Diyarbakır’ın son yıllarda parlayan yıldızı Zerzevan Kalesi… UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici Listesi’nde yer alan Roma’nın Doğu’daki son garnizonundaki kazılar 2014 yılında başladı..
10 yıllık kazılar boyunca tarihi kalede Mithras Tapınağı, gizli geçitler, kiliseler, surlar, villalar, su sarnıçları ve kaya mezarlar ortaya çıkarıldı. Kalede en az 50 yıl daha kazı yapılması planlanırken, kazılardan önce bir köylü tarafından kalede bulunan ve daha sonra izi sürülerek 127 yıl sonra Diyarbakır’a getirilen bir kova varki, O’nun hikayesi bambaşka.
Bugün Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Vaftiz Kovası, eldeki bilgilere göre tam 1500 yıllık. 127 yıl boyunca İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen tarihi kova, eşsiz eserler arasında yer alıyor. Ancak Zerzevan Kalesi’nden İstanbul’a nasıl gittiği soru işareti. Kovanın esrarengiz hikayesi ile ilgili çeşitli anlatımlar var. İddiaya göre, 639 yılında fethedilen kale, eski önemini yitirince yüzyıllarca boş kaldı. Daha sonra 1890’lı yıllarda bazı aileler gelip buraya yerleşti. Kalenin içinde yaptıkları evlerde yaşayan ailelerin nüfusu zamanla arttı.
Kovanın hikayesi de o zaman başladı. Anlatılanlara göre Temo isimli bir köylü, kalede yaşadığı dönemde bir kova bulmuş. Temo, bunun kutsal bir vaftiz kovası olduğunu anlamamış ve yıllarca hayvanlarına su vermek için kullanmış. Temo, kovayı bir gün köye gelen çerçiye bir çift çarık karşılığında satmış. O zamanlar kovanın paha biçilemeyen bir çift çarık karşılığında takas edilmesine anlam verilememiş. Ancak bazıları yıllarca yüzüne bakılmayan kovanın aslında değerli olduğuna kanaat getirmiş ancak durum değişmemiş; Temo’nun Kovası artık bir çerçiye ait olmuş. O günden sonra kovanın akıbeti merak edilip durmuş.
Aslında kaledeki büyük kilisenin vaftiz kovası olduğu düşünülen o kova, yıllarca İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilendikten sonra ait olduğu topraklara, Diyarbakır’a getirilerek, Arkeoloji Müzesinde sergilenmeye başlandı.
Zerzevan Kalesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Aytaç Coşkun, kovanın kalede şu ana kadar varlığını koruyarak gelmiş büyük kilisenin vaftiz kovası olduğunu düşündüklerini ve İstanbul’a kadar nasıl götürüldüğünün merak konusu olduğunu anlatıyor. Kovanın Türkiye’de birebir benzerinin olmadığını ve önemli bir eser olduğunu belirten Coşkun, kovanın İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin envanterinde geldiği yılın 1895, geldiği yerin ise Diyarbakır Zerzevan Kalesi olarak geçtiğini, yapılan resmi yazışmalar sonunda da Diyarbakır’a getirildiğini vurguladı.
Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Zerzevan Vaftiz Kovası, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.