Ensarioğlu, “Türkiye'de barış sürecine katkı sunmak için Sayın Cumhurbaşkanın davetiyle katıldım” dedi.

AK Parti 8. Olağan Büyük Kongresi'nde İYİ Parti’den istifa eden Mehmet Salim Ensarioğlu, AK Parti’ye katıldı.

Ensarioğlu’na rozetini AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taktı.

Rudaw’ın haberine göre, Ensarioğlu; “Türkiye'deki barışla kanın duracağını inandığım için AK Parti’ye katıldım. Sayın Cumhurbaşkanı ben çağırdı, gittim aynı düşüncelerimi onunla paylaştım. Cumhurbaşkanıyla barış konusu ile Suriye ve Ortadoğu’daki son gelişmeleri konuştuk” İfadelerini kullandı.

“Türk ve Kürt için, bu kanın durması için mücadele etmiştim”

Ensarioğlu AK Partiye yakınlığına vurgu yaparak şunları ifade etti: “Kısa ve öz söyleyeyim; Birincisi bana en yakın parti AK Parti'ydi. Parlamentoda bana en yakın zihniyet merkez sağdı, en yakın olan parti ise AK Parti idi. Ama tabi karşılıklı konuşmakla olur. Yani tek başına olmadı.

Geliş nedenim de şuydu: 65 yaşında milletvekili olmam bana bir şey kazandırmaz. Geçmişte bakanlık yaptım, milletvekilliği yaptım. Burada Türkiye'de akan, Ortadoğu'da akan bir kan vardı. Ve başından beri taraf olmadan, HADEP'li olmadan, devletin bakanıydım, devletin gizli ajandasından değil, vatandaş için, Türk ve Kürt için, bu kanın durması için mücadele etmiştim.

Hatta ilk defa ben Abdullah Öcalan’ın televizyonda açıklama yapması gerektiğini söyledim. Hedefe koydular. Benim için bölücü falan dediler. Sonra da işte Bahçeli tuttu ve dedi ki, ‘Öcalan Meclis’e gelsin konuşsun.’ Benim dediğim 10 yıl önceydi.

Cumhur İttifakı benim düşünceme yakındır. Ben onlara yakınım. Daha açıkçası AK Parti Türkiye partisidir. Ben birincisi barış için, ikincisi Sayın Cumhurbaşkanı'nın iyi bir devlet politikası yürüttüğü Suriye’de dostluğun perçinleşmesi için katıldım. Irak'la da aynı şekilde. Çünkü bizim Kürtler en çok Türkiye'de ondan sonra Irak ve Suriye'dedir. Bizim Kürtler derken Türkler de benim kardeşimdir. Hiçbir ayrım yapmam. Ama bu kanın durması gerektiğini, bu kanın da Suriye'deki politikayla, Türkiye'deki barışla duracağını inandığım için Sayın Cumhurbaşkanı beni çağırdı, gittim aynı şeyi onunla paylaştım.”

“Kanın durması için…”

Erdoğan’ı ziyaret ettiğini belirten Ensarioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aramızda bir siyasi pazarlık olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı Ortadoğu’da akan Müslüman kanının durması gerektiğini söyledi ve ben de buna inanarak AK Parti’ye katıldım. Sayın Bahçeli'ye de çıkışı için teşekkür ediyorum. Burada bu mücadeleyi vereceğim.

Sayın Cumhurbaşkanı'na, Ortadoğu'da tek ayakta kalan, dik duran, kanın durması için, insanları ve barışı savunan kişisiniz dedim. Onun için ben de burada olup bunun mücadelesini vermek istiyorum dedim.”

“Cumhurbaşkanım bir görev verirse yaparım”

Düşüncelerini her şart altında paylaşacağını ifade eden Ensarioğlu, “ Ben 8 defa genel başkan yardımcılığı yaptım. 3 defa bakanlık yaptım, 24 yıl bir siyasi partinin merkez karar yönetiminde yer aldım. Sağlık komisyonu başkanlığı, bütçe komisyonu başkanlığı yaptım. Tekrar gidip merkez yürütmede yer alma gibi bir talebim olmadı. Bundan sonra da olmaz. Sadece bu süreçte yer almak isterim. O da Sayın Genel Başkan, Cumhurbaşkanım bunu uygun bulursa bana böyle bir görev verirse yaparım. Ama düşüncelerimi görev almasam bile mutlaka Sayın Cumhurbaşkanı'na iletirim” dedi.

“Kesinlikle Sayın Barzani’nin fikri alınmalıdır”

Ensarioğlu, İmralı Heyetinin Barzanilerle görüşmesine ilişkin de şunları söyledi: “Ben sizin televizyonunuzda da söylemiştim daha o zaman heyetin Kuzey Irak’a gideceği belli değildi. Kesinlikle Sayın Barzani’nin fikri alınmalıdır. Bu süreçte muhafazakâr Kürtlerin de en başta da kesinlikle Sayın Barzani’nin fikri alınmalıdır.”

“Ankara'da aynı havayı teneffüs ediyorum”

Ensarioğlu, Kürşat Zorlu ile aynı partide olmasına ilişkin de şu ifadeleri kullandı: “ Ne yapayım şimdi, adamın fikri o, benim fikrim de bu. Bu da AK Parti’nin Türkiye partisi olduğunu gösteriyor. Türkiye partisinde Alevi’si de olur, Sünni’si de, milliyetçisi de. Yani Türkiye’deyiz biz, ben Kürşat Zorlu ile Ankara'da aynı havayı teneffüs ediyorum. O dönemde o kendi düşüncesini söylemiş ve seni disipline veriyorum demiş. Ben de sizi ciddiye almıyorum deyip istifa etmiştim.”

Editör: ALİ ABBAS YILMAZ