İRFAN GÖZEN
Diyarbakır, yüzyıllar boyunca veba ve kolera gibi ölümcül salgınların pençesinde kıvranan bir şehir oldu. Tarihi İpek Yolu üzerindeki konumu ve göç yollarının kesiştiği bir noktada bulunması, şehri bulaşıcı hastalıklara açık hale getiren en önemli faktörler arasında yer aldı.
Diyarbakır salnamelerinde yer alan bilgilere göre, kentin, 17. yüzyıldan itibaren 13 kez veba ve kolera salgınlarının şiddetli etkisiyle sarsıldığı belirtiliyor. Salgınlarla Diyarbakır, her seferinde büyük yıkımlarla karşı karşıya kaldığı kaydediliyor.
Özellikle ''Kara ölüm'' olarak da bilinen veba salgınları, şehirde on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtilerek, salgınların ardından yaşanan ekonomik çöküş, sosyal karışıklıklar ve göçlerin, şehri uzun yıllar boyunca etkilediği bildirildi.
THE TIMES HABER YAPTI
Özellikle 1894-1895 yıllarındaki kolera salgınının çok şiddetli olduğu ve İngiliz The Times Gazetesi'nce haber yapılarak dünya kamuoyuna duyurulduğu ifade ediliyor. Salgın, Diyarbakır'ı adeta felç ederken, şehirde yaşayan insanlar açlık, hastalık ve ölümle mücadele etmek zorunda kaldı.
DİYARBAKIR NEDEN SALGINLARA MARUZ KALDI
Diyarbakır'ın bu kadar sıklıkla salgınlarla mücadele etmek zorunda kalmasının nedenleri arasında, tarihi İpek Yolu üzerinde olması, göçler ve ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmasının yanı sıra, o dönemdeki sağlık koşullarının yetersizliği de gösteriliyor. Salgınlar, sadece Diyarbakır'ın değil, tüm insanlığın ortak bir sorunu olsa da, şehir bu konuda ağır bedeller ödedi.