Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) Platformu Üyesi Engelli Kadınlar Derneği (ENGKAD), deprem bölgesindeki engelli kadınlarla ilgili bir çalışma yaptı. Ortaya çıkan sonuçlar, rahatsız edici. Çadır ve konteynerlerde yaşayan engelli kadınların sorunlarının iki kat arttığı ve adeta yeniden depremi yaşadıkları görüldü.
Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) Platformu üyesi Engelli Kadınlar Derneği (ENGKAD) Temsilcisi Zeynep Şule Yılmaz, toplumda zaten görünmez olan engelli kadınların sorunlarının depremle birlikte iki kat arttığını, bölgede çadır ve konteynerlerde yaşayan bu kadınların ihtiyaçlarının hala cevap beklediğini belirtti. Yılmaz,“Ne yazık ki bu yüzden tuvaletini saatlerce tutmak durumunda kalan, sürekli birilerinin yardımıyla tuvalet ihtiyacını gidermek zorunda kalan engelliler var.”
Yılmaz, deprem bölgesindeki engelli kadın sayısının bilinmediğini ancak bu oranın en az yüzde 7,9 olduğunun tahmin edildiğini ve engelli kadınların CSÜS hizmetlerine erişiminin çok güç olduğunu söyledi. Yılmaz, şöyle devam etti:
“Hijyen ve menstrüel ürünler tırlardan dağıtıldığı için birçok engelli kadın buralara erişimde sorun yaşıyor. Yardımın dağıtılma şekli erişilebilir olmadığı için engelli kadınlar ya birinin yardımıyla ya da onlar adına başkasının bu tarz ürünlere ulaşmasıyla ihtiyaçlarını giderebiliyorlar. Şu an CSÜS hizmetleri verilse bile bu hizmetlerin verildiği binaların engelli kadınların erişimine uygun olup olmadığını bilmiyoruz. Engelli öğrenciler için okul şartları uygun olmadığından aileler de kızlarını okula göndermiyor olabilir. Çadır ve konteyner kentler engelli insanlar için uygun değil. Depremin ilk günlerinde en çok zorlanılan konulardan birisi de erişilebilir olmayan tuvaletlerdi.”
Cinsel şiddet ve istismar riski artıyor
Bölgedeki sağlık personelinin engelli kadınlar ya da depremden etkilenmiş engelli kadınlarla çalışma konusunda herhangi bir eğitim alıp almadıklarının bilinmediğini ifade eden Yılmaz, “Travma sonrası kişinin bir şeyleri kontrol edebiliyor olduğuna dair inancı çok önemli. Engelli kadınlar olarak yardımcı teknolojilere erişemememiz ve fiziki ortamın da erişilebilir olmaması dolayısıyla sürekli yardım almak zorunda olduğumuz bir yerde, kontrolün bizde olduğu inancından da söz edilemez ne yazık ki… Bir diğer konuşulması zor konu ise, artan cinsel şiddet ve istismar riski. Gerek kalabalık ortamlarda yaşanması, gerekse en mahrem ihtiyaçların bile bir yakınla giderilmek zorunda kalınması dolayısıyla cinsel şiddete maruz kalma riskini artıyor.”dedi.
Tuvalet ve duşlara erişim güç
Yılmaz, Uluslararası Af Örgütü'nün, Adıyaman, Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş illerindeki farklı bölgelerde yerlerinden edilen depremzedelerin barındıkları toplam 21 yeri ziyaret ettiğini, ziyaret edilen yerlerin bir kısmının farklı tip ve kalitedeki çadırlardan oluşan kamplar, diğerlerinin ise barınma birimi olarak kullanılan konteynerler olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Bu yerlerdeki koşullar birbirinden farklı. Ancak devlete bağlı resmi kurumlar ve diğer insani yardım aktörleri tarafından kurulan daha resmi kamplarda dahi, kısıtlı hareket kabiliyetine sahip yaşlıların da aralarında bulunduğu engelli kişilerin içinde bulunduğu durum, müdahalede eksiklikler olduğunu ortaya koydu. Engelli kişiler, yerlerinden edilen depremzedelerin barındıkları yerlerdeki tuvaletlerin ve duşların kendileri için erişilebilir olmadığına dair endişelerini ifade etti. Ziyaret edilen 21 yerin tamamında tuvaletlerde rampa erişimi bulunmadığı gibi, hareket kısıtlılığı olan kişilerin bunları kullanmalarını sağlayacak tutma yeri, ip ya da iskemle yoktu. Erişilebilir biçimde hazırlanmamış altyapı ve hijyen koşullarına dair duyulan endişeler, kısıtlı hareket kabiliyetine sahip kişileri özerkliklerinin büyük ölçüde azaldığı durumlara itti. Belgelenen bir vakada, bir ailenin birbirinden ayrı düşmesine neden oldu. Yaşanan depremler sonucunda engelli kişilerin sayısında yaşanan artış ve pek çoğunun yaşam standartlarındaki gerileme, bu kişilere bakım vereceklere duyulan ihtiyacı da benzer bir biçimde artıracak ve artan bakım sorumlulukları daha da zorlu hale gelecek.”
“Tuvalete gitmemek için yemek yemiyorum”
Bölgede yaşayan engelli kadınlar,yaşadıklarını anlattı. Kamptaki tuvalet ve duşlara gidebilmek için annesi ve erkek kardeşinin yardımına ihtiyaç duyan 32 yaşındaki fiziksel engelli Nurcan, erişilebilirlikle ilgili kısıtların gündelik yaşamını ve temel haklarını nasıl etkilediğini şu sözlerle anlattı:
“Burada hareket edemiyor, tuvaleti kullanamıyor, duş alamıyorum. Evdeyken daha rahattım… İyi beslenemiyorum. Eskisi gibi yemek yersem tuvalete çıkma ihtiyacı duyacağımdan korkuyorum. Evdeyken [tek başıma] gidebiliyor, ne istersem yapabiliyordum. Ama burada yapamıyorum.”
Hijyen hala büyük sorun
6 Şubat’ta annesini yitirdiği depremde sağ bacağını da kaybeden Sekizinci sınıf öğrencisi 13 yaşındaki bir kız çocuğunun ablası ise, “Lazımlığı kullanamıyor çünkü lazımlık çok dengesiz. Düşerse bu kesik yarası için çok tehlikeli olur.” dedi.
Çalışmada, erişebilir hijyen yerlerinin olmayışının kamptaki yetersiz barınma koşullarını daha da ağırlaştırıdığı ve ampütasyondan hemen sonra enfeksiyon riskinin yüksek olduğu belirtilerek böylesine önemli bir dönemde bu durumun özellikle ampute çocukların sağlığını tehdit etiği vurgulandı.