Diyarbakır, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli vilayetlerinden biriydi ve bu dönemde valilerin, şehrin gelişiminde önemli rol oynadığı belirtiliyor.
GAYRİMÜSLÜMLER DE YÖNETİMDE SÖZ SAHİBİYDİ
Diyarbakır salnameleri ve arşiv belgelerde yer alan bilgiye göre, merkezi yönetimi temsil eden valilik makamı ve yerel yönetimi temsil eden Meclis-i İdare-i Vilayet, şehirdeki en yetkili kurumlardı. 1800'lü yılarda Meclis-i İdare-i Vilayet'te gayrimüslim üyelerin de bulunduğu gör ifade edilirken, Bedon Efendi, Toma Efendi, Rum Metropoliti Ayakofos Efendi gibi isimlerin bu üyeler arasında yer aldığı kaydediliyor.
EĞİTİMDE DE SÖZ SAHİBİYDİLER
Şehrin eğitim ve öğretim faaliyetlerinin planlandığı Meclis-i Maarif Komisyonları'nda da gayrimüslimlerin görev aldığı bildirilirken, bu komisyonlarda da çeşitli tarihlerde Bedoli Tomas Efendi ve Mığırdiç Efendi, Kazazyan Hanna Efendi ve Rahip Stepan Efendi ve Agop Efendi'nin yer aldığı ifade ediliyor.
DİYARBAKIR'A ESER BIRAKANLAR
1515-1900 yılları arasında görev yapan valilerden pek çoğu, Diyarbakır'a önemli eserler kazandırdığı kaydedilerek, Bıyıklı Mehmet Paşa'nın Kurşunlu Camii, Silahtar Melik Ahmed Paşa, Hüsrev Paşa, Hadım Ali Paşa, İskender Paşa ve Nasuh Paşa'nın da kendi adlarına cami ve benzeri eserler bıraktıkları belirtiliyor.
CUMBHURİYET DÖNEMİNDE DE DEVAM EDEN HİZMETLER
Diyarbakır'da 1928 yılında valilik görevine başlayan Mehmed Nazım Paşa, 1930'da Hamravat suyunun temiz bir şekilde akmasını sağlarken, Vali Halid Bey döneminde ise Çarşıyı Kebir, Latifiye Camii ve Hanzade Camii gibi yapıların onarıldığı kaydediliyor.