Bilim insanları, bulutlarda ya da rastgele şekillerde anlamlar aramayı araştırdı.

Kahve lekelerinde hayvanlar, bulutlarda yüzler... Hepimiz hayatımızın bir noktasında rastgele şekillerde anlamlar aradık. Peki bu eğilimimiz hakkında ne biliyoruz?

Psikologlar bu durumu ''pareidolia'' olarak adlandırıyor. Yani beynimizin, rastgele verileri anlamlı şekillere dönüştürme eğilimi. Bu durum, bazıları için sadece eğlenceli bir tesadüfken, bazıları için derin anlamlar taşıyabilir.

Araştırmalar, yüzleri tanıma yeteneğimizin evrimsel olarak gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bebekler bile doğumdan kısa bir süre sonra yüzleri diğer nesnelerden ayırt edebiliyor. Bu durum, sosyal ilişkilerimizin kurulmasında hayati bir rol oynuyor.

İnsan genomu, sonsuzluğa saklandı İnsan genomu, sonsuzluğa saklandı

PAREİDOLİA'NIN KARANLIK YÜZÜ

Araştırmacılar, pareidolia'nın her zaman olumlu sonuçları olmadığını belirterek, ''Bazı insanlar, bu eğilim nedeniyle komplo teorilerine daha yatkın hale gelebiliyor. Örneğin, bir bulutta gördüğü şekli uzaylılara bağlayan veya bir tosttaki yanık izini dini bir işaret olarak yorumlayan kişiler'' dedi.

PAREİDOLİA'NIN PARLAK YANI

Pareidolianın yaratıcılığın da bir göstergesi olabileceğini anlatan araştırmacılar, bulutlar gibi doğal ortamlarda anlamlı şekiller görme yeteneği yüksek olan insanların, yeni fikirler üretme ve sorun çözme konusunda daha başarılı olduğunu söyledi.

bulutlarda yüz görmek veya tostta İsa'yı görmek ilk başta anlamsız gibi görünse de, beynimizin çalışma mekanizmaları hakkında önemli bilgiler sunuyor. Bu durum, hem insan doğasının karmaşıklığına dair ipuçları veriyor hem de yaratıcılığımızın kökenleri hakkında yeni sorular ortaya atıyor.

KAYNAK:sciencefocus

Editör: EYYUP KAÇAR