Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu yeni yıl mesajı yayınlayarak yurttaşların yeni yılını kutladı.
BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ
Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun yeni yıl mesajı şöyle:
“Dünya’da ve coğrafyamızda yaşanan savaş ve çatışma, baskıcı devlet politikaları ile her türlü sömürüye rağmen, barışçıl ve demokratik bir yaşama dair umutlarımız ve hayallerimiz ile yeni yıla giriyoruz.
Türkiye açısından geride bıraktığımız 2024 yılı, derinleşen yoksulluk, artan otoriterleşme, Kürt meselesinde çözüm umutlarının yanı sıra, Suriye’de yükselen Kürt fobisi, olağanlaştırılmaya çalışılan kayyum rejimi gibi kronikleşmiş insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir yıl olarak hafızalardaki yerini almıştır.
Kürt meselesi yıllardır izlenen yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’nin sınırlarını aşmış, tarihsel, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal boyutlarıyla çözüm bekleyen bir mesele olarak hala güncelliğini korumaktadır. Bu meselenin çözümünde diyalog ve müzakere yöntemlerin benimsenmesi, hem toplumsal barışın tesis edilmesi, hem de ülkenin demokratikleşmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Özelde Türkiye’de, genelde Ortadoğu coğrafyasında yaşanan siyasi gelişmeler, iktidar partileri tarafından dile getirilen bazı söylemler Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümü konusunda toplumda heyecan ve beklenti yaratmış olsa da, Suriye’de Kürtleri dışlayan dış politikada ısrar edilmesi, barış umutlarının sönümlenmesine neden olmuştur.
SURİYE’NİN BARIŞI, TÜRKİYE’NİN DE BARIŞIDIR
Türkiye Cumhuriyeti, ulusal sınırları dışındaki Kürtler ile ilişkilerini barışçıl ve demokratik bir düzlemde yürütmesi halinde, barışı konuşmanın ve barışı tesis etmenin çok daha kolaylaşacağını vurgulamak isteriz. Suriye’de Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürtlere karşı izlediği ve izleyeceği politikanın doğrudan iç siyaseti de dizayn etme potansiyeline sahip olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Özellikle 8 Aralık 2024 günü itibariyle BAAS rejimin düştüğü Suriye’de, yeni Suriye’nin inşa sürecine tüm grupların yanı sıra Kürtlerin de yer alması ve Türkiye’nin bu konuda engelleyici politikayı terk etmesini hem bölgede, hem de Türkiye’de ki toplumsal barışa ciddi bir katkı sağlayacağına inanmaktayız. Suriye’nin barışı, Türkiye’nin de barışıdır.
Kürt meselesi, temelde bir kimlik, hak ve eşitlik meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren uygulanan merkeziyetçi ve asimilasyoncu politikalar, Kürtlerin dil, kültür ve kimliklerini özgürce ifade etmelerini engellemiş; bu durum zamanla büyük bir kimlik meselesine yol açmıştır.
1980’lerde silahlı çatışma boyutuna taşınan bu mesele, on binlerce insanın hayatına mal olmuş ve giderek derinleşen bir toplumsal ayrışmaya neden olmuştur. Kürt Meselesinin çözümü için çatışma ve şiddet değil, diyalog ve uzlaşı zemininde ilerlemek elzemdir. Uygulanmasını talep ettiğimiz demokratik yöntemler Kürtlerin meşru taleplerine cevap verebileceği gibi, toplumun diğer kesimlerinin hassasiyetlerini gözetecek en makul yol ve yöntem olacaktır.
KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMÜ BİR LÜTUF DEĞİL, ORTAK BİR GELECEĞİN İNŞASIDIR
Kürt meselesinin çözümü, Türkiye’de sadece bir bölgesel mesele değil, aynı zamanda demokratikleşme meselesidir. Bu çözüm, bir lütuf ya da ödün değil, ortak bir geleceği inşa etme çabasıdır. Demokratikleşme yolunda atılacak cesur adımlar, sadece Kürtler için değil, tüm Türkiye için daha adil, eşitlikçi ve barış dolu bir geleceğin kapılarını aralayacaktır. Bu süreçte en önemli rehber, “herkes için eşitlik” ve “herkes için adalet” ilkeleridir. Bu ilkelerle hareket edildiği takdirde Kürt Meselesinin doğmasına neden olan sebeplerle birlikte yine bu meselenin çözümsüz kalması nedeniyle ortaya çıkan yeni sorunların tamamının ortadan kalkması sağlanacaktır.
Biz Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu üyesi kurumlar olarak Kürt Meselesinin demokratik çözümünü ısrarla talep etmeye ve bedeli ne olursa olsun çözüm konusunda çalışmaya devem edeceğiz. Bu bağlamda yeni yıl ile birlikte tüm siyasi parti, meslek odaları ve örgütleri, sendika ile derneklerle temas kurarak barış hakkını konuşacağız ve barış talebinin yaygınlaştırılarak temel bir toplumsal talep haline getirmeyi planlamaktayız. Yapacağımız bu görüşmeler şeffaf bir şekilde yapılacak ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.
2025 yılının barışın, kardeşliğin ve dayanışmanın güç kazandığı, tüm insanların eşit haklarla ve onurlu bir şekilde yaşamını sürdürdüğü, insanlar arasındaki eşitsizliğin giderildiği ve adaletin tecelli ettiği, demokratik ortamının sağlandığı bir yıl olmasını dileyerek tüm yurttaşlarımızın yeni yılını kutluyoruz.”