Yazar Esma Malgir, Selim Temo’nun Jübile kitabı üzerine yaptığı değerlendirmede, “Aslında yaslandığınız ve de hiç yıkılmaz dediğiniz o dağ yıkılıp tozla buz olur.İşte o zaman devrilen acılarınız içinde şiirler sızlar ve bakmışsınız o şiirlerden sızan acılarımız çaya dönüşürmüştür. Çaylarda nehir olup denizlere dönüşmüştür. Jübile içindeki şiirlerde böyledir.” diyor.

Selim Temo

Yazar Esma Malgir'in Selim Temo’nun Jübile kitabı üzerine yaptığı değerlendirme şöyle: 

"Dünyayı dolduracak kadar ızdırap varken; kimi şairler ızdıraplarını içine çiçek tohumları serpiştirir. O yüzdendir ki o şairler bir nevi zihinsel emek işçileri olarak görürüm hep.

Yaşadıklarımıza isim vermek inancın, umudun tekrar diriltilmesi içindir. Yorgunluklarımız ve yalnızlıklarımızın kederini bir anda avuç içine bırakılan kurumuş çiçeklerden koku beklemek gibidir oysa kurumuş çiçekler kokusuzdur beklediğiniz koku bir türlü gelmez... Bakınırsınız ha bire nereye bakarsanız bakın hiç kimse yoktur, o an devleşen umutlarınız ve filiz tutan yaşantılarınız devrilmeye yüz tutmuştur. Aslında yaslandığınız ve de hiç yıkılmaz dediğiniz o dağ yıkılıp tozla buz olur.

İşte o zaman devrilen acılarınız içinde şiirler sızlar ve bakmışsınız o şiirlerden sızan acılarımız çaya dönüşürmüştür. Çaylarda nehir olup denizlere dönüşmüştür. Jübile içindeki şiirlerde böyledir.

Selim Temo'nun köşe yazılarında ve şiirlerinde çürük düzenin içinde etrafa yayılan çürümüşlüğün kokusunu alırız. Burun direğimizi sızlatan o çürükler içinde lotus çiçeği misali açılır Temonun mısraları. Temo'nun eserleri genelde toplumun hafızasına hitap eden eserlerdir. O' nun temalarında kasvetli bir hava bulunmaz. Şiirlerini tarihi duygularla yoğurmasına rağmen o kasvetli dolu tarihizleri görmeyiz.

Bu yazıda daha çok Selim Temo'nun Jübile' nin içindeki şiirleri üzerine irdelemeye çalışacağım. Öncelikle şairimiz 1991-2011 yılları arasında yazdığı şiirlerinin toplandığı bu kitabın ilk baskısı Agora Yayınevi de basılmış olup daha sonra düzenlemeler ve eklemlere yapılarak tam baskı şekilde Dara Yayınlarından çıkmıştır.

Okuyucu Jübiledeki şiirleri okurken önce şiir mi öykü mü diye biraz düşünür ama sonrasında okunan kelimelerinin büyüsü okuyucunun tüylerini diken diken eden su kadar berrak ve akıcı; bir o kadarda olağanüstü bir anlatım üslubuna sahip olduğunu görürüz.

Bir kitabı alınca önce sorular sorarım şair beni nereye götürecek diye. Kitabın arkasında yer alan cümleler kitabın fragmanı gibidir. ''bir zafere gerekçe olmalıyım bin hüzne, bir yenilgiye giderken ardımda bir boşluk bırakmalıyım.'' Okuduğumda Selim Temo' nun ''başka bir dünyaya götüren sonsuz bir bilet.'' olduğunu anladım. Hayatı nerdeyse şiirde orda mı olacak diye düşünürüm, gördüklerini, yaşadıklarını, hissettiklerini, deneyimlerini şiire yansıtır mı acaba şair. Eğer yansıtmışsa samimi bir serüveni başlar benim için. Jubile’de hayatın gerçekleriyle yüzleşen şiirlerle karşılaştım. Kitapta bazı şiirlerinin yazım biçimlerinde Temo’ya ait özgünlüklerle karşılarız. Jubile’deki şiirlerde geçen korkunç geceler iması olsa da o korkunç geceler bize mutluluk ısmarlıyor sanki. Şiirlerin büyüsü sahte bir tadının olmasından değil gerçek bir tat ve hepsinin farklı bir ruh taşıyor olması ve her durakta bir öncekinden farklı durak ve tatların olmasıdır.

Kitapta başka bir evrenle karşılaşıyoruz. Kah birilerini tanıyoruz, kah birisinin yarasını dinliyorken kendimizi buluyor, kah şehirleri dolaşıyoruz. Her ne kadar işlenen temalar biraz karmaşık gelirse de karmaşıklığın içindeki bütünlükle bizi sarıp sarmalıyor Temo aşkı, memleket hasretini, ötekileştirmeyi ve acılarımızı şehir şehir dolaştırarak bir fısıltı gibi kulaklarımız fısıldar. İşte o zaman karmaşıklığın aslında bir bütünleşme gerçeği olduğu hoşumuza gider. Şiirlerin içinden yükselen seslerden kendi sesimize rast geliriz bazen.

Hayat sürekli bizden anlam bekler anlamsızlığın içinde anlam bulmamızı bekler. ''Yoruldum her şeye bir anlam bulmaktan''

Kitapta altını çizebileceğimiz o kadar cümle var ki bunların arasında kendimize rastlamamak mümkün değil. Bu dizelerde tarihi ağıtların çığlığı duyarız. Mezopotamya'nın suspus edilmiş ağıtlarını kulaklarımızı tırmalar. Birçok toplumsal ve iz bırakan yaşanmış olaylara değinmiştir. Selim Temo kelimelerden hançerler yapıyor adeta. Okuyucu yaşamak ve ölmek çemberinin bir yerinde hissediyor. Temo sizi öylece bir yerde bırakmaz, sizi başka diyarlara götürür hatta bir uçurum kenarına bile sürükleyebilir. Jubile’de bazı satırlarda bir şairin hüzün dolu suskunluğuna rastlarız. Selim Temo şiirlerinde günümüzün savruk farkındalığına ayna tutmuştur. Selim Teemo' nun yazdığı şiirler okumak, yorumlamak, hatta analiz etmek bilindik şiirleri okumak gibi değildir. '

' Ölüm ölmekten anlamlı.''

Editör: ALİ ABBAS YILMAZ