Ateşböcekleri, alacakaranlık ve gecenin karanlığında birbirlerine sinyal vermek için parlak bir kimyasal reaksiyon kullanır.

Ateş böceklerinin yazın en önemli işaretlerinden biri olduğunu ve geceleri parılddığını kaydeden araştırmacılar, ateşböceklerinin, kendi ışığını üretme yeteneğine biyolüminesans dendiğini ve bunun, dünyanın her yerindeki  bakterilerde ve mantarlarda bulunduğunu söyledi.

Ateş böceği ailesini oluşturan 2000'den fazla böcek türü de dahil olmak üzere, insanların onları görebileceği çok az sayıda canlı bulunduğunu ifade eden uzmanlar, bu böceklerin bazı bölgelerde ''yıldırım böcekleri'' olarak adlandırıldığını belirtti.

IŞIĞIN ANAHTARI LUSIFERIN

Böcek Haberi̇çi̇

San Diego'daki California Üniversitesi'nden biyokimyasal genetikçi Timothy Fallon, ateş böcekleri ışıklarının anahtarının ''lusiferin'' adı verilen bir bileşiğe dayanan kimyasal reaksiyon olduğunu söyledi.

''Luciferin, hücrelere enerji sağlayan bir molekül olan adenozin trifosfat (ATP) ve magnezyumun varlığında oksidasyon adı verilen bir süreç olan elektronları kaybederek ışık üretir. Bu reaksiyona lusiferaz enzimi aracılık eder. Ateşböceklerinin karınlarında, bu reaksiyonların meydana geldiği, ışığın yansımasına ve artmasına yardımcı olan  kristalize ürik asit tabakası içeren ışık organları vardır'' diyen Fallon, bu canlıların nasıl ışık üretebildiğinin ancak son birkaç yüz yılda anlaşıldığını belirtti.

Ateş böceklerinin aydınlanmak için lusiferin, lusiferaz, adenosin trifosfat (ATP) ve magnezyuma ihtiyacı olduğıunu kaydeden uzmanlar, ateşböceklerinin metamorfozu tamamlayıp yetişkinliğe ulaştıklarında yeni ışık organları yaptıklarını söyledi.

Uzmanlar, ateşböceklerinin aldıkalrı oksijen oranına göre ışıklarını açıp kapatabildiklerini kaydederek, ''Oksijenin olmaması karanlık demektir'' dedi.

Lşve Sience

Editör: NAZMİ KAHRAMAN