Yüzyıllardır süregelen Nuh'un Gemisi'nin nerede olduğuna dair gizem, yeni bir boyut kazanıyor. Roma tarihi kaynakları ve İncil'in Süryani versiyonu Pchitta, geminin Diyarbakır'da bulunan Cardo Dağı'nda karaya oturduğunu iddia ediyor.

Grek ve Latin kaynakları da geminin Gordyne Dağlarında durduğunu belirtirken, ünlü coğrafyacı Strabon bu dağları Diyarbakır-Muş arası olarak tanımlıyor. 

Strabon'un Sareisa, Satalca ve Pinaca gibi yerleşim yerlerini Gordyaei bölgesine dahil etmesi, geminin Ergani civarında olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.

Hellenistik dönem uzmanı Hadrien Bru ise Gordyene'nin Dicle'nin üst bölgesinde, yani Ergani ile Dicle ilçesi arasında yer aldığını vurguluyor. 

Pliny'nin ''Naturalis Historia'' adlı eserinde Dicle Nehrinin Gordyaei Dağlarından geçtiğini yazması, geminin Dicle Nehri yakınlarında aranması gerektiği fikrini destekliyor.

Elmalı tefsirinde geminin Amid (Diyarbakır) veya Cezire (Kuzey Mezopotamya) de durmuş olabileceği ifadesi de bu iddiaları doğrular nitelikte. 

Samiri Tevratı ise geminin Kuzey Asur bölgesindeki Kürt Dağlarında karaya oturduğunu öne sürüyor. Ki bu bölge de Eğil-Ergani-Lice üçgenine denk geliyor. Eğil ve Lice'deki Bırkleyn stelleri de bu teoriyi destekliyor.

Tüm bu veriler ışığında, Cudi Dağı'nın Diyarbakır-Muş arasında, Ergani'ye yakın ve Dicle kenarında bir yerde olması gerektiği sonucuna varıldığını ifade eden Diyarbakır Dicle Üniversitesi Akademisyenlerinden Prof. Kenan Haspolat, şunları kaydediyor:

''Eğil Baraj Gölü çevresindeki mağaraların Tufan'ın etkisiyle oluştuğu ve geminin Dicle boyunca sürüklenerek bu bölgeye ulaşmış olabileceği düşünülüyor. Bu heyecan verici iddia, Nuh'un Gemisi'nin gizemini çözmeye bir adım daha yaklaştırıyor ve tarih, arkeoloji ve inanç dünyasında yeni bir araştırma kapısını aralıyor.''


 

Editör: NAZMİ KAHRAMAN