Matt Pyzdrowski, Amerika Birleşik Devletleri ve İsveç’te profesyonel olarak futbol oynamış bir antrenör ve eski bir kalecidir. The Athletic için kaleci analisti olarak görev yapmaktadır.

Dün gece ikinci yarının uzatma dakikalarında Türkiye 2–1 öndeyken ve Avusturya çılgınca bir eşitlik arayışındayken, Türkiye’nin kalecisi Mert Günok, Christoph Baumgartner’in kafa vuruşunu yakın mesafeden mucizevi bir şekilde kurtararak ülkesine Euro 2024’te son sekizde yer kazandırdı.

Gordon Banks’in 1970 Dünya Kupası’nda Brezilya’ya karşı İngiltere adına Pele’yi ikonik bir şekilde durdurmasını anımsatan inanılmaz bir kurtarıştı ve şimdiye kadar gördüklerimin en iyilerinden biri olduğunu söylerken abartmıyorum.

Yağmurlu bir gecede, böylesine önemli bir anda Günok’un kaleye doğru geri dönüp sırılsıklam bir zeminde seken topu kurtarması muhteşemdi.

Gunok’un kurtarışında, ancak istikrarlı bir şekilde saatlerce çalışarak inşa edilebilecek bir içgüdüsel farkındalık seviyesi var. Kendini topa doğru atarken yaptığı hareketler ve etkileşim ancak antrenman sahasında geçirdiği sayısız saat sayesinde olabilir; kendini defalarca tam olarak doğru zamanda doğru yere koymanın sonucu. Bu kurtarış tesadüfen gerçekleşmedi.

Top havada dönüp dururken, Günok önce vücudunu çevirdi, sonra da kalesine doğru üç hızlı adım attı ve tüm bunları yaparken başını ve gözlerini gelen topa odakladı. Bu önemliydi çünkü kendi içinde topun uçuşunu ve yörüngesini değerlendirmesine yardımcı olurken aynı zamanda son varış noktasını da tahmin etmesini sağlıyordu. Bir an bile tereddüt etseydi, bu Avusturya için uzatmalara götüren bir gol olurdu.

Günok’un ilk dönen topun havada yakalayabileceği bir top olmadığını anlaması uzun sürmedi ve hızla önündeki alanı taradı. Baumgartner’ın arka direkte tek başına olduğunu gördü. Top hala üzerinde havadayken, Günok gözlerini ondan uzaklaştırmaya ve Baumgartner’ın beklenen vuruş noktasına çevirmeye karar verdi.

Bir kalecinin gözlerini gelen toptan ayırması kulağa garip gelebilir ama Günok’un bu kurtarışı yapabilmesinin en büyük nedeni buydu.