Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Derneği, Sultan Şeyhmus Türbesiyle ilgili sosyal medya paylaşımında yazar Birsen İnal’ın “Özümsen Diyarbekir” kitabından alıntılanarak bilgiler sıralandı.
Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Derneği’nin sosyal medya paylaşımında Sultan Şeyh Musa Türbesi'ne ilişkin şu ifadelere yer verildi:
“Diyarbakır-Mardin Yolu üzerinde bulunan Sultan Şeyh Musa veya halk arasında Sultan Şeyhmus olarak bilinen türbe hem Diyarbakır hem Mardin’de birçok çocuğa isim olarak verilir. Bu durumun temel sebebi türbenin kadınların çocuk sahibi olabilmesi için adak adanılan kutsal bir alan olarak görülmesidir. Asıl adı Sultan Şeyh Musa el Zulî’li olan Sultan Şeyhmus’un yaşadığı dönemde Mardin'de çıkan büyük bir yangının tüm uğraşlara rağmen söndürülemediği, halkın Sultan Şeyhmus'tan yardım istediği, Sultan Şeyhmus'un sönmeyen bu yangının orta yerine elinde tuttuğu asayı atmasıyla son bulduğu tüm bölgede rivayet edilir. Çocuk sahibi olmak isteyenlerin ritüeli ise şöyle gerçekleşir: Kadın türbeye giderek adak adar ve çocuğunun olması için Allah’a dua eder. Xelwetxana denilen Sultan Şeyhmus'un ibadet ettiği kuyunun ağzında yetişen yabani incirlerden yiyerek niyet eder. Eğer kadın hamile kalırsa adak kurbanını türbede keser ve orada dağıtır. Doğan çocuk erkek olursa Şeyhmus, kız olursa Sultan ismi koyulur. Adaklı olan çocuk erkekse yedi yıl saçı hiç kesilmez, yedi yılın sonunda kesilen saçın ağırlığı kadar para yoksullara dağıtılır. Sultan Şeyhmus'a gidileceği zaman bir gün evvelinde adaklı çocuk yedi kapıdan dilendirilir, bu parayla çocuğa giysi alınır. Yedi yaşına kadar adaklı çocuğa ailesinin parasıyla giysi alınmaz; bunu bilen komşu ve akrabalar çocuğa belli günlerde kıyafet hediye eder. Her yılın yaz aylarında Sultan Şeyhmus'a gidilir kurbanlar kesilir, kurban etinin bir kısmı oradaki köylülere dağıtılırken diğer kısmı da dergâhın mutfağına bırakılır.
Bu inanışı özetleyen cümle ise şudur: Yedim inciri, doğdum Şexmûs’i”