Bir zamanlar 12 farklı dini grubun bir arada yaşadığı kadim kent Diyarbakır'da bu dini grupların hangi mahallelerde yoğun olarak yaşadığını biliyormusunuz?

Birçok medeniyetin yaşam kaynağı olan ve bazı kaynaklarda medeniyetlerin beşiği olarak adlandırılan Mezopotamya'nın bu bolluk ve bereketinin kalbinde yer alan Diyarbakır, tarihinde bir çok dini grubu da barındırdı. Kültürel çeşitliliğin 
bütün renklerini bir arada taşıyan Diyarbakır'da bir zamanlar, Müslümanlarla birlikte; Ortodoks Ermeni, Katolik Ermeni, Süryani, Katolik Süryani, Keldani, Ortodoks Rum, Katolik Rum, Protestan, Yahudi, Ezidi, Kıptî ve Şemsiler olmak üzere 12 farklı dini grup bir arada yaşayarak ibadetlerini gerçekleştiriyordu.

DÖRT ANA KAPI VE DİNİ GRUPLAR

Diyarbakır'da bütün dini gruplar 19. yüzyıla kadar birlikte yıllarca ibadetlerini rahatlıkla yerine getiren gayri Müslümlerin ağırlıklı olarak nerede yaşadıklarını araştırdık. 

Urfakapı, Mardinkapı, Yenikapı ve Dağkapı'danm oluşan 4 ana kapısı bulunan kadim kenttin Mardinkapı bölgesinde Ermeni, Saraykapı bölgesinde Yahudi, Urfakapı'nın Alipaşa Mahallesi'nden Mardinkapı kesiminde Süryani ve Ulu Cami, Melik Ahmet Paşa, İskender Paşa semti arasını kapsayan Dağkapı kesiminde de  Türk Arap ve Kürtler çoğunluktaydı.

Urfakapı'dan Melik Ahmet semtine kadar olan bölgede 1970'li yılların sonuna kadar ipek ve pamuk dokuma ve boyama tezgâhlarında Süryaniler dokumacılık yaparlardı.

Ermeniler, Mardinkapı kesimindeki başlangıç noktası Dörtayaklı minare olan Hançepek, Gavur Mahallesi ya da yeni adıyla Hasırlı mahallesinde yoğunluklu olarak yaşarlardı. Ermeniler, Dört Ayaklı Minarenin karşı tarafındaki Yoğurt Pazarının alt kısmına kadar olan çarşıda, demircilik, kalaycılık, logarcılık, yemenicilik mesleklerini yaparlardı.

GAVUR VE FILLA KELİMESİNİN ANLAMI

Ermeniler yoğunluklu olarak Hançepek mahallesinde yaşarlardı. Bu nedenle buraya Gavur mahallesi denirdi. Müslümanlar Ermenilere ''Fılla'' derlerdi. Diyarbakır'da yaşayan gayri Müslüm nüfus arasında Ermeniler ilk, Süryaniler ikinci sırada yer alıyordu.
 
İşte Gavur ve Fılla kelimelerinin anlamı ve kökeni.

Fılla: Kürtçe olarak kâfir, inançsız, gavur demek. Arapça fellah sözcüğünden geldiği sanılıyor.

Gavur ise, Türkçe'de Müslüman olmayan kişileri belirtmek için kullanılan bir sıfat. Gavur'un kökeni Farsça, ateşe tapan, mecusi ateşperestten gelmektedir. 

Ancak, günümüzde sık olmasa da kullanılan ''gavur'' kelimesi 'aşağılayıcı'' olduğu gerekçesiyle yasaklandı. 1856 yılında Osmanlı Devleti içinde ilan edilen ve Osmanlı Devleti bünyesinde yaşayan, hangi dinden olursa olsun herkesin birbiriyle eşit haklara sahip olmasını öngören Islahat Fermanı ile birlikte, Gavur sözcüğünün de içinde bulunduğu pek çok küçük düşürücü kelime yasaklandı.

HANÇEPEK ADININ ANLAMI

Yeni adı Hasırlı Mahallesi olan Hançepek'in (xahçepek diğer adıyla Gavur mahallesi) Kürtçe kelime anlamı ''bir bıcak'' demek.  

Hançepek, başta Orta Asya ve Kazakistan olmak üzere bazı Türk ve Moğol topluluklarında bir çalgının da adı. Kabak, ağaç veya kemikten yapılan Hançepek, üfleme çalgıları arasındadır. Parmağınızla deliğe hava üfleyerek çalınır. Karşılaştırıldığında, Hançepek, kaval benzeri bir çalgıdır ve kullanımı diğer üflemeli çalgılara benzerdir.

Hançepek, genellikle düğün, bayram ve özel kutlama gibi etkinliklerde ya da eğlenceli aktivitelerde çalınır.

Haber / Eyüp Kaçar

Editör: NAZMİ KAHRAMAN