Diyarbakır Dicle Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Kenan Haspolat, ''Tarihte Diyarbakır'da Kültür'' araştırmasında konuya yer verdi.

Haspolat'ın araştırmasında yer alan kentin önde gelen isimlerinden Hüseyin Abdioğlu'nun anlatımlarına göre, Çayda Çıra oyunu Diyarbakır'a ait.

Diyarbakır'ın kültürel mirasının en önemli parçalarından biri olan Çayda Çıra oyunu, ilginç bir hikayeye sahip. Hüseyin Abdioğlu'nun anlattığına göre, bu oyunun kökenleri, Atatürk'ün Diyarbakır ziyaretine dayanıyor. 

Abdioğlu, ''Çayda Çıra'' ile ilgili anlatımlarında şu ifadelere yer veriyor:

''1937’de Mustafa Kemal Diyarbekir’e geldi. Gittim, Gazi Köşkünün önünde selam durdum şapkamla. Atatürk, köşkün balkonunda oturdu. Hemen içki sofrası kuruldu. ’Şeref’ diyerek seslenişini duydum.  Şeref Uluğ koşarak yanına gitti. Birşeyler söyledi, Şeref Uluğ’a.

Yarım saat sonra şimdiki üniversitenin olduğu yere gidiyor Şeref Uluğ. Bahçaçı Şahin’i buluyor. On tane karpuzu kırıp içine 
kül koyuyorlar. Sonra külün üzerine gaz koyuyorlar. Karpuzlar ortadan kırıldığı için 20 tane oluyor. 

Karpuzlar suyun içinde yanarak Acem gölüne kadar gitti, ben de gördüm. ''İşte'' dedi Gazi Paşa, 'Çayda Çıra' budur. Ve Çayda Çıra Diyarbekir’in en güzel eğlencesidir.''

''ELAZIĞ'DA ÇAY YOK Kİ ÇIRA OLSUN''

Abdioğlu, Diyarbakır'a ait olan oyunun Elazığ’ın malı olduğunu ifade ederek, ''Elazığlılarla konuşurken onlara da söyledim. 'Allah'tan korkun' dedim. Elazığ'da çay yok ki çıra olsun'' dedi.

Çayda Çıra oyunu, günümüzde de Diyarbakır'da düzenlenen festivallerde ve özel günlerde oynanmaya devam ediyor. 


 

Editör: Ayşegül Yaşar