Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nde (CNRS) arkeolog olan Guillaume Charloux , Live Science'a bir e-postada, Al-Natah adı verilen bu antik yerleşimin, bölgedeki kentleşmenin gizemli geçmişine ışık tuttuğunu söyledi.
Araştırmacılar, bu küçük şehrin sadece 500 kişilik bir nüfusa sahip olduğunu, Mısır ve Mezopotamya'daki çağdaşlarının aksine, yavaş bir kentleşme süreci geçirdiğini belirtti.
Şehrin kalbinde, 14.5 kilometre uzunluğunda koruyucu surlarla çevrili merkezi bir bölge ve yerleşim alanları bulunduğunu ifade eden araştırmacılar, evlerin kalıntıları, çanak çömlekler ve öğütme taşlarının, o dönemdeki yaşamın izlerini taşıdığını bildirdi.
KULE MEZARLAR
''Yerleşim alanında çok miktarda çanak çömlek ve öğütme taşının yanı sıra toprak malzemelerden yapılmış olabilecek en az 50 konutun kalıntıları vardı'' diyen araştırmacılar, ortaya çıkarılan en dikkati çekici bulgunun ise kule mezarlar olduğunu ifade etti.
Araştırmacılar, şöyle devam etti:
''Merkezi alanın batı kısmında bir nekropol bulundu. 'basamaklı kule mezarlar' adı verilen büyük ve yüksek dairesel mezarlar bulunuyor. En dikkat çekici olan 'basamaklı kule mezarlar' şehrin gizemini daha da derinleştiriyor.
Al-Natah, MÖ 1500 ile 1300 yılları arasında terk edilmiş. Ancak nedeni hala bir sır! Bu gizemi çözmek için çalışmalar devam ediyor. Bu keşif, Arap Yarımadası'nın tarihine yepyeni bir sayfa açıyor ve geçmişin sırlarını gün yüzüne çıkarıyor.''