Güneydoğu'nun merkezi konumundaki kadim kent Diyarbakır, yıllarca Hamidiye Alaylarının zulmünü yaşadı.

Diyarbakır salnamelerinde ve çeşitli belgelerde yer alan bilgilere göre, Osmanlı Devleti'nin önemli şehirlerinden biri olan Diyarbakır, yüzyıllar boyunca çeşitli olaylara sahne oldu. Ancak 20. yüzyılın başlarında yaşanan telgrafhane işgalleri, şehrin siyasi ve sosyal hayatında önemli bir dönüm noktası oldu.

HAMİDİYE ALAYLARININ ZULMÜ VE DİRENİŞ

Hamidiye Alaylarının 1905 yılında bölge halkına uyguladığı baskı ve zulmün dayanılmaz boyutlara ulaştığı belirtilirken, halkın, bu duruma tepki göstermek için Diyarbakır'da bulunan telgrafhaneyi işgal ettiği ifade ediliyor.

İşgalin amacının İstanbul'a bölgede yaşananları anlatmak olduğu ve işgale katılan aydınların önderliğinde padişaha telgraflar çekildiği bildirildi.

İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ İŞGALLER

İbrahim Paşa'nın görevden alınmasının ardından gelen kısa süreli huzursuzluğun, 1907 yılında yeniden telgrafhanenin işgal edilmesine neden olduğu ve bu işgalin 11 gün sürdüğü belirtildi.

İkinci işgalin ardından da huzursuzluklar devam ettiği kaydedilirken, ''Özellikle Mondros Mütarekesi ile birlikte bölgenin Ermenilere bırakılacağı söylentileri, halkı bir kez daha sokağa dökerek telgrafhaneyi işgal etmeye itti'' deniliyor.

TELGRAFHANE NEDEN BU KADAR ÖNEMLİYDİ?

Diyarbakır telgrafhanesinin, sadece yerel halk için değil, aynı zamanda Batılı devletler için de büyük öneme sahip olduğu anlatılırken, özellikle İngiltere'nin, Ortadoğu, Hindistan ve Çin ile olan iletişimini buradan sağladığı ve bu nedenle telgrafhane işgallerinin, uluslararası alanda da yankı uyandırdığı belirtiliyor.

DİYARBAKIR'IN SESSİZ ÇIĞLIĞI

Diyarbakır telgrafhanesinin üç kez işgal edilmesinin  o dönemde yaşanan siyasi ve sosyal çalkantıların bir yansıması olduğu ifade edilerek, ''Halkın sesini duyurmak ve haklarını aramak için başvurduğu bu yöntem, aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu zor durumu da gözler önüne seriyordu.

Diyarbakır'da yaşanan telgrafhane işgalleri, şehrin tarihine damga vuran önemli olaylar arasında yer alıyor.''

KAYNAK: Prof. Kenan Haspolat

Editör: EYYUP KAÇAR