Ferit ASLAN
Kobani davası duruşmasında son savunmasını, “Mahkemeye değil, halka karşı ilk kez savunmamı yapıyorum” diye başlayan HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, ölümleri engelleyemedikleri için içeride kahrolduğunu söyledi.
“FERMAN YAZILMIŞ, BİZE BAŞ EĞDİREMEDİNİZ”
Ankara’da görülmekte olan Kobani davasında son savunmasını yapan Demirtaş, Edirne’den SEGBİS ile yaptığı bağlantıda önce Kürtçe konuştu. Daha sonra konuşmasına Türkçe devam eden Demirtaş, “Biliyoruz ki siz kararınızı çoktan vermişsiniz, ferman yazılmış. Ancak kararınızın bizim ve halkımızın nazarında hiçbir hükmü yoktur. Bize baş eğdiremediniz. Kararı yüzüme okumanıza müsade etmeyeceğim” dedi.
“ÖLÜMLERİ ENGELLEYEMEDİĞİMİZ İÇİN KAYROLUYORUZ”
Irak’ta 12 askerin yaşamını yitirdiği olaydan da söz eden Demirtaş, “Bu ülkenin evlatları hayatını kaybediyor, engelleyemediğimiz için kahroluyoruz. Bu savaş bitmeli, silahlara veda edilmelidir. Müzakere ve diyalogdan kaçanlar bu ölümlerin sorumlusudur. Kendi siyasi ikbali için savaştan medet uman her siyasetçi ikiyüzlüdür. Halkın evlatlarının kanı üzerine kendisine iktidar alanı yaratanlar ahlaktan nasibini almamış vicdansızlardır. Bu gidişata dur diyecek olan sadece ve sadece yoksul halktır. Biz demokratik çözüme inanan siyasetçileriz. Sırf bunu istedik diye yıllarca rehin tutulmamıza rağmen halen içeriden barış diye haykırıyoruz. Bugün Türkiye, evlatları için ağlıyorsa dönüp siyasetçilerden hesap sorma vaktidir. Sıcak koltuklarından operasyon kararı verirken -20 derecede operasyona gönderdikleri gençlerin sırtına Kürt sorununu yükleyenlerden hesap sorulmalıdır” diye konuştu.
“DEM PARTİYİ KABUL ETMEYENİ BENDE TANIMIYORUM”
Selahattin Demirtaş, DEM Parti’nin, “Askerleri ölüme göndereceğinize tecridi kaldırın, Öcalan ile görüşülsün” dediğini hatırlatarak, “Bunun neyi yasaya aykırı, neyi gayrı meşru? Bunu söyleyen ‘terörist’, Mecliste oturup trilyonluk ihaleleri götürenler ‘milliyetçi’ öyle mi? Hadi oradan! DEM Parti’nin halkı temsil etme hakkını ve meşru muhataplığını savunuyorum. DEM Parti’yi kabul etmeyen kim varsa ben de onları tanımıyorum. Benim irademin, halkı temsil hakkımı tanımayanı ben de tanımıyorum. Benim iradem bana aittir” dedi.
“BENİ YOK SAYANLARA TASFİYE ETMEYE ÇALIŞANLARA SÖYLÜYORUM…”
Siyasetçileri, özel olarak da kendisini yok saymaya, yok etmeye, yalan kumpaslarla tasfiye etmeye çalışanlara ise Demirtaş, “Demokrasi ve barışı savunan herkesin dostuyum. Bunu kabul etmeyen hiç kimseyi tanımayacağımı açıkça ilan ediyorum” dedi. Mahkeme heyetine de seslenen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“KÜRT VE KÜRDİSTANİ GERÇEK MAHKUM EDİLMEK İSTENİYOR”
“Mesela cübbelerinizi çıkarın sizinle kıran kırana siyasi tartışma yapalım. ‘Türkiye’yi savunuyoruz’, diyor musunuz? Buna saygı duyarız. Bizim cübbemiz yok, sizin var. Dolayısıyla tartışma hukuk zemininde yürüyormuş görüntüsünü kabul etmiyoruz. En onurlu görevimiz savaşa son vermektir, çatışmaları bitirmektir. Türkiye’de birlikte huzur içinde yaşayabileceğimiz koşulları oluşturmaktır birinci görevimiz. Burada gördüğünüz siyasetçilerin hepsi barış için mücadele etmişlerdir. Bu salonda bizim şahsımızda Kürt ve Kürdistan gerçeği mahkum edilmek isteniyor. Ben Kürt'üm, anavatanım Kürdistan’dır, her iki kimliğim onurdur, kimse bu değerleri yargılayamaz.”
“SİLAHLARA VEDANIN YOLU ÖCALAN İLE MÜZAKEREYE BAĞLI”
Kürt sorununun çözümünde siyasi muhatabın mecliste DEM Parti, silahlara veda ve barışın sağlanmasında ise muhatabın Öcalan olduğunu söyleyen Demirtaş, “İmralı’da hukuksuzca tecrit altında tutulan Öcalan müzakerenin tarafıdır. Silahların terk edilmesinin yolunun Sayın Öcalan ile müzakereye bağlı olduğu, devletin de birçok defa hakkını teslim ettiği bir hakikattir” dedi.
Son günlerde Diyarbakır’da adı bir bulvara verildiği için tartışma konusu olan Şeyh Said olayına da değinen Demirtaş, “İhanet eden Şeyh Said değildir. Şeyh Said’in İngilizlerle iş birliği yaptığına ilişkin tek bir bilgi yoktur. Türk aydınları biraz okusun, aydınlansın. Beni sevenler bilsin ki ben Şeyh Sait torunlarındanım. Türkiye’nin geçmişinde bir çok katliam yapan ve yargılananların adları bir çok yere verilirken, neden Şeyh Said’in adı verilmesin” diye konuştu.
“EŞİM, AİLEM, HALKIMIZ KARARI HALAY ÇEKEREK KARŞILASIN”
Demirtaş, mahkemenin kendisi ile ilgili kararı yüzüne okumalarına müsaade etmeyeceğini belirterek, “Eşime, aileme, kızlarıma ve Diyarbakır’da halkımıza şimdiden vasiyetimdir. Kararı evimizin bahçesinde davul zurna çalıp halaylarla zılgıtlarda coşkuyla karşılayın. Çünkü bizde hücrelerimizde aynı coşku ve moralle karşılamayacağız” dedi.