FERİT ASLAN

Diyarbakır'da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran davasına devam ediliyor. Davaya müşteki sıfatıyla katılan baba Arif Güran ile mahkeme başkanı ve avukatlar arasında geçen diyalog şöyle:

Başkan: Kızınız öldürüldü şikayetçi misiniz

-Tabi ki şikayetçiyim
 
Başkan: Davaya katılmak istiyor musunuz?

-Katılacağım.
 
Başkan: Sizce Kızınızı kim öldürdü?

-Herkes bir şeyler söylüyor. O akşam köye geldiğim zaman yaklaşık 6 gün uyuma ya da yemek yemedim. Ondan dolayı unutkanlık ve halsizlik çok var. Her tarafa baktım kızım için bir seferberlik başladı bulunması için. Telefonumu kimin sosyal medyaya attığını bilmiyorum. Çok sayıda kişi arıyor. Kızımın kaçırılma düşüncesine nerede girdim, insanlar mesaj atıyorlar kızın bende diye. Bunlar mesaj attıkları zaman jandarmaya iletiyordum. Kardeşlerim telefona bakıyorlardı ve onlar da artık cevap veremiyoruz diyorlardı o yüzden uçak moduna alıyordum.
 
Kızımın kaçırıldığı düşüncesine girdim. Benim kimseye bir zararım olmadı. Bir insan bana zorbalık yaparsa ben de zorbalık yaparım. Eğer iyi şekilde konuşursa bende öyle konuşurum. Yıkıcı bir insan değilim yapıcı bir insanım.
 
Narin’in kaybolduğu gün Bismil ilçesindeydim. Köyden bazı kişiler tarafından arandım. Narin’in kaybolduğunu o zaman öğrendim. Yaklaşık saat 21.00’de köyüme yetiştim. O akşam köpeğin kanala yoğunlaştığını söylediler. Evimin 500 metre arkasında. İnsanlar gelmiş yaklaşık 50 kişiyle beraber köyün arka tarafını aramaya çıktık. Yaklaşık 2 buçuk kilometre köyün arkasına gittik sonra köyün alt kısmından geldim. Köyün çeşmesi dediğimiz o da bir meydandır. 

Köyün alt kısmından gezdik. Dediler ki koku köpeği mısır tarlasından koku almış oraya doğru gittik. Ondan sonra amcamoğlu beni aradı trafik kazası olduğunu söyledi. Mezarlığın oraya gel dedi. Amcamoğlu jandarmayla beraberdi jandarma bana fotoğrafı gösterdi az da olsa benzettim. Onun olmadığını gözümle görmem lazım dedi. Memorial Hasatinesi gittim. Gözümle görmeyene kadar inanmam dedim. Gittikten sonra baktım kızım olmadığını anladım.
 
Başkan: Şüphelendiğiniz biri oldu mu?
 
-Benim karşımdadır. Nevzat ile olayımın polis miydi, istihbaratçı mıydı anlattım ona 15-20 gün önce araba ticareti oldu, benle alakası olmayan bir ticaret ama bu arabayı benle bir arkadaş satmışız, arkadaş cezaevine gitti ama galerici bana sen ödeyeceksin dedi. Aradan zaman geçti bana Siirt’ten araba sahibi, babası ve bir imam gelmiş bunu aradan çıkaracağız dedi. 

Yazıhanede Bana 81 bin ceza kestiler. Şuan param yok ama bana 2 ay müsaade edin dedim. Tamam dediler. Aradan 2 gün geçtikten sonra enişteme biz bu arabayı Nevzattan aldık, bu zarar hepsi benim mi olacak dedim. Akşam eniştem beni aradı Salimlerdeyim gel oraya dedi. Arabayı sattığım zaman 4 bin karım vardı neden 80 bin zarar sadece bana ait. 

Nevzatı aradılar Nevzat da geldi. Benle o kavga aşamasına geldik. Dedi ben asla kabul etmiyorum senle alakası olmayan bir ticarettir. Bu parayı kesinlikle ödemiyorum bana haksızlık ediyorsun dedi. Ben de kekemeliğiyle dalga geçtim. Bu konuşmalarımız sakin geçmedi. Gittiğimiz aracı olan kişiler 40 bin zararı Nevzat 10 bin Salim 30 bin de sen vereceksin dediler. Sıva konusu açıldı muhtar Nevzat paran yoksa Fevzinin evinin sıvasını yap, bu sıvayı yapıyorsan ben senin yerine Arife para vereyim. Ettiler etmediler Nevzat fiyat vermedi. Çayımızı içip kalktık.
 
Başkan: Bu olaydan dolayı sana kin beslediğini mi düşünüyorsun?

-Bana kimse 50 bin lira için çocuk öldürmez dediler. Ama husumetimiz oldu. İlk günlerden itibaren kızımın tepeye çıkmadığını iddia ettim.
 
Başkan: Devletin ısrarla söylediğiniz kameraya bakmadığınızı mı söylüyorsunuz

-Bizim bakma yetkimiz yok dedi.
 
Başkan: Tüm Türkiye sizin kızınızı arıyor, devlet arıyor. Oraya drone getirmeyi akıl eden devlet kameraya mı bakmıyor?
 
-Evime çıkan rampa dümdüz herhangi bir ağaç yok. Evimin karşısını gören kamera zaten var. Bugün Nevzat Bahtiyar belki suçsuz da olabilir.
 
Başkan: Aile arasında bu topu Nevzat'a yıkalım diye bir karar aldınız mı? Cinayeti nevzat üstlensin diye bir karar aldınız mı?
 
-Biri benim kızımı öldürecek ve ben gidip onunla anlaşma mı yapacağım. Akıl ve mantık kabul eder mi? Benim ruhum ve parçam gitti. Benim kızımın bir mezarı varsa devlet sayesindedir. Devlet benim kızımı buldu kimse yerini göstermedi.
 
Bir insanda gerçekten vicdan, merhamet, Allah ve peygamberi varsa bir babanın kızını götürüp gelip o babanın yanında oturur mu? Bu adam nasıl gelip benim yanıma oturuyor. Benim karşımdadır şu an. 

Eğer Nevzat Bahtiyar gerçekten Güranlar tarafından ona verilmişse benim gözümde asla yoktur. Bu bakan olsun, milletvekili olsun, muhtar olsun. Neticede devlet bakidir, hepsinin üstüdür. Bu insan gerçekten zulme uğradıysa, silah veya para ile götürdüyse olayın 1,2,3,4, 5.günü gelip bana söyleseydi valla şimdi Nevzat benim başımın tacıydı. Benim kızımın dosyası 85 milyonun dosyasıdır. Hepsi benim başımın üstüne gelmişler.
  
Av. Aydın Özdemir: Bu olayda Nevzat dışında kimseden şüphelendiniz mi?
 
Ben bu olayda herkesten şüphelendim. Gölgemden bile şüphelendim. Yeğenlerimden dahi şüphelendim. Çünkü bana kızın bende diye yalan mesaj atanlar dahi vardı. 

Allah hakkımızı bırakmasın. Eğer bir insan kızımı saklayıp gelip babanın yanında oturuyorsa ben o insandan her şeyi beklerim.
  
Av. Nahit Eren, aile bireyleriyle bir araya gelerek toplantı yaptınız mı?
 
-Bir araya gelmemiz söz konusu değil. Hemen hemen her akşam yemek hazırlanıyordu diğerleri yemeğe gidiyordu ama ben gitmiyordum. Olayın 6. Gününe kadar bir şey yemedim günde 1-2 saat uyudum. İnsanlar benim ruhumu, parçamı benden almış ama ben kimseye iftira atamam dedim. Benim kızımın öldürülmesinde kimin parmağı varsa parmakları kırılsın.
 
Gözaltından çıktıktan sonra abimin evinde misafirler gece 3’te gittim misafirler geldi bir gece orada kaldım. Baktım çok kalabalık oluyor geçmiş olsun o yüzden evime gittim.
  
Aile sosyal hizmetler bakanlığı avukatı: Sosyal medyada paylaşılan bir video var, oğlunuza (Enes) bugünlerde geçecek moralini bozma, fazla konuşma diyorsunuz?
 
-Benim oğlumdur ona moral vermeyeyim mi? Ben mi kızımı öldürdüm, bunu mu demek istiyorsun. Bir teselli verdim diye bu suç mudur?
  
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, eşinizden şüphelendiniz mi ?
 
-Ben eşimden asla şüphelenmedim. Çünkü eşim beni olay günü aradığında saat 17 gibi aradığında sesi hiç tedirgin değildi. Yemeğe gelip gelmeyeceğimi sordu. Sesi gayet normaldi.

Editör: EYYUP KAÇAR