Özgür Ayaydın
Diyarbakır’ın son yıllarda kent merkezine kar nadir düşerken, yoğun kar yağışı artık ancak Diyarbakır'ı çevreleyen Karacadağ, Andok ve Güney Torosların zirvesinde ve eteklerinde görülüyor.
Kentin eskiden bol kar yağışına sahip kışlarının artık ancak 60 yaş üstü kişilerin anılarında yer ettiğini çgaripsyerek dinliyor.
Dede ve torun arasında geçen diyalogları, küresel ısınmaya bağlı olarak iklim değişikliğine adeta tanık olan dedelerin coğrafi ders anlatımı olarak nitelendirilebilir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 100 yıllık verilerine göre, Diyarbakır'da en fazla kar kalınlığı 16 Ocak 1973’de 65 santimetre olarak ölçülürken, bu yıl kent merkezinde maalesef kalınlığı ölçülecek kar yağışı düşmedi.
EN ÇOK YAĞIŞ 1973'TE DÜŞTÜ
En fazla yağış 20 Mart 1973’te 71.6 mm kaydedilirken; yıllık ortalama yağış miktarı 491 mm ölçüldü. Bu verilere göre Diyarbakır'a en fazla yağış Aralık ayında ise ortalama 70 mm olarak düşüyor.
En hızlı rüzgar 1 Haziran 1987’de 35 km/s hızla eserken, en yüksek sıcaklık 46.2 °C, en soğuk günler ise Aralık ve Ocak aylarında -24.2 °C’ye ulaşmış.
EN FAZLA YAĞIŞ 58 YIL ÖNCE DÜŞTÜ
Diyarbakır'a en fazla yağmuru kış ve ilkbahar aylarında alırken, yaz ayları kurak geçiyor. Ayrıca, kuzeydeki dağlara doğru yağış miktarında artış görülüyor.
Uzun yıllar içinde en fazla yağışın 1967’de 730.5 mm ile gerçekleşti.
EN KURAK YIL 1932
Diyarbakır'da en kurak yıl 93 yıl önce yaşanmış. Diyarbakıre çevresinde bu kuraklık dolayısıyla yaşanan yiyecek sıkıntısı ve yöre insanın o yıl yaşadığı çile hala hala sözlü anlatımlarda yer yer alıyor.
1932 yılında kış aylarında dahi çok az yağış alan Diyarbakır'a o yılın toplam 206.2 mm yağış düşmüş.
Güneşlenme Süresi:
Diyarbakır, en çok güneşlenen iller arasında yer alıyor; ortalama güneşlenme süresi 8 saat 7 dakika, Temmuz’da 12 saat 52 dakika, Ocak’ta ise 3 saat 49 dakika olarak ölçülmüş.
Bu veriler, Diyarbakır’ın iklim dinamiklerinin ve bölgesel farklılıkların somut göstergeleri olarak, geçmiş ekstrem hava olaylarını ve günümüzdeki iklim değişikliği belirtilerini ortaya koyuyor. Böylece, kent yaşamı ile kırsal arasındaki farklar ve kuşaklar arası deneyimler, bölgenin iklimsel evrimini anlamada önemli ipuçları sunuyor.