Afrika'da ortaya çıkarılan neolitik mezar kalıntılarında, tarımın Mezopotamya'dan Anadolu, Avrupa ve Kuzey Afrika'ya yayıldığını ortaya koydu.
Kuzey Afrika'daki tarih öncesi olarak tanımlanan neolotik çağa ait mezar kalıntılarından elde edilen DNA'nın, çiftçilikle uğraşan yerli halk ve göçmenler arasındaki bir karışımı açığa çıkardı.
BEREKETLİ HİLAL'DE BAŞLAYAN TARIM
İnsanların avcı, toplayıcılıktan vazgeçerek yerleşik düzene geçtiği yerin Diyarbakır'ın Ergani İlçesi'ne bağlı Çayönü olduğu belirtilir. Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde neolitik devrin izlerini taşıyan Çayönü Höyüğü'nden elde edilen bulgulara göre, insanlar yaklaşık 12 bin yıl önce ilk kez burada tarım yapmış ve hayvanları evcil hale getirmiş.
Livesience'de yer alan haberde, neolitik çağın, tarım ve hayvancılığın benimsendiği, büyük sosyal ve ekonomik değişimlere neden olan bir dönem olarak bilindiğini belirten araştırmacılar, ''Orta Doğu'da Bereketli Hilal olarak adlandırılan bölgede ortaya çıkan tarımsal yenilikler, sonrasında Anadolu ve Avrupa'ya yayılarak evrimleşen bir süreci başlattı'' dedi.
8.500 YIL ÖNCE BAŞLAYAN GÖÇ
Araştırmacılar, yaklaşık 8.500 yıl önce, çiftçi topluluklarının Ege Denizi'ni geçerek Anadolu'ya, ardından Yunanistan ve Balkanlar'a, bazılarının da İtalya'ya kadar yayıldıklarını ifade ederek, İber Yarımadası'nda ise tarımın başlama tarihinin yaklaşık 7.600 yıl öncesine dayandığını söyledi.
Bu dönemde Kuzey Afrika'da, özellikle Fas'ın Oujda kentindeki Taforalt mağarasında keşfedilen kalıntılar, genetik olarak Üst Paleolitik dönemdeki gruplara benzdediğini kaydeden araştırmacılar, şöyle dedi:
''Sahra'nın daha nemli bir iklimle kaplı olduğu bu dönemde, günümüz Mali, Nijer ve Sudan gibi bölgelerde avcı toplayıcı topluluklar çömlekçilikle geçim sağlıyordu. Ancak, Kuzey Afrika'da çömlekçilik, Kuzey Fas'ta, Akdeniz İberya'sındaki Cardium çömlekleri ile benzerlik gösteren seramiklerin ortaya çıkmasıyla yaklaşık 7.500 yıl önce başladı.''
DNA ANLİZİ, ANADOLU'YU GÖSTERİYOR
Araştırmacılar, Fas'taki Tétouan yakınlarındaki Kaf Taht el-Ghar mağarasında yapılan antik DNA analizinde, Neolitik sakinlerin genetik olarak büyük ölçüde Anadolu mirasına sahip olduklarını ortaya koyduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
''Bu, bölge 'Kreole' olarak adlandırılabilecek yeni bir Neolitik popülasyonun varlığını gösteriyor. Ancak, 200 kilometre kadar güneyde, Ifri N'Amr Ou Moussa mağarasında yapılan keşifte bütün bir çiftçi topluluğu bulundu. Bu topluluk, baskılı seramiklere rağmen genetik olarak tamamen bölgeye özgüydü, bu da yerel halkın neolitik uygulamaları benimseyerek yeni bir topluma asimile olmadan evrim geçirdiğini gösteriyor.
Yaklaşık 6.500 yıl önce, Rabat yakınlarındaki Skhirat-Rouazi nekropolünden elde edilen genetik analizler, Anadolu yerine Akdeniz Levant'ından gelen Neolitik popülasyonların soyundan geldiklerini gösteriyor. Bu grupların, daha önce Sahra üzerinden geçerek bölgeye geldikleri ve yerel avcı toplayıcılarla melezleştikleri düşünülüyor.
'KUZEY AFRİKA NÜFUSU 3 KITANIN ETKİLEŞİMİYLE OLUŞTU'
Son olarak, 5.700 yıl önce, Kelif el Baroud bölgesinde keşfedilen insan DNA'sı, bölgedeki çeşitli grupların genetik kaynaşmasının bir yansıması olarak öne çıkıyor. Bu, Kuzey Afrika'nın genel nüfusunun, milyonlarca yıl boyunca üç kıtanın etkileşimiyle oluşan bir karışımdan kaynaklandığını gösteriyor.''