cermikgazdetesi.com -Tarihsel serüvenini bütün evreleriyle simgeleyen, zengin kültürel mirası, çok dilli, çok kültürlü, çok dinli yapısıyla kadim bir olan kent Diyarbakır ve ilçelerinin adlarının nereden geldiğini araştırdık.
Binlerce yıllık tarihe sahip, birlikte yaşamın kesintiye uğramadan aralıksız sürdüğü kent olan ve onlarca medeniyetin iz bıraktığı Diyarbakır, farklı devirlerde Amida, Amid, Amed, Kara Amid, Diyarbekir, nihayet Cumhuriyetin ilk yıllarında Diyarbakır olarak kayıtlara geçti.
Diyarbakır'ın adının yanı sıra merkez ve bağlı ilçe adlarını da araştırdık. İşte Diyarbakır Merkez ile birlikte ilçelerin adları ve anlamları:
Diyarbakır Merkez: Tarihte bir çok adla anılan kent, son olarak Diyar-ı Bekir (Bekir'in memleketi'' anlamına gelen adı daha sonra Diyarbakır adını almış. Adı Bakır memleketi anlamına geliyor.
Bağlar: İlçenin kurulu olduğu alan önceleri bağ ve bahçeler ile ünlü olduğundan; ilçe adını üzüm bağlarından almaktadır.
İlçe 1994 yılından 22 Mart 2008 yılına kadar alt kademe belediyesi iken 5747 Sayılı Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde ilçe kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun, Resmi Gazetenin 22.03.2008 tarih ve Mükerrer 26824 Sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile Merkez İlçe statüsüne kavuşmuştur.
Bismil: Osmanlı kayıtlarında ''Basmil Oymağı'' olarak adlandırılıyor.
Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde, Diyarbakır hanlarında konaklayan kervan sahiplerinin biribirlerine ''Pis Mili'' nasıl geçtiklerini sordukları, çünkü Dicle Nehri'nin oluşturduğu ve bataklık haline gelen alevyonları deve kervanlarının aşmakta zorlandıkları ve bu mevkiinin Pis Mil olarak adlandırıldığı ve daha sonraki yıllarda bu adın Bismil olarak değiştirildiği yer alıyor.
Çermik: Çermik kelimesi Türkçe'de ''kaplıca, ılıca'' anlamına gelir. Çermik, Arapça aynı anlama gelen carm sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Farsça ve Orta Farsça (Pehlevice veya Partça) aynı anlama gelen garm sözcüğünden alıntıdır.
Çınar: Önceleri adı Melkis olup merkezi daha sonra Hanakpınar Köyü yakınlarına taşınan ilçenin, 1937'den önce adı 'Akpınar' ve 'Hanakpınar' olarak bilinmekteydi. İlçe 1939 -1950 arasında Bulgaristan ve Kudüs'ten gelen göçmenlerin bölgeye yerleşmeleri ile büyümüş ve gelişmeye başlamıştır. Adını Çınar ağaçlarından aldığı söyleniyor.
Çüngüş: Çüngüş'ün, kelime anlamı ''Çoban aldatan kuş (Çınkuş)''tan geldiği düşünülüyor. Ermeni kayıtlarında da Çüngüş'ten ''Çınkuş'' olarak bahsedilmektedir. Ayrıca Ermenistan'a göç eden Çüngüşlü Ermeniler, Ermenistan'ın Nubaraşen bölgesinde yaşamakta ve bu şehrin sokaklarından biri de ''Çınkuş'' olarak anılmaktadır.
Dicle: Taş devrinden de önceki devirlere ait dönemin yerleşim birimlerinden biridir. Nehrin Sümerce ismi İdigna veya İdigina'dır, akan su anlamındadır. Sonradan bu isim Elamcaya ti-gi-ra ve bundan sonra eski Farsçaya Tigra ve eski Yunanca'ya Tigris olarak geçmiştir.
Sümerce olan İdigna ismi Akatçaya İdiklat olarak geçmiştir, Bu isim de İbranice'de Hiddekel, Süryanice'de Diklat, Arapça'da Dicle olmuştur. İlçe adını Dicle Nehri'nden almaktadır.
Eğil: Hititçe İngalava, olarak adlandırılan ilçenin tarihi
çok eskilere dayanıyor. Orta Paleolitik Çağda (MÖ 20.000-15.000) açık hava yerleşmelerinin olduğu, 1946 yılında bu bölgede yapılan basit kazılardan anlaşılmaktadır.
Tarih boyunca Eğil bölgesine ‘İntilene’ veya ‘İngilene’, Eğil merkezine ise ‘Angel’, ‘Angl’, ‘İggel’, ‘Aggilenè’, ‘Encil’, ‘Agêl’ isimleri verilmiştir.
Bugün de yerli halk tarafından kullanılan ‘Gêl’ isminin bugünkü Eğil adını aldığı belirtiliyor.
Ergani: Madenlerde çalışan işçi anlamına gelen “Ergane” sözcüğünden geldiği kaydediliyor.
Ergani bakır madeni ocakları, dünyada bilinen en eski maden ocaklarından biridir.
Ergani’ye bağlı Hilar Çayönü'nde taş devrinde, dünyanın başka yerlerinden 2 bin yıl önce madenciliğe geçilmiştir. Tüm tarihî çağlarda da önemini hep korumuştur.
Birçok araştırmacı, arg kelimesinin özellikle gümüş, geniş anlamda maden ve diğer metaller karşılığında kullanıldığını belirterek, bugünkü Ergani/Erxenî adına temel teşkil eden Arghini adının, maden yeri anlamına geldiğini kaydetmektedirler. Arghini kelimesi, daha sonra Ergani adını almıştır.
Hazro: Asurlular zamanında yörede kurulan ''Hataro'' adlı Tercil Kalesi'nden adını alan Hazro, ilk çağlardan bu yana sırasıyla Perslerin, Makedonya Krallığı'nın Roma ve Bizans İmparatorluklarınca yönetilmiştir.
İlçe sınırları içinde bulunan Tercil, Ayındar ve Mihrani kalelerinin kalıntıları yöre tarihinin çok eskilere dayandığını göstermektedir.
Asurlular zamanında ''Hataro'' olarak adlandırılan ilçe daha sonra Hazro adını aldı.
Cumhuriyet Dönemi'nin başlarında küçük bir bucak olan Hazro'da 1943'te belediye kuruldu ve ardından ilçe Haziran 1954 tarihinde Silvan'dan ayrılarak Diyarbakır iline bağlı bir ilçe oldu.
Kayapınar: İlçe adı, daha çok kurulu olduğu kayalık arazide Karacadağ’dan gelen suların çıkmasına dayandığı söylenmektedir. Kayalardan çıkan pınarı tanımlayan Kayapınar ismi, daha önce Peyas adı ile anılan yerleşim biriminin olduğu bölgede 1991 yılında Kayapınar Beldesi kurulurken kullanılmıştır.
22 Mart 2008 yılında, Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde ilçe kurulması kapsamında Kayapınar İlçesi kuruldu. İlçe kaymakamlığı 24 Temmuz 2008 tarihinde faaliyete geçti.
Kocaköy: İlçenin adı 1869 ve 1915 yılı kayıtlarında Karas ya da Karaz (Kürtçe işletme) olarak geçmektedir. 22 Temmuz 1975'te belediye statüsü alarak beldeye dönüştü, 20 mayıs 1990'da da ilçe statüsüne kavuştu.
Bir çok mağara ve höyüğün bulunduğu Kocaköy'ün tarihi çok eskilere dayanıyor.
Kulp: İlçenin eski adı Pasur'du. ''Pa'nın anlamı baş, sur da kale anlamı taşımaktadır. Pasur'un anlamı da Başkale olarak anlaşılıyor.
Kulp adı ise mahalli söylentilere göre vaktiyle Kafrom Kalesi'nde oturup, bölgeye egemen olan ''Kulpo'' isimli bir derebeyinden aldığı sanılmakta. Ancak, bölge halkının kulp işçiliğinde çok ileri gittiği yapılan kazılardaki bulgulardan anlaşıldığı belirtiliyor.
Lice: Diyarbakır'ın en eski tarihe sahip ilçelerinden biri olan ''Lice''nin adına ilk kez Asur kaynaklarında rastlanmaktadır. Bu kaynaklara göre bölge ''Şirişa'' olarak adlandırılmakta.
Lice adının ne zaman kullanılmaya başlandığı bilinmemekle birlikte ''Holuris'' ten geldiği sanılmaktadır. Holuris, İllirisis, İlice ve daha sonra Lice biçiminde değişmiştir.
Silvan: Asurlar zamanında kurulmuş olduğu söylenen Silvan; Diyarbakır ile ortak bir geçmişe sahip. Büyük Tigran tarafından kurulan Tigranokerta olarak bilinen Silvan, Helenistik Çağın en büyük ve en önemli kentlerinin başında gelmektedir.
Silvan adı eskiden Meyafarkin'de hüküm süren Süleymanî (Silivânî) Kürt beyleri sülalesinin adından gelir. Süleyman adının Kürtçe telaffuzundan ibarettir. Esasen kasabanın değil, merkezi burada olan beyliğin ve idari birimin adıdır.
Sur: İlçe adını, ilçe merkezi ile çevirili bulunan Diyarbakır Sur’larından almıştır. 2008 yılında, 5747 sayılı Kanunla, Diyarbakır’ın en eski yerleşim merkezinde kurulmuştur.
Yenişehir: Yenişehir İlçesi Diyarbakır sur dışında ilk yerleşim alanına açılan mahallesi iken, 22 Mart 2008 tarih ve 26824 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5747 Sayılı Kanunla bağımsız bir ilçe haline gelmiştir.
Sur dışında kurulan ilk yerleşim yeri olması nedeniyle Yenişehir adını almıştır.