Diyarbakır, 1950'li yıllarda sadece ticaretin değil, eğlencenin de kalbiydi. Şehrin en gözde mekanlarından biri, ''Diyarbakır'ın Pera Palas'ı'' olarak anılan Dicle Bar'dı. Ancak bu efsanevi mekanı diğerlerinden ayıran bir özellik vardı: İşletmecisi, ''Altın Makas'' lakabıyla tanınan gizemli bir kadındı: Nedret Hanım.

İLK KADIN İŞLETMECİ PATRON NEDRET

Çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Nedret Hanım, gençliğinde dillere destan güzelliğiyle olduğu kadar, iş zekasıyla da nam salmıştı. ''Altın Makas'' lakabını, belki de keskin zekası ve insanları etkileme yeteneğiyle kazanmıştı. 

Diyarbakır'ın ileri gelenleriyle, vergi dairesinden polise, adliyeden yöneticilere kadar herkesle iyi ilişkiler kurmayı başarıyordu. Öyle ki, bazıları onun "gizli işler" çevirdiğini fısıldıyordu.

DİCLE, RİKO VE LONDRA BAR

Dicle Bar, Dilan Sineması''nın alt katında 1956 yılında açılan ünlü bir pavyondu. Bar olayının 1950 yıllarında DP iktidarında çiftçilere hibe kredinin verilmesiyle başladığı belirtiliyor.

Paralı bir çiftçi kitlesinin oluşmasıyla bar gibi eğlence merkezlerinin sayısında da artış olduğu kaydedilirken, Diyarbakır'da Turistik Palas'ın içinde Londra Bar, Dilan Sineması'nın alt katında Rico Pavyon ve orta katta Dicle Bar açıldığı belirtiliyor.

Mekan, Yılmaz Güney'in ''Dağların Oğlu'' filmine de konu olmuş, ünü tüm Türkiye'ye yayılmıştı. Filmde, Erol Taş'ın ''Bu gece pavyonu kapatıyorum'' repliği, hafızalara kazınmıştı.

OKUMA YAZMA BİLMEYENLERE 3 DİLDE MUKAVELE

Dicle Bar'da çalışan müzisyen, büfeci, garson ve konsomatrislerle yapılan mukavelelerin üç dilde hazırlanması da oldukça ilginçti.

Her biri zamanın Diyarbakır Noteri tarafından şahitler önünde onaylanan mukavelelerde, Çalışan kadınlara  meslek adı olarak; ''konsomasyoncu'' ya da ''artist'', orkestra üyelerine ''cazcı'', ''saksafoncu'', ''akordiyoncu'', ''trompetçi'', dansözlere ''rakkase'' olarak yer aldı. Ancak, çalışan kadınların çoğu okuma yazma bilmediğinden sağ baş parmaklarını bastığı mukavelelerin Türkçe, İngilizce ve Fransızca olarak hazırlan üç dilde hazırlanması trajikomik bir durum yaratmıştı. 
 

Kaynak: Merhum Gazeteci Mehmet Mercan, Bilinmeyen Diyarbakır, Atlas Tarih Dergisi