof. Dr. Alp Gürkan, 2022 yılında 3 bin 345’i canlı vericili olmak üzere 3 bin 621 böbrek, bin 479’u canlı verici olmak üzere 1610 karaciğer nakli yapıldığını belirterek, yapılan diğer solid organ nakilleriyle bu sayının 5 bin 269’a ancak ulaştığını söyledi.

Aile bağlarının kuvvetli olduğu ülkemizde, sevdikleri insanların yaşam şartlarını gören yakınları, yakınları için gönülden organ bağışına başvurduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Alp Gürkan, bu konuda merak edilenleri şöyle anlattı:

"Her ne kadar tek böbrekle kalmanın verici için hiçbir sakıncası olmasada bu işlem gerek psikolojik gerekse fizyolojik olarak büyük bir fedakârlık gerektirmektedir. Verici ameliyatı, vericiye hiç bir zararımız olmaması ilkesine bağlı olarak, biz cerrahlar için de oldukça stresli bir ameliyattır. Hâlbuki beyin ölümü gelişen insanlarda, onlara çok saygılı davranmamıza, çok özenli ameliyat yapmamıza karşın bir zarar vermemiz söz konusu değildir. Zaten toprak altında çürüyecek organları çıkartmak ve onlarla en az 5 kişiye yeniden hayat vermek canlı vericili ameliyatlardan çok daha az streslidir."

"Ülkemizde organ bulamadığı için her yıl 7-8 bin insanımız hayatını kaybetmektedir"

Türkiye'de yılda yaklaşık 5 binin biraz üzerinde organ nakli ameliyatı yapıldığını belirten Prof. Dr. Alp Gürkan, "Organ bulamadıkları için ölen insanları düşündükçe organ bağışının önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Ülkemizde organ bulamadığı için her yıl 7-8 bin insanımız hayatını kaybetmektedir. Ancak, beyin ölümü sonrası bağışlanan organlarla yapılan nakillerin sayısı oldukça düşüktür. Son yıllarda bu sayıda artış olmasına karşın, hala batı ülkelerinin çok gerisindeyiz. Organ bağışında Avrupa Birliği Ülkeleri ortalaması milyon nüfus başına 25 iken ülkemizde bu sayı Sağlık Bakanlığının son yıllarda yaptığı çabalar sonucu maalesef ancak 4.5’e yükselmiştir. Esas olarak Sağlık Bakanlığı'ndan hekimlere, medya kuruluşlarından insanımıza kadar bu rakamı yükseltmek için çaba göstermemiz gerekmektedir." diye konuştu.

Özellikle Türkiye'nin doğu ve kırsal bölgelerinde hasta yakınlarından ürken hekimlerin tanı koymakta zorlandığını belirten Gürkan,  "Bence en önemli ve en kolay çözülebilecek basamak aile onayının alınması. Her ne kadar bu konudaki engellerin dinsel nedenler ve toplumdaki ön yargılardan kaynaklandığı söylense de, esas nedenin insanların hayatta iken aile içinde bu konuların konuşulmaması ve bir kararın ifade edilmemesi olarak görüyorum. 2022 yılında 2 bine yaklaşan beyin ölümü bildirimine karşın, ancak 289 kadar aile organ bağışına izin vermiş. Organ nakli koordinatörlerinin karşılaştığı en büyük problem ölen kişinin daha hayatta iken bu konuyu düşünmemiş olması ve bu konudaki beyanını aile fertleriyle paylaşmamasıdır. Halkımıza organ bağışı ve beyin ölümü daha iyi anlatılsa halkımız bağış konusunda çok vericidir. Diyanet İşleri Başkanlığının da bu konuda olumlu birçok fetvasının olduğu düşünülürse, yapılacak şeyin bu konuyu sürekli gündemde tutmak, aile içinde konuşulmasını sağlamak olacağı şüphesizdir." dedi.

Editör: HABER MERKEZİ