Bir zamanlar bölgenin ekonomisine önemli katkılar sağlayan ve dünyaca ünlü ipek kumaşları, özellikle de ''puşi'' olarak bilinen eşsiz parçalar, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir miras olarak karşımıza çıkıyor.

DİYARBAKIR'IN RENKLİ DÜNYASI

Yıllarca ''puşi'' olarak bilinen ipek kumaşların, aslında Diyarbakır'ın çok daha zengin bir dokuma geleneğine sahip olduğunu gösterdiğini belirten araştırmacılar, mantin, çiçekli mantin, canfes, hake ve gezi gibi birbirinden farklı ve özellikteki kumaşların, Diyarbakır'ın ustalarının ellerinde hayat bulduğunu söyledi.

DİYARBAKIR PUŞİSİ

Diyarbakır puşisi, sadece bir kumaş değil, aynı zamanda bir sanat eseriydi. 

Tarihi kaynaklarda yer alan bilgilere göre, kırmızı, beyaz, turabi, almasti, yeşil ve siyah gibi birbirinden farklı renklerde üretilen puşilerin, 90 cm'den 200 cm'e kadar değişen boyutlarda ve kırmızı kenar, beyaz kenar, yedi renk, kesrevan, telgrafi ve almasti gibi çeşitli modellerde dokunduğu kaydediliyor.

BİR ZAMANIN CANLI SEKTÖRÜ

Diyarbakır ve çevresindeki ilçelerde 1970'lere kadar ipek böcekçiliğinin yaygın olduğu ifade edilirken, ''şehir merkezi ve köylerde yüzlerce atölye bulunuyor ve binlerce kişi bu sektörde çalışıyordu. Diyarbakır'ın coğrafi konumu ve ustalarının maharetli elleri sayesinde üretilen ipek kumaşlar, hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük ilgi görüyordu'' deniliyor.

SADECE KULP'TA ÜRETİLİYOR

Zaman içinde değişen ekonomik koşullar ve modern üretim yöntemlerinin, Diyarbakır'ın ipek dokumacılığının gerilemesine neden olduğu belirtilerek, günümüzde sadece Kulp ilçesinde küçük ölçekli bir üretimin devam ettiği bildiriliyor.

Diyarbakır'da 1870 yılında ipek puşinin üretildiği 300 imalathanede 200 ustanın denetiminde 1500 yetişkin ve çocuk işçi çalıştığı ifade ediliyor.

Editör: Ayşegül Yaşar