Livesience'de yer alan araştırmaya göre, milyonlarca yıl önce, yedi kıta yerine tek bir dev kıta vardı: Pangea. 320 ila 195 milyon yıl önce var olan bu süper kıta, Dünya'nın tarihine damga vurdu. Günümüzdeki kıtaların atası olan Pangea, zamanla parçalanarak bugünkü halini aldı.

TEK PARÇA OLAN KITA

Dünya'nın kayıp kıtası Pangea'nın sırları ortaya çıkıyor

Kıtaların bir yapboz gibi birbirine uyması, jeolojik kayıtlar, fosil kalıntıları ve manyetik alan analizleri, Pangea'nın varlığına işaret eden önemli ipuçları sunuyor. Örneğin, Pensilvanya'daki kömür yatakları, Polonya, Büyük Britanya ve Almanya'dakilerle benzerlik gösteriyor. Bu da Kuzey Amerika ve Avrupa'nın bir zamanlar tek bir kara parçası olduğunu gösteriyor.

Pangea'nın oluşumu ve parçalanmasının, levha tektoniği ile açıklandığını kaydeden bilim insanları, şöyle dedi:

''Dünya'nın kabuğu, manto üzerinde hareket eden levhalardan oluşur. Bu levhaların hareketi, kıtaların birleşmesine ve ayrılmasına neden olur. Pangea'nın oluşumu yüz milyonlarca yıl süren kademeli bir süreçti. Gondwana ve Laurasia gibi dev kara kütleleri, yaklaşık 320 milyon yıl önce çarpışarak Pangea'yı oluşturdu.

Ancak Pangea, sonsuza dek var olmadı. 195 milyon yıl önce başlayan bir dizi olayla, süper kıta parçalanmaya başladı. Gondwana ve Laurasia ayrıldı, ardından Gondwana da kendi içinde bölündü. Afrika, Güney Amerika, Antarktika, Hindistan ve Avustralya, Gondwana'nın parçaları olarak ortaya çıktı.

Pangea'nın iklimi de bugünkünden çok farklıydı. Dev kıtanın iç kesimleri kurak ve çöl gibiyken, bazı bölgelerde tropikal yağmur ormanları vardı. Kömür yatakları, Pangea'da bol miktarda yaşam olduğunu gösteriyor. İklim modelleri, Pangea'nın iç kesimlerinde şiddetli mevsimsel değişiklikler olduğunu ve ani sellerin yaşandığını ortaya koyuyor.

Pangea'nın keşfi, Dünya'nın tarihine bakış açımızı değiştirdi. Gezegenimizin dinamik yapısını anlamamızı sağlayan bu süper kıta, hala birçok sırrı barındırıyor.''

Bilim insanları, Pangea'nın iklimi, yaşam formları ve parçalanma süreci hakkında daha fazla bilgi edinmek için araştırmaların devam ettiğini söyledi.


 

Editör: NAZMİ KAHRAMAN