İRFAN GÖZEN

Elazığ'ın Hazar Gölü kıyıları her yıl yaz aylarında Diyarbakırlıların uğrak yeri. Yaz aylarında Diyarbakır'ın kavurucu sıcaklarından kurtulmak amacıyla kent sakinlerinin büyük bir bölümü Hazar Gölü'ne akın ediyor. Ancak Diyarbakırlılar Hazar Gölü'nden önce Karacadağ eteklerinde yaz aylarını geçiriyordu.

KARACADAĞ'DA YOK OLAN ORMAN

Diyarbakır'ın incisi Karacadağ, bir zamanlar yemyeşil ormanlarıyla, serin sularıyla ve eşsiz manzarasıyla bölgenin en gözde yazlık mekanlarından biriydi. Karacadağ'ın ormanlarla kaplı olduğu Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde yer alırken, günümüzde ise bölgede ağaçtan eser yok.

Hüseyin Abdioğlu'nun anlattığı gibi, Diyarbakırlılar yazları Karacadağ'ın eteklerindeki Ovabağ yolunda kurdukları çadırlarda, doğanın bağrında huzur bulurlardı. O tarihlerde Alipınar köyünün bile yemyeşil ormanlarla kaplı olduğu kaydediliyor.

YILLARCA AĞAÇ KESİLDİ

Çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine 1800'lü yıllarda yol açılması amacıyla dönemin Diyarbakır Valisi İsmail Hakkı Paşa'nın talimatıyla ormanlık alanların kesilmeye başlandığı belirtiliyor.

Baltacılar tarafından aylarca süren çalışmalarla Karacadağ'daki ağaçlar yol için kesilmeye başlandı. Ancak, ağaç kesiminin yol açıldıktan sonra da devam ettiği ve Elazığ'ın Maden ilçesindeki bakır fabrikalarının fırınları için de kesimin devam ettiği ifade ediliyor.

Uzun yıllar süren ağaç kesimi sonrasında Karacadağ, ağaçsız kalarak günümüzdeki durumunu aldı.

Karacadağ, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin biyolojik çeşitliliğiyle de dikkat çekiyordu. Meşe ormanları, kızılağaçlar, gülgenler ve daha birçok bitki türü bu bölgeye özgü bir ekosistem oluşturuyordu. Dağ keçileri ve benekli parslardan yaban ördeklerine, çulluklardan kekliklere kadar pek çok hayvan türü de bu ormanlarda yaşamını sürdürüyordu.

Bugün ormanların yerini dikenli çalılar ve fundalıklar aldı. 

Kaynak: Prof. Kenan Haspolat