Diyarbakır'da 1970'li yıllarda yaşanan komşuluk ilişkilerini kaleme alan Prof. Dr. Süleyman Daşdağ, sizi adeta 50 yıl öncesine götürüyor.

Doğu'nun Paris'i Diyarbakır'da 1970'lı yıllarda bir apartman düşünün; adı da Viktorya olsun. Birbirinden renkli, kimisi müslüman, kimisi Gayri müslim, kimisi emniyet mensubu, kimisi de kentin bilindik Yoğurt Pazarı'nda esnaf olsun. 

Prof. Dr. Dağdaş, hikayeyi öyle güzel kaleme almış ki; O yıllara ve komşuluk ilişkilerine gıpta etmemek elde değil.

İşte Dağdaş'ın kaleminde O günlerin Diyarbakır'ı ve Viktorya Apartmanı... 

Yıl 1970.

Lise caddesi 3. Sokak. Bir apartman, Viktorya !

Doğunun Paris’inde, Parizien bir apartman.

Üst katta Emniyet amiri Hüseyin ve Serdar Beyler,

Resmiye ve Necla Hanımlar,

Gecelere uzanan akşamlarda, bisikletlerle dolaştığımız kızlar.

Bir alt katta, Polin Abla ve eşi Albert Amca,

Moda ikonu sanki Polin Abla, çok güzel, frapan. Eşi iyi bir esnaf, terzi.

Polin Abla’nın bir de annesi vardı bitişik,

Meryem Teyze! Ev hanımı, Yakup Amca’yı bekleyen bir eş.

Yakup Amca; Yoğurt pazarında esnaf, bir beyefendi.

İpek böcekçiliğiyle uğraştığını bilirdim.

Büyük kızları Janet Abla evlenmiş,

Birlik Apartmanı’nda.

Nermin Teyzeler ve biz, aynı katta.

Bir altta Hakim Amca, ağır ceza reisi.

Belki mesleğinin, belki de beyliğinin verdiği mağrurlukla yürürdü;

Sanki hiç yere bakmazdı. bir de eşi vardı Kudret Teyze,

Şirin mi şirin, dünya tatlısı!

Bir de komşuları vardı, Celal Amca; Yenilik düşkünü!

Tanıdığım en enteresan insanlardan biri,

Neşeli, gözü gönlü tok. Kocaman bir odası vardı.

Tamirhane dükkanı mısın be kardeşim!

Her işten anlıyordu sanki.

Bir film makinesi vardı, bazen bizleri toplar,

Film izlerdik, L balkonun bir kolunda.

Whatsapp Image 2024 11 10 At 18.53.50

Bir altta Fehime Teyze, nur yüzlü.

Eşi bir dairede müdürdü sanırım;

Hayatta mıydı? Hatırlamıyorum.

Fehime, Meryem ve Rabia Teyze

Ailemizin birer ferdiydi sanki

Uzun kış geceleri,

Televizyon yoktu, komşuluk vardı o zaman;

Hikâyeler dinlediğimiz,

Kuzinenin üstünde kestaneler patlattığımız.

Komşuları Hüseyin Amca,

O da müdürdü galiba bir yerlerde.

Suat Abla’yı hatırlıyorum, kızları

Öğretmen.

En alt katta, iki polis, bir astsubay komşumuz Ve Rabia Teyze, bir Bulgar göçmeni,

Harika bir anneydi. Eşini trafik kazasında kaybetmişti.

Bir de kedisi vardı, adı Arap.

Bizim ailede,

Yani; Viktorya Apartmanında,

Yalnızca Ramazan ve Kurban Bayramları yoktu,

Annemin bize ve komşulara baklavalar açtığı. Paskalya da vardı, Noel de;

Çörekler ve kırmızı yumurtalar yediğimiz,

Yani anlayacağınız,

Bizim apartmanda hep bayram vardı.

Hepimiz Türk’tük, ama hem Arap’tık, hem Süryani, hem Kürt’tük, hem de Çerkez,

Ama bizdik, biz. Diyarbakırlıydık hepimiz. Sanki Türkiye’ydik, O sımsıcak Viktorya Apartmanı’nda.

PROF.DR. SÜLEYMAN DAĞDAŞ KİMDİR ?

Süleyman Daşdağ ;Akademisyen, Biyofizik profesörü, şair. Babasının görevi nedeniyle, 1961 yılında Muş'un Varto ilçesinde doğdu. Çocuk yaşlardan itibaren Diyarbakır'da yaşadı. İsmet Paşa İlkokulu, Ali Emiri Ortaokulu,  Ziya Gökalp Lisesi, Dicle Üniversitesi Fen Fakültesinin ardından, 1986 yılında Dicle Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde Yüksek Lisans ve 1989 yılında da aynı enstitüde doktorasını bitirdi. 1984 yılında D.Ü. Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalında Araştırma görevlisi olarak akademik  hayata adım atan Daşdağ, 1998 yılında aynı anabilim dalında profesör oldu. Halen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı’nda çalışan Daşdağ’ın, Ulusal ve uluslararası çok sayıda bildiri, konferans, yayınları bulunmaktadır. Ayrıca biri şiir olmak üzere beş adet kitabı bulunmaktadır.

Şiir kitabına büyüdüğü apartman olan “Viktorya Apartmanı” adını verdi. 1970 yılının Diyarbakır’ından bir kesitin anlatıldığı Viktorya Apartmanı şiiri, 2011 yılında Kümbet Altında dergisinde yayımlandı ve T.C. Kültür Bakanlığı Konya tasavvuf Müziği korosu kanun sanatçısı Celalettin Aksoy ve arkadaşları tarafından seslendirildi.